Tic AŞ aleyhine iş mahkemesinde işçilik alacağına dair davalar açıldığı, mahkeme ilamlarının icra takibine konu edildiği, davacı ile birlikte toplam 12 gerçek kişinin dava dilekçesiyle alacak davasını açtıkları, iddialarını tüzel kişilik perdesinin aralanmasına dayandırdıkları, dosyanın tefrik edildiği, iş mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, mahkemece açılan dava hakkında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Emsal Yargıtay 11. HD 2017/3979 Esas, 2017/5598 Karar ve 23.10.2017 kararı ile; "...Ancak, davacı vekili, davalı şirketler arasında organik bağın bulunduğunu ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak borçtan sorumlu tutulmaları gerektiğini, davalı gerçek kişilerin ise bu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ve ortakları olduğu için borçtan sorumlu olduklarını ileri sürmüştür....
Tüzel kişilik perdesinin aralanması ( ... ) teorisinin amacı tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyet sağlamaktır. Perdeyi aralamak teorisiyle tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabilmektedir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır. (Coşkun Koçak, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması 1. Uluslararası Ticaret Sempozyumu 02 Şubat 2008 Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını s.h.58) Somut olayda toplanan deliller ve tüm dosya mündericatına göre, müflis ... İnşaat ve San. A.Ş.'...
Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. 26....
Sayılı ilamı uyarınca, bahsi geçen davalı şirketi temsil eden yönetim kurulu üyeleri ve iş bu davadaki davalılardan ..., ... ve ...’un şikâyete konu eylemi sabit görülerek mahkûmiyetlerine karar verildiğini, davalı ... ile ..., ... ve ... hakkında yapılan araştırmalarda, şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinin bağımsız ve sınırlı sorumluluğunu perde olarak ve üçüncü kişilerin alacaklarının tahsilini önlemek amacıyla TMK Md. 2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanması ve aynı tüzel kişiliği temsilen organik bağ içerisinde tek ve yegane bir şirket olduğunu, şirket ortaklarının tüzel kişiliğin ardına sığınarak Ticaret Hukuku hükümleri uyarınca şirket tüzel kişiliği kimliğinden doğan haklarını kötüye kullanarak dış dünyada farklı hukuki sonuç doğması adına hileli tüzel kişilik kimlikleri oluşturduklarını ve bu sebeplerle de yukarıda belirtilen İzmir ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ... Sayılı dosyası ile İzmir ... İcra Müdürlüğü’nün ......
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir....
Zira tüzel kişilik perdesinin aralanması, tüzel kişilerin borçlarından dolayı başkalarının sorumlu tutulamayacağı ilkesinin, özellikle şirketlerin sadece sermayeleri ile sorumlu olacakları ve tüzel kişilerin borçlarından dolayı ortakların sorumlu tutulamayacağı kuralının önemli bir istisnasını teşkil etmektedir (Çamoğlu, Ersin: Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 12). 26. Anlaşılacağı üzere tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir. 27....
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadı. Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir....
Kural olarak borç ilişkinin dışında bir başka gerçek ya da tüzel kişiye karşı borç ilişkisinden doğan alacak hakkı ileri sürülemez. Ticaret şirketlerinde ise sınırlı sorumluluk ilkesi ayrı ve bağımsız malvarlığı oluşumunu yaratmaktadır. Tüzel kişi ile ortakları arasında malvarlığı ile sorumluluk ayrılmaktadır. Ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda alacaklıların hak ve menfaatlerini korumak için Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson hukuk sistemlerinde “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” geliştirilmiş ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları veya kardeş şirketleri sorumlu tutma imkanı getirilmiştir. Teorinin amacı, hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesidir....
Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi uyarınca, tasfiye işlemleri tamamlandıktan ve terkin işlemi gerçekleştirildikten sonra tüzel kişiliğin aktifi yahut pasifi mevcut ise ek tasfiye işlemleri başlatılabilir. Bu durumda tasfiye sırasında gözden kaçan birtakım alacak veya borçlardan söz edilir. Ek tasfiye tüzel kişiliğin bu alacak veya borçların tahsil edilmesine mahsus olmak üzere geçici süre ile ihya edilmesi durumudur. Ek tasfiye nedeniyle geçici olarak ihya edilmek istenen tüzel kişilik adına Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmalıdır. Davada karşı taraf olarak ilgili ticaret sicili müdürlüğü ve tasfiye memurları gösterilir. Davayı son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar açabilirler. Yukarıda da anlatıldığı üzere şirket ihyası davalarında ticaret sicili müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi zorunludur. Bu nedenle dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ......
amme alacağı olmadığı için davanın öncelikle husumet nedeniyle reddi gerektiğini, limited şirket ortaklarının şirket borçlarından sorumluluğu olmadığını, mahkeme müvekkilimiz ve diğer davalı T6’ın sorumluluğu yönünden değerlendirme yaparken tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılması teorisinden bahisle her iki davalının da sorumlu olduğuna karar verdiğini, mahkemenin tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılması teorisinden yola çıkarak şirket dışındaki davalıların sorumluluğuna karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki bu yönde bir değerlendirme yapılacak olsa dahi payını devretmiş bir ortak olarak müvekkilimin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, 6102 sayılı türk ticaret kanunu düzenlenirken kanun koyucular tarafından, şirketler topluluğu ve güven sorumluluğu gibi ilklerin hukukumuza kazandırılması sağlanmışsa da tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi kanuna alınmamıştır. bu nedenle tüzel kişiliğin varlığı, tüzel kişilikte ayrılık ve sınırlı sorumluluk ilkeleri çerçevesinde...