Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında 3.kişiye ödediği tazminatı sigorta ettiren davalı ... ile sigortalıya ait aracın sürücüsü olan davalı ...'tan tazminini talep etmiş olup, davalı (sürücü) ... sigorta sözleşmenin tarafı değildir. Bu durumda, mahkemece bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava, trafik sigorta (ZMSS) poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ../... -2- 2012/5604 2012/10664 Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında 3.kişiye ödediği tazminatı sigorta ettiren davalı ... ile sigortalıya ait aracın sürücüsü olan davalı ...'den tazminini talep etmiş olup, davalı (sürücü) ... sigorta sözleşmenin tarafı değildir....
İlgili poliçeler ve özel şartları dosyaya eklendiği takdirde ilgili tazminat talebine konu rahatsızlığın davalı nezdinde teminatta olup olmadığı, her iki poliçe limit ve kapsamları hakkında tekrar inceleme ve değerlendirme yapılabilir. -2 Sağlık sigorta poliçesinin sigorta sözleşmeleri açısından Bireysel ve Grup Poliçeleri olduğu ve birbirinden farklı oldukları, -Her iki poliçenin başlangıç ve bitiş tarihlerinin birbirinden farklı olduğu, -Ödenen sağlık giderinin müşterek sigorta kapsamında rücu edilemeyeceği, -Ödenen sağlık giderinin çifte sigorta kapsamında rücu edilemeyeceği, -Dava dışı sigortalının sağlık giderlerinin karşılanması için sebepsiz zenginleşmeye sebep olmayacak şekilde istediği sağlık sigorta poliçesinden talepte bulunabileceği" şeklinde görüş bildirilmiştir....
Öte yandan poliçe kapsamında rücu talebinin yöneltileceği kişi, poliçenin sigorta ettireni olduğu ve uyuşmazlığa esas 95482061 no.lu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinde sigorta ettiren bilgisi yer almamakta olup sigortalısının dava dışı ... olduğu göz önüne alınarak sigorta ettirenin de dava dışı ... olduğunun kabulü ile davacı sürücü ... 'in sigorta sözleşmesine taraf olmadığı, dolayısıyla davalı sigortacının poliçe kapsamında ödediği tazminatı, 95482061 sayılı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi bakımından üçüncü kişi durumunda olan davacıdan rücu edemeyeceği alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğundan, davacının davasının kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle; 1-Davanın KABULÜ ile, Ankara ......
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminatın tahsili için başlatılan ve kesinleşen icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; talebin TTK'da yer alan sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesince; davanın TTK'nın 1472 maddesi uyarınca rücuan tazminat isteminden kaynaklandığı, konusunun haksız fiil olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan alacağın sigorta hukukundan kaynaklanıp Ticaret Kanununda düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise,uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca, kasko sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın kusurlu olduğu idda edilen karşı aracın işleteni ve ölü sürücüsünün mirasçılarından rücuen tahsili isteminden ibarettir....
İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde "Zorunlu sorumluluk sigortaları" düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ticaret Mahkemesince de, davanın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun uygulanmasına ilişkin olduğu görevli mahkemenin Sosyal Güvenlik İş Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İş Mahkemesi tarafından ise, davaya konu uyuşmazlığın haksız fiile dayalı bir uyuşmazlık olduğu iş mahkemelerinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Kişiye yapılan ödemenin rücusu amacıyla davacı hakkında takip başlatıldığını, takip nedeniyle borçlu olmadığından bahisle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır Dava ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine dayalı başlatılan itirazın iptali ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı 3. Kişinin halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İş bu dava sigorta poliçesinden kaynaklı alacak talepli itirazın iptali davasıdır. Yargılama aşamasında tarafların sulh olduklarına dair dilekçe ibraz ettikleri yargılama giderleri konusunda anlaştıkları duruşmada da taleplerinin imza altına alındığı görülmekle ,konusuz kalan dava hakkında karar verilemsine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava birleşik kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı ..., eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır....