WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sıfatı İle) DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hüküm Tüketici Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    O halde kısmi dava veya belirsiz alacak davasında, hakkın bulunması ve sebebin ortaya çıkması halinde borçlunun taşınır veya taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasında ve karar verilmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Dosya içeriğine göre davacı işçilik alacaklarının tahsili amacı ile belirsiz alacak davası olduğunun tespiti ile kısmi eda külli tespit niteliğinde dava açmış ve davalının alacakların tahsilini imkansız hale getirmek için taşınmaz ve araçlarını elden çıkardığını belirterek, araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacının iş ilişkisi nedeni ile işçilik alacaklarını talep ettiği, bu anlamda bir hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının hakkının olması nedeni ile araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak hakkın bulunması yeterli değildir....

      Buna göre, mahkemece sadece asıl alacak kısmı için itirazın iptaline ve davacıda olan taşınmaz zilliyetliğinin davalılara iadesine asıl alacak kısmı üzerinden % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan 1. Bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2. Bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.6.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Davacı ile davalılar murisi arasındaki sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle davacının işlemiş faize yönelik talepte bulunamayacağı ve geçersiz sözleşmeye konu taşınmaz hisselerinin zilliyetliğinin davalılara iadesi gerektiği yolundaki bozma nedenlerine aynen katılıyorum....

        nin, sıra cetvelinde 1. sıraya 312.371.278,011-TL alacak tutarı ile kaydedildiğini, ... A. Ş.'nin icra dosyasındaki kesinleşmiş alacağının yalnızca 2.408.987,44-USD (yaklaşık 17 milyon TL) olup, ...'ın bu alacak dışında kesinleşmiş herhangi bir alacak tutarı bulunmadığını, ... A. Ş.'nin "üst sınır ipoteği" niteliğindeki ipotek tutarı kadar alacaklı olduğunu söylemenin hukuken mümkün olmadığını, zira hem ... A. Ş.'nin ipotek tutarı için bir icra takibi başlatmadığını ve alacağını kesinleştirmediğini, hem de ipotekle yüklü taşınmaz kamulaştırıldığı için bundan böyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapabilme hak ve imkanını yitirdiğini, 2.408.987,44-USD (yaklaşık 17 milyon TL) dışında ... A. Ş. açısından kesinleşmiş bir alacağın bulunmadığını, müvekkil şirketlere ait kamulaştırılan taşınmaz üzerinde ... A. Ş.'nin 1. derecede ipoteği bulunmaktaysa da, ... A. Ş.'nin bugüne kadar ipotek ile ilgili herhangi bir takip yapmadığını, 4721 Sayılı TMK'nın 858....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/828 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

          Somut olayda; taraflar ile davalının murisi ... arasında düzenlenen 17/04/2010 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, vasiyete konu taşınmazın 178 metrekaresinin 30.000.000 eski TL karşılığında davacıya ait olacağının kararlaştırıldığı, taşınmaz bedelinin davacı tarafından davalının murisine ödendiği sabittir. Davacı, harici taşınmaz satış sözleşmesine istinaden terditli olarak açmış olduğu davada , öncelikle tapu iptal ve tescilini, kabul edilmediği takdirde ise taşınmaz rayiç değerinin davalı mirasçıdan tahsilini istemiş olup; alacağın tereke borcu olduğu anlaşılmıştır....

            parseldeki taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun 2004/6346, 6348 ve 635 Esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK.nun 277, 278, 280 ve 283 maddeler gereğince iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile ... parseldeki taşınmazların satışına ilişkin tasarrufların 2004/6346, 6348 ve 6350 Esas sayılı takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/592 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile ... mevkii 2528 parseldeki taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun 2004/6346, 6348, 6350 Esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK.nun 277, 278, 280 ve 283.maddeler gereğince iptaline, davacıya taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, 14.6.2016 tarihli tensip kararı ile %15 teminatla 16.000 TL ile sınırlı olarak ve karar kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmazlar üzerine İİK’nun 281/2.maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş; davacı vekili 14.6.2016 tarihli dilekçesi ile takip konusu alacağın 1.583,274,01 TL olduğunu miktar belirtilmeden takip konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, Mahkemece 14.6.2012 tarihli ek kararla takibe konu 1.583.274,01 TL’sının %15’i miktarında teminat yatırıldığında takip konusu alacak miktarı olan 1.583.274,01 TL sınırlı olarak ve karar kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, davacı vekili 15.6.2016 tarihli dilekçesi ile teminat miktarının tapudaki satış bedeli olan 16.000 TL üzerinden alınması gerektiğini, miktar belirtilmeden takip konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş; mahkemece davacı vekilinin itirazı...

                Kadastro tespiti sırasında 694 sayılı taşınmaz davalı ..., 695 sayılı taşınmaz ise ...adına tespit görmüştür. Davacıların murisi tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/316 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davasında, 694 ve 695 sayılı taşınmazların 1/6 payının davacıların murisi ...'a ait olduğuna karar verilmiş, ilgili karar 18.07.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kararın ardından, 694 sayılı taşınmaz davalı ... tarafından 31.07.2002 tarihinde; 695 sayılı taşınmaz ise davalılar ...mirasçıları tarafından 09.07.2013 tarihinde üçüncü kişiye devredilmiştir. Davalı ...'in 694 sayılı taşınmazın, davalılar ...mirasçılarının ise 695 sayılı taşınmazın 1/6'sı kadarıyla, davacıların murisi aleyhine sebepsiz zenginleştikleri ve sebepsiz zenginleşme sonucu elde ettikleri miktarı iade etmekle yükümlü oldukları kuşkusuzdur....

                  Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 4. maddesinde “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu