Taraflar arasında sözleşmeye konu edilen ürünlerin miktarında ve teslim tarihinde bir uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık, davacı tarafça davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davalının, davacının alacağından ayıptan kaynaklanan zarar bedelini mahsup edip edemeyeceği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Alıcının ayıptan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmesi için yasanın kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olması gerekir. Ticari satımda satıcının ayıptan sorumluluğuna gidilebilmesine ilişkin şekli koşullar Türk Ticaret Kanununun 23....
Dava, Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıdan alınan makinaların arızalanması sonucu işbu makinalarda ayıp bulunup bulunmadığı ayıp var ise niteliği ve ayıptan kaynaklı onarım bedeli talebinden ibarettir. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK'nun 83 ilâ 85 ve HMK'nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır....
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirketin takip/dava tarihi itibarıyla davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklı olarak ---- alacaklı olduğu, davalı şirket defterlerine göre; davalı şirketin takip/dava tarihi itibarıyla davacı şirkete faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklı olarak --- borçlu olduğu, taraflar arasında ----- mutabakatsızlık bulunduğu, ------mutabakatsızlığın; davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenerek ticari defterlerde davacı şirket aleyhine borç kaydı yapıldığı, ancak davacı şirketçe ticari defterlerde kayıtlara alınmayarak ve noterlik vasıtasıyla davalı şirkete iade edilen;---- içerikli, ----- tutarlı fatura ile farklı kur nedeniyle oluşan------ oluştuğu, taraflar arasında sadece reklamasyon ve reklamasyonun iadesi şeklinde düzenlenmiş ------faturalar için farklı kur uygulaması yerinde olmayıp, nitekim taraflar arasında daha önce bu yönde gerçekleşmiş işlemlerde farklı kur...
Satıcının ayıptan sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp kavramının tanımı kanunda tam olarak bulunmamakla birlikte, ayıptan sorumluluk halleri bu maddelerde hüküm altına alınmıştır. Ayıp kavramı hakkındaki genel tanım, sözleşme gereği edimin taşıması gereken nitelik ile mevcut nitelik arasındaki fark şeklindedir. TBK. m. 219’da sözleşmeye aykırılık halinde iki ayrı durum mevcuttur. Bunların ilki, satıcının alıcıya birtakım nitelikler bildirmesi ve bu niteliklerin söz konusu şeyde bulunmamasıdır. İkincisi ise sözleşme konusu şeyden beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumların mevcut olmasıdır. Buna dürüstlük kuralı çerçevesinde karar verilmektedir. Alıcının beklediği faydanın dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada objektif değer baz alınır. Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlar: a) Ortada bir ayıp bulunmalıdır Ayıp; maddi, ekonomik veya hukuki olabilir....
Dolayısıyla satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin zamanmışımı süresinin TBK m 146' da belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresini çıkaran diğer bir deyimle TBK m 231/1'de belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanmasına engel olan kusurun mutlaka ağır kusur olması gerektiği m. 231/2' de açıkça ifade edilmiştir. Alıcının ayıptan doğan sorumluluk hükümleri çerçevesinde satıcıya başvurarak 2 yıllık zamanaşımı süresi ile bağlı olmaksızın dava ve talepte bulunabilmesi için zorunlu olan bu ağır kusurun satıcı tarafından ve satıcının ayıplı olarak devretmekte ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Ancak dosya içerisinde tarafların sunduğu delil ve belgelerden davalı satıcının ağır kusurunu gösterir nitelikte bir vakıa bulunmamaktadır. Davacı alıcı bir kısım faturalar ve ayıptan doğan ihbar yükümülüğünü yerine getirdiğine ilişkin noter aracılığıyla göndermiş olduğu ihtarnameleri dosyaya sunmuştur....
Buna göre davacı TBK'nın 227/1-3 maddesi uyarınca ayıptan doğan ücretsiz onarım hakkını kullanarak ödediği parça ve işçilik bedellerinin istirdadını talep etmektedir. Mahkemece araç üzerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan teknik bilirkişi raporunda, araçtaki arızanın transfer kutusu ve şaft takozunun değiştirilmesi suretiyle onarılmış olduğu, arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığı, bu parçaların aracın ekonomik ömrüyle aynı olması beklenen çalışma ömürlerinden çok daha kısa sürede arıza gösterdiği, dolayısıyla aracın gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Davalı ......
