ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/265 ESAS - 2021/179 KARAR DAVA KONUSU : Alacak-(Taşınmazdaki ayıptan kaynaklı) KARAR : Belirtilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yoluna başvuru sonucu dosya dairemize gönderilmekle yapılan öninceleme ve değerlendirmede; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : GEREKÇE: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle"...müvekkillerinin yönetim planının 43.md.gereğince dükkanın ön tarafındaki bahçeninde kendilerine tahsis edilecek olması ve taşınmazın satış bedelinin ,dükkanın ön tarafını da kapsar şekilde hesaplanarak takdir edildiğini,zira sözü edilen 43.maddede"...dükkanın ön cephesindeki bahçe,dükkanın istifadesine kat maliklerince satın alınırken yapılan mukavele ile kabul edilmiştir.Pastahanenin istifadesine terk edilmiştir"şeklinde olduğunu,ancak sonradan 6 kat malikinin başvurusu üzerine Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mah.nce "önceki yönetim kurulu kararı üstüne sonradan eklenmek suretiyle oluşturulduğu,dolayısıyla bu maddenin yok hükmünde...
Sayılı ilamı ile onanmış; davalı vekili bu sefer karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ileri sürülen karar düzeltme sebeblerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair Karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir. 2-Dava, ayıptan kaynaklı bedel iadesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile aracın fatura bedeli 71.260,25 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, ancak aracın iadesi yönünden bir karar verilmediği gibi, aracın üzerinde her hangi bir takyidat olup olmadığı da araştırılmamıştır....
Dava, ayıptan kaynaklı ürünün iadesi ile bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı tüketicinin, tamir talebi ile seçimlik haklarını tükettiği, itirazi kayıt ileri sürmeksizin ürünü teslim aldığı, ilk tamirden sonra azami sürenin aşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı eldeki davasında, onarım hakkını kullandığını, ancak üründeki arızanın giderilmediğini, üründen faydalanma imkanının ortadan kalktığını beyanla, talepte bulunmuştur....
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Daire'nin 28.09.2016 tarih 2015/10471 E., 2016/17416 K. sayılı ilamı ile onanmış, davalı şirket vekili bu sefer karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK'nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir. 2-Dava, ayıptan kaynaklı ürün bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulü ile KDV dahil 24.780,00 TL ürün bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, kararda bu yön itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, ürün bedelinin tahsili yönünde karar verildiğine göre, ürünün de davalı satıcıya iade edilmesi gerekeceği açıktır. Taraflardan birinin haksız zenginleşmesine sebebiyet verilecek şekilde hüküm kurulamaz....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satışa konu araçtaki ayıptan kaynaklı sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile araç bedelinin iadesine karar verilmiş, ancak sözleşmenin feshi ve aracın iadesine ilişkin bir karar tesis edilmemiştir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup davalı yararına bozma nedenidir. 3-03.06.2013 tarihli ... 6.Noterliğinin....yevmiye numaralı işlemine konu araç satış sözleşmesinde, satış bedeli ve kasko bedeli 34.200 TL olarak gösterilmiş olup, resmi satış senedi hükmünde olan noterlik belgesindeki miktarın aksini savunan davalı bu durumu ispatla yükümlüdür....
nın ayıptan sorumluluğu düzenleyen 194. maddesi ve gözden geçirme ve satıcıya bildirme başlıklı 198. maddesi ve T.T.K.'nın ticari satış ve trampa başlıklı 25. maddesi hükümlerine göre dava konusu ürünlerde imalat hatasından kaynaklı olarak var olan ayıbın 23.09.2011 tarihli sipariş montaj formuna şerh düşülerek ürünlerin teslim alınmaktan imtina edilmesi ve e-mail ile de davacıya bildirimin yapılması sebebi ile söz konusu ürünlerdeki ayıbın davalı tarafça derhal davacıya bildirildiği, bu bağlamda davalının sözleşmeden dönme hakkını kullanması mümkün bulunduğundan davacının bakiye alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece toplanan delillere,benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalıdan satın alınan iki adet konteynerda elektrik tesisatından kaynaklı olarak meydana gelen yangın nedeniyle davacının 16.400,00 TL zarar gördüğü, yangının konteynerlardaki gizli ayıptan kaynaklandığı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, sözleşmeden dönmeye ve satım bedelinin iadesini talebe hak kazandığı , davacının elinde bulunan konteynerların hurda bedeli indirimi ile birlikte 10.000,00 TL satım bedeli tutarı ve ayıp dolayısıyla uğradığı zararlar nedeniyle 6.400,00 TL davacıdan talep edebileceği, manevi tazminata ilişkin talebinin ise koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık satım konusu malın ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle yanması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Öncelikle malın ayıplı olduğunu mal üzerinde inceleme yapılarak tespit edilmelidir....
- K A R A R - Dava, ayıplı aracın ayıptan ari misli ile değiştirilmesi veya 10.000 TL ve araç değerinin düşmesi nedeniyle 15.000 TL olmak üzere toplam 25.000 TL'nin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davalılar ayrı ayrı, aracın ayıptan ari olarak teslim edildiğini, üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemişlerdir....
Yüklenici kusurların kendisine ihbar edilmediğini iddia etmediği takdirde hakim bu hususu kendiliğinden dikkate alamaz ve ayıp ihbarı yapılmış gibi yüklenicinin ayıptan kaynaklanan sorumluluğunu kabul etmesi gerekir (Emsal Dairemizin 22.02.1990 tarih 1989/3070 E. 1990/736 K.). Somut olayda davalı usulüne uygun tebligata rağmen yargılamaya katılmamış, dolayısıyla ayıbın ihbar edilmediğini ileri sürmemiştir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek davalının ayıptan kaynaklanan sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayıptan doğan haklar için kanunda öngörülen kısa zamanaşımı süresinden faydalanamaz. Sorumsuzluk anlaşmasına dayanarak sorumlu olmadığını iddia edemez. TBK 225/2 ayıptan doğan sorumluluk rejiminde satıcının ağır kusurlu olmasına sonuç bağlanan tüm konularda uygulama alanına sahiptir. TBK 225/2 eşliğinde hem TBK 225/1 hem de TBK 221 hükümleri tacirler arası satışlarda da uygulanacaktır....