Davalı, cezai şart kesintisinin hukuka uygun olduğunu, 19/09/2013 tarihinde yapılan taşınmaz mal satış ve inşaat yapım fesih sözleşmesi ile tarafların birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında imzalanan gayrimenkul sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen cezai şartın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmediğinden, cezai şartın geçerli olmadığı, ayrıca, sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 6. maddesi dikkate alındığında, cezai şarta ilişkin düzenlemenin haksız şart niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Birleştirilen davada davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, davaya konu satış vaadi sözleşmesinde satış vaat edenlerden ... öldüğünden terekesine temsilci atanması ve temsilci aracılığıyla davaya devam edilmesi gerektiğini, husumetin hatalı yöneltildiğini, satış vaadi sözleşmesinin bedelsiz olup özünde bağış niteliğinde olduğunu, satış vaadi sözleşmesinden sonra bu satış vaadi sözleşmesi nedeniyle pay devrinin yapılması karşısında sözleşmenin hükümsüz hale geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, asıl davada davacı- karşı davalı ... tarafından açılan davanın kabulüyle, 2830 ada 94 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına olan 126/516 paydan 33/516 payın, ... adına olan 126/516 paydan 33/516 payın tapularının iptali ile iptal edilen 66/516 payın davacı ... adına tapuya tesciline, davalı- karşı davacılar ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tahliye davasına konu ettiği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dayanağı olan ilk satış vaadi sözleşmesinin "sıhhat şartı" yokluğundan geçersiz olduğu yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu olan yerin, sıhhat şartı yokluğu nedeniyle geçersiz olan bir satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, zira müvekkilinin kullanımda olan dava konusu yerin satışı, önce müvekkili tarafından dava dışı Ali Çağlar'a, alacağının teminatı olarak müzayeka altında vaad edildiğini, Ali Çağlar'ın da işbu geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak davacıya satış vaadinde bulunduğunu, dolayısıyla davacının tahliye davasına konu ettiği satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi batıl olduğundan ikinci satış vaadi sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, ