Dava, davacı ile davalı Yeşil GYO arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden sözleşmeden dönme, yapılan ödemelerin denkleştirici adalet hükümleri gereğince iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ayni hak içerdiği ancak resmi şekilde düzenlemediği anlaşılmaktadır. Kural olarak Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisi benimsenmiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda TMK'nun 705, TBK'nun 237, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu'nun 60.maddeleri gereğince ve HGK'nun 15.11.2000 tarih, 2000/13- 1612 E, 2000/1704 K.sayılı kararı ile taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir.Bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satış vaadi sözleşmesi gibi temlik borcu doğuran sözleşmelerde satış konusu olan malın sözleşme yapıldığı anda mevcut olmasına ya da satıcının mal varlığında bulunmasına gerek yoktur....
Noterliğinin 19/09/2003 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, ... katın arsa malikine verileceği kararlaştırılmasına rağmen sözleşmeye ve mimari projeye aykırı şekilde oluşturulan 1 nolu bölümü 01/09/2005 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davalıya teslim ettiğini, yüklecinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, satış vaadi sözleşmesinin kendisi bakımından bağlayıcı olmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden ecrimisil isteğini ıslah etmiştir. Davalı; çekişmeye konu bölümü satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak aldığını, fuzuli şagil olmadığını, imara ve mimari projeye aykırılığın sözleşmeyi hükümsüz kılmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcunu isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....
Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 14.12.2010 tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri çerçevesinde ihtilafın çözümlenmesi gerekir. Bu kanun kapsamında davada sağlayıcı / satıcı konumundadır. Satıcının bu kanundan kaynaklı sorumluluğu her zaman mevcuttur. Taraflar arasındaki sözleşmenin 14.10.maddesinde işbu sözleşmeden doğacak bütün ihtilaflarda muhatabın yüklenici firma olduğu belirtilmiş ise de, davacının muhatabı satıcı konumundaki davalı Emlak Konut A.Ş'dir. Sözleşmenin dava dışı firmaya yükletilmesi satıcının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2019/69 ESAS - 2020/205 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar arasında 14172 yevmiye numaralı 20/07/2000 tarihli Iğdır Noterliği tarafından düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözlemesinin düzenlendiğini, 917 Ada 18 Parselde yer alan taşınmaz üzerinde inşa edilecek binada 3. Kat 6 nolu dairenin satışının vaat edildiğini, satış bedeli olarak 6.000.000.000 liranın ödendiğini, cezai şart olarak da bu bedelin belirlendiğini, vaade konu bağımsız bölümün devrinin gerçekleşmediğini, kat mülkiyetinin kurulmadığını, bu sebeplerle 917 Ada 18 Parselde yer alan taşınmaz üzerindeki 3....
Nitekim aynı hususlar, Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15-427 E., 2021/685 K. sayılı emsal kararında da açıklanmıştır. 16.06.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 9. maddesinde sözleşmenin devri düzenlenmiştir....
Nitekim aynı hususlar, Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15- 427 E., 2021/685 K. sayılı emsal kararında da açıklanmıştır. 16.06.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 9. maddesinde sözleşmenin devri düzenlenmiştir....
DELİLLER : Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi, konut satış formu, sözleşme bedeli ve ödemeye ilişkin düzenlemeler belgesi, kredi maliyet bilgileri ve geri ödeme planı, senet suretleri, tapu kaydı, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin fekki, alacak, eksik iş, ceza-i şart, kira bedelinin tahsili, olmadığı taktirde sözleşmenin feshi ile yapılan ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkindir....
Sonuç olarak; taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin beyanlar hanesine şerhi ile sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağına kavuşur ise de Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Somut olayda da satış vaadi sözleşmesi 18.01.2005 tarihinde tapuya şerh edilmiş ancak beş yıl süre geçtikten sonra va konusu taşınmazlara bazı haciz şerhleri işlenmiştir. Yasanın emredici hükmüne rağmen satış vaadi sözleşmesi şerhi re’sen terkin edilmediğinden beş yıllık sürenin dolmasıyla yolsuz tescil haline gelerek kendiliğinden hükmünü kaybetmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan noterde düzenlenen 1.10.2010 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 17 sayılı parseldeki binanın zemin kat ½ hissesinin meskene dönüştürülerek ortak yerleri de tamamlanarak tesliminin taahhüt edildiği halde, projesinde sığınak olan üçüncü bodrum katın meskene dönüştürüldüğünün anlaşılması nedeniyle sözleşmeden dönerek ödediği satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....