(Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY Dava, 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; 08.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını .....'e satmayı vaat etmiştir. 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını bu defa .....'e satmayı vaat etmiştir. 11.10.1993 tarihinde, vaat alacaklısı ..... olan 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmiştir. 04.03.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinden 8001/18288 payını ...'a satmayı vaat etmiştir. 22.08.1994 tarihli "düzenleme şeklinde temlikname" ile temlik eden ....., 08.04.1993 tarihli ve ...... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını, temlik alan ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2021/30 E - 2021/511 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında Babaeski Noterliği' nin 03.09.1997 tarih ve 08907 yevmiye numarasına kayıtlı alarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bağlayıcı bir anlaşma olmakla birlikte, vaat borçlusuna, ileride sözleşme konusu taşınmaz ile ilgili olarak taşınmaz satış sözleşmesi yapma borcu yükleyeceğini, ayrıca taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, kural olarak tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşme gerekleri doğrultusunda, vaat borçlusu, taşınmaza ilişkin satış sözleşmesini yapmakla, vaat alacaklısı da taşınmazın satış bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili ile...
davacıya teslime çalışılması üzerine,davacı tarafından sözleşmenin feshi ile ödenen satış bedelinin tahsili ve bakiye bedel içinde borçlu olmadığının tesbiti talepli dava açıldığı,mahkemece davacının talebinin kabulüne karar verildiği,dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davalı,dava konusu taşınmaza ilişkin arsa payı tapusunu üstüne almadan davacıya satmış,dava dışı arsa sahibi tarafından 4.1.2011 tarihinde arsa payı tapusu davacıya devredilmiştir.Davacı taraf,davalı ile aralarındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini hukuki ayıp nedeniyle feshedip ödemelerini talep ettiğine göre,bu satış sözleşmesi nedeniyle elinde tuttuğu tapu kaydının da davalıya iadesi gerekir.Zira satış sözleşmesinin tasfiyesi talep edildiğine göre davacı elindeki tapunun da davalı tarafa iadesine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Mahkemece, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 14.06.2004 tarihinde düzenlenen gayimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın dava dışı kooperatife olan borçlarından davalının sorumlu olduğu iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Mahkemece; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı ile davacı ... ... arasında imzalanan 14.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kazanılan hakların 14.06.2009 tarihine kadar geçerli olacağı, bu nedenle davaya konu 19.11.2012 tarihinde düzenlenen kooperatif borçlarından dolayı düzenlenen senetler nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin olarak davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçe gösterikmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirmek gerekir ki; satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerinde uygulanacak zamanaşımı süresi 6098 sayılı T.B.K....
Belediye Başkanlığının yazısına göre inşaat ruhsatı 30.7.1991 tarihinde verilmiş ve 5 yıl sonra 30.7.1996 tarihinde süresinin dolduğu ve bu tarihten önce yenilenmediği, yanlar arasındaki sözleşmenin ise bu tarihten sonra olması nedeniyle zamanaşımı başlangıcının da sözleşme tarihi olacağı sonucuna varılmakla, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. Gerekçesiyle" davalılara karşı açılan ve alacak davası olarak ıslah edilen davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından sürüsinde temyiz edilmiştir.Davada; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan evin, tapusunun verilmemesi nedeniyle, alacak talep edilmektedir. Mahkemece; alacağın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayanması nedeniyle, 10 yıllık zamanaşımına tabii bulunduğu hususundaki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
a satılan taşınmazlardan 200 M2'lik kısmını ...dan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın 2012/163-5334 davalılar tarafından tapudan dava dışı... Elektrik Üretim A.Ş'ye satıldığından bahisle satış bedelinin faizi ile tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalılar davanın reddini dilemiş, Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi ile temlik edilen; taşınmazın mülkiyetinin geçirimini talep hakkıdır. Satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmenin ihlali halinde taşınmazın bedeline yahut tazminine ilişkin hakkın da temlik edildiğine dair bir hüküm yer almayıp, alacağın temlikinde belirli, muayyen bir hakkın temliki bahis konusudur. Alacağın temliki (BK m. 162-172) yoluyla borç ilişkisinin devri mümkün değildir.Bu şekilde,davacı, satış vaadine ilişkin sözleşmeden doğan hakkını akidine ileri sürebilir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/9609 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini istediği icra takibinde alacak sebebi olarak; Bulgurlu, 2405, 2403, 2399 adalardaki ödenen hisse satış bedellerinin ifa edilememesinden dolayı iadesi yazdığını, dava dilekçesinde de; Bulgurlu, 2405, 2403, 2399 adalardaki hisseler için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığı ve icra takibinin sözleşme kapsamında bedel iadesi için olduğu açıklandığı, davacıların alacağına ve icra takibine dayanak olduğunu belirttiği sözleşmenin Üsküdar 1. Noterliği 14.08.2015 Tarih, 15640 Yevmiye Nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi olduğunu, dava dilekçesinde de alacağın sebebinin satış vaadi sözleşmesi doğrultusunda ödenen bedelin iadesi olduğunu, müvekkillerinin satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığını, Üsküdar 1....
- K A R A R - Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan protokol gereği müflis şirketin borcunun bulunduğunu,her iki alacak kalemi toplamı olan 899.083.00 TL’nin iflas idaresi tarafından masaya kayıt talebinin reddine karar verildiğini belirterek, söz konusu alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile protokolün aynı tarihte yapıldığını, taraflar arasında tek hukuki ilişki bulunduğunu,müflis sorgu zaptı ve müflis şirketin defterlerinden bu durumun anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalılar, müteahhit olarak davacıların murisi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, ölümü nedeniyle ifa imkanı kalmadığından şekli olarak davacılar ile yapılan satış vaadi sözleşmesi ile üç dairenin alındığını, daha sonra sözleşmenin davacılarla karşılıklı feshedildiğini ve sonrasında taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapımının dava dışı adakent kooperatifine verildiğini ve davacıların murisinin hakları gözetilerek davacı ile satış vaadi sözleşmesi yapıldığını,ancak gerçekte bir para alışverişinin olmadığını, taşınmazın inşa edilmemesi nedeniyle teslim imkanı olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece dava dışı müteahhidin edimini yerine getirmemesi nedeniyle ifanın imkansız hale geldiği ve ifanın imkansız hali gelmesinde davalıların kusurunun bulunmadığı bu nedenle davacının ödediği bedeli talep edebileceği 2011/16154-2012/1530 Gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece cebri tescil isteminin, satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş ise de dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığı,bu nedenle davalının taşınmazı davacılar adına tescil ettirmesinin imkansız olduğu ve Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi uyarınca borç ilişkisinin sona erdiği gerekçesi ile reddine, asli müdahilin isteminin ise müdahilin taşınmaz maliki ile taşınmazı satın alan kişi arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin danışıklılık nedeniyle iptalini isteme yetkisinin bulunmadığı, satış vaadi sözleşmesinin ihaleden önce yapıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar , davalı ve asli müdahil temyiz etmişlerdir. 1-Davalı ...’in temyiz isteminin, aleyhine acılan davanın reddedilmesi nedeniyle kanun yoluna başvurmada hukuki yararının bulunmadığından reddine. 2- Davacıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Tapu Kanununun 26 maddesi uyarınca usulüne uygun yapılmış geçerli bir satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilebilir....