KARAR Davacı, davalının ortağı ve temsilcisi olduğu şirkette yönetici olarak çalışırken sözleşmesinin mutabakatla feshedildiğini, işçilik alacağından ayrı olarak davalıdan şahsi alacağının bulunduğunu, bunun düzenlenen protokollerde açıkça düzenlendiğini bildirerek, şahsi alacağının tahsili için başlattığı takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın işçilik alacağından kaynaklandığı gerekçesi ile iş mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, davalının ortağı ve temsilcisi olduğu şirkette yönetici olarak çalışırken sözleşmesinin mutabakatla feshedildiğini, işçilik alacağından ayrı olarak davalıdan şahsi alacağının bulunduğunu, bunun düzenlenen protokollerde açıkça düzenlendiğini bildirerek, şahsi alacağının tahsili için takip yaptığını bildirerek eldeki davayı açmıştır....
Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden alacağının 357.843,98-TL olduğu, davacının ikramiye alacağının varlığını ispat edemediği, talep ettiği yıpranma alacağının yasal dayanağının bulunmadığı, davacının talep edebileceği kıdem tazminatı alacağının 3.828,37-TL, talep edebileceği ihbar tazminatı alacağının ise TL cinsinden 31.879,43-TL olduğu, neticeden davacının iflas tarihi itibariyle müflis şirketten olan alacak toplamının 420.179,20-TL olduğu, iflas idaresinin alacağı 1.sırada reddettiği ve alacağın sırası konusunda taraflar arasında niza bulunmadığı nazara alınarak, 420.179,20-TL davacı alacağının iflas masasına kayıt ve tesciline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır. HÜKÜM: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, .... TC kimlik numaralı davacı ...'un müflis ... Proje Akaryakıt Enerji Madencilik Telekomünikasyon İnşaat Sanayi Taahhüt ve Ticaret A.Ş.'...
ASLİYE HUKUK(İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2022 NUMARASI : 2020/117 2022/131 DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 23.03.2015- 28.01.2020 tarihleri arasında, park temizlik işçisi olarak çalıştığını, davalılardan T3 üst işveren, belediyenin iştirakı olan diğer davalı son çalışmış olduğu taşeron firma T5 olduğunu, davalı tarafından davacı müvekkilinin iş akdi 28.01.2020 tarihinde hiçbir haklı ve geçerli sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, üst işveren olarak davalı belediye ve son işveren olarak diğer davalı şirket, müvekkilin tüm işçilik hak ve alacaklarından hukuken sorumlu olduklarını, bu sebeplerle müvekkiline verilmek üzere kıdem tazminatı, ihbar tazminatını, yıllık ücretli izin alacağının, fazla mesai ücret alacağının, hafta tatili ücreti alacağının, ulusal bayram ve genel tatili izni alacağının, agi alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve yargılama gideri ve vekalet...
İlk derece mahkemesi kararının özeti: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; '' 1- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 35.558,02 TL brüt kıdem tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 8.328,32 TL brüt ihbar tazminatı alacağının 1.000,00 TL sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 09/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 13.384,80 TL brüt yıllık izin ücreti alacağının 500,00 TL sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 09/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 147,23 TL net asgari geçim indirimi alacağının 100,00 TL sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 09/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Takdiren %30 hakkaniyet indirimi uygulanarak belirlenen...
Sonuç: Hüküm fıkrasının 1,2,3 ve 4. paragraflarının tamamen çıkartılarak, yerlerine; “ Net 2850,00 TL ücret alacağının 1000 TL sinin dava tarihi olan 20/02/2013 ‘den itibaren, 1850 TL sinin ise ıslah tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Net 8733,76 TL fazla mesai ücret alacağının 2000 TL sinin dava tarihi olan 20/02/2013 ‘den itibaren, 6733,76 TL sinin ise ıslah tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Net 615,40 TL genel tatil ücret alacağının 100 TL sinin dava tarihi olan 20/02/2013 ‘den itibaren, 515,40 TL sinin ise ıslah tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Net 2874,19 TL yıllık...
Düşüncesi : 6183 sayılı Yasa'nın 37. maddesine uygun biçimde tahakkuku yapılmış kamu alacağının vadesinde ödenmemesi nedeniyle idarece ödeme emri düzenlenerek tahsili yoluna gidilmesi doğaldır. Ancak ödeme emrine karşı açılan davada da, 6183 sayılı yasa'nın 58. maddesi uyarınca davacının borcu olup olmadığı hususunun araştırılması gerekir. Belirtilen nedenle, tahakkuk aşaması dava konusu edilmemek suretiyle kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür....
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan ; “Brüt 7.665,18 TL kıdem tazminatı alacağının akdin feshi tarihi olan 17/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,“ şeklindeki ilk bendin tamamen çıkartılarak yerine, “Brüt 7.665,18 TL kıdem tazminatı alacağının, akdin feshi tarihi olan 17/04/2015 tarihinden itibaren 100-TL’si için yasal faiz, kalan kısmı için ise mevduata uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, ‘’Brüt 1.183,23 TL Ulusal Bayram Genel Tatil ücreti alacağının 50,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek mevduta uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,“ şeklindeki üçüncü bendin de tamamen çıkartılarak yerine, “Brüt 1.183,23 TL Ulusal Bayram Genel Tatil ücreti alacağının 50,00 TL'sinin dava...
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin b, c, ç, d alt bentlerinin hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine, “b)Brüt 587,40.TL yıllık izin ücreti alacağının 10,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan miktarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, c)Brüt 5.438,83. TL fazla mesai ücreti alacağının 10,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan miktarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ç)Brüt 530,83. TL ulusal bayram genel tatil alacağının 10,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan miktarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, d)Brüt 1.700,93....
Davacının fazlaya ilişkin fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine. 5-) Net 824,80 TL genel tatil ücreti alacağından; net 200,00 TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek (taleple bağlı kalınarak) kanuni faiziyle birlikte, bakiye net 624,80 TL genel tatil ücreti alacağının ıslahla faiz talep edilmediğinden faizsiz olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.” ifadesi çıkarılarak, yerine “4-) Net 23.727,23 TL fazla çalışma ücreti alacağından; net 1.966,33 TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek (taleple bağlı kalınarak) kanuni faiziyle birlikte, bakiye net 21.760,90 TL fazla çalışma ücreti alacağının ıslah tarihinden itibaren kanuni faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine....
tahsili usulünün denenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tahsil imkanı bulunmadığı takdirde kanuni temsilci olan davacıdan tahsili cihetine gidilmesi gerekmekte iken, anılan usule uyulmaksızın doğrudan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....