"Taşınır satışlarında ayıptan sorumluluk, TBK m.219 ilâ m.231 arasında düzenlenmiş bulunmaktadır. TDK'ya göre ayıp, diğer anlamlarının yanı sıra "kusur, eksiklik" anlamlarında da kullanılmaktadır. Bu kapsamda satış sözleşmesinde ve taşınır satışları özelinde ayıp, satış sözleşmesi konusu olan şey hakkında satıcının bulunduğunu bildirdiği niteliklerin bulunmaması veya şeyde objektif olarak bulunması gereken niteliklerin (türün mutad kullanım amacına elverişlilik gibi) bulunmaması/bulunmaması gereken niteliklerin bulunmasıdır. TBK m.219/2'ye göre; "satıcı şeydeki ayıpları bilmese bile sorumludur". Bu hüküm uyarınca, satıcının ayıptan doğan sorumluluğunda kusurlu olması şart değildir. Satıcının ayıplı mal tesliminden doğan doğrudan zararlardan kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Bu halde alıcı, satıcının kusurunu ispatlamak zorunda olmaksızın ayıptan doğan doğrudan doğan zararlarının tazminini isteyebilir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 16.05.1994 tarihinde sözleşme imzalandığını, inşaatta kullanılan malzemelerin kalitesi ile ilgili anlaşmazlıklar çıktığını, bu uyuşmazlıklar nedeniyle görülen davaların birleştiği 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/105 esas sayılı dosyasında bilirkişilerin verdikleri rapor ve 1.Asliye hukuk mahkemesinin bu davanın gerekçelerinden farklı bir nedenle 1999/948 esas sayılı dosyasında açılmış sözleşmenin feshi davasının reddi nedeniyle 3.Asliye hukuk mahkemesi dosyasına açılan davanın da reddedildiğini , 1.Asliye hukuk mahkemesinin 1998/948 esas sayılı dosyasında sözleşmenin geriye etkili olarak feshinin istendiğini ancak bu davada dava konusu ettikleri olayın o sırada ileri sürülmediğini, zira bu davada ileri sürdükleri olayın gizli ayıptan kaynaklı ,sözleşmenin geriye etkili olmak üzere feshi istemi olduğunu, müvekkili aleyhine arsa sahibi olarak inşaatta kullanılan beton kalitesinin düşük olması nedeniyle taşınmazda oturan kişilerin yaptırdıkları...
Davalı vekili, araçtaki arızanın, gizli ayıptan kaynaklı olmayıp, aracın kullanımından kaynaklandığını, müvekkili şirketçe servis olarak araçta meydana gelen zararın garanti kapsamında tamir edildiğini, sorunsuz olarak teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Fer'i müdahil vekili, müvekkili şirketin dava konusu aracın yetkili ithalatçısı olup, davanın kabulü halinde davalı bayi tarafından müvekkili şirkete rücu edileceğinden davalı yanında fer'i müdahale talebinde bulunduklarını, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, araçta imalat hatası olmadığını, davacının aracı kötü kullanımından kaynaklanan arızaların meydana geldiğini, davacı talebinin koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davaya konu klimanın bulunduğu yere talimat yazılmış, alınan bilirkişi raporuna göre makinedeki arızanın kullanım kaynaklı olamayacağı makinenin ayıplı olduğu bildirilmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin seçimlik hakların ifasına ilişkin davadır. Davacı vekili malın ayıplı olduğunu öne sürmüş davalı cevap vermemiştir. Davacının sunduğu belgeler ile keşifteki bilgiler nazara alındığında taraflar arasında bir satım sözleşmesi yapıldığı, satıma konu malın keşifte görülen klima olduğu, davalının ayrıca bir garanti taahhüdü altına girdiği malın ise ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Yine alınan rapora göre ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu görülmekle ihbar külfetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde davacının ayıp oranında indirim, ücretsiz onarım ve misliyle değişim haklarından birini kullanma imkanı vardır....