Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A K A R A R ESAS NO : 2022/546 Esas KARAR NO : 2024/207 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/06/2022 KARAR TARİHİ : 07/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; " Ticari işletmelerin devri haklinde işletmenin aktif ve pasifleriyle topyekün devredileceği kanunu ile düzenlendiğini, işletmeye bağlı borçlardan yeni malikin sorumlu olacağını, işletmeyi devreden eski malik işletmenin borçlarından iki yıl süre ile yeni malik ile birlikte ve müteselsilen sorumlu olduğunu, eczanelerin ticari işletme olması nedeniyle bu işletmeyi işleten eczacıların da tacir olduğunu, eczacıların hukuki sorumluluğunun söz konusu olduğunu, dolayısıyla işletmeyi devralan davalının işletmeye...
Ticari işletme kavramı TTK 11'de "(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir." hükmünde de belirtildiği üzere bir ticari işletmeninin esnaf işletmesi için öngörülen sınırın üstünde gelir sağlamayı hedef tutması ve devamlı ve bağımsız bir şekilde faaliyet göstermesi gerekmektedir. Mevcut davada yukarıda izah edildiği üzere davacının uyuşmazlık konusu yılda bir esnaf işletmesinin üstünde bir işletmesinin bulunmadığı görülmüş olup, Ticaret Sicil Gazetesi internet sitesinden yapılan sorgulamada da bir ticari işletmenin işletildiği de görülmemiştir....
Davaya konu takip dosyasında yapılan incelemede davacı tarafından davalı aleyhine 21.054,59 TL kaçak elektrik bedeli; 526,36 TL gecikmiş gün faizi; 105,27 TL faizin KDV'si olmak üzere toplam 21.686,22 TL toplam alacak üzerinden 20/10/2023 tarihinde ilamsız yolla takip başlatıldığı; takip kapsamında davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiği; davalı tarafından 08/11/2023 tarihli itiraz dilekçesinde borcun tamamına itiraz ettiğinden bahisle itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında davalının gerçek kişi olması nedeniyle tacir olup olmadığı hususunda yapılan araştırmada davalının ticaret sicil müdürlüğü nezdinde gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı; ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda kaydının bulunduğu ve ... Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazısında davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır. Mahkememiz ticari davalara bakmakla görevli olup bu davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak 6102 sayılı TTK m.4'de öngörülmüştür....
Diye beyanda bulunduğu, davacı tarafın incelemeye esas olarak sunulan ticari defterlerinin 2018 yılında işletme defteri olduğu, İşletme defterinin sadece gelir ve gider kısımlarından ibaret olduğu, hesap bazlı bakiye borç alacak ilişkisinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın İŞLETME ESASI usulüne göre tuttuğu defterinin GELİR ve GİDER kısmında davalı taraf'ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, davacı tarafın takip talebine ilişkin olarak herhangi bir fatura sunmadığı, davalı taraftan aldığını iddia ettiği ödemelere ilişkin talep edilmesine rağmen herhangi bir teşvik edici belge de sunulmadığı, ödemelerin davacı tarafın işletme usulü defter tutması nedeniyle ticari deftere kaydedilemediği, davalı tarafında ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, alacağın ticari defter ve kayıtlar üzerinden tespitinin mümkün olmadığı,." şeklinde rapor düzenlenmiştir....
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25.06.2020 tarih ve 564 ve 586 sayılı kararları gereğince, "6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve ünvanı, ticari defterler, acentelik sözleşmesi, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit) hukukundan kaynaklanan alacaklara ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararların" istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (21). Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (21). Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021 Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ......
Hukuk Dairesinin ... tarihli ... esas-... karar sayılı ilamı ile;"TTK'nın 3. maddesinde "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir." hükmü düzenlenmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise, TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir....
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken ---haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ----- Davaya konu icra takibi, taraflar arasındaki takip dayanağı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 13.1.2011 gün, 19324-176 sayılı, 6.Hukuk Dairesinin 7.12.2010 gün 6035-13412 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava,ticari işletme kira sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 6.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 6.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,dosyanın bu Daireye gönderilmesine 12.4.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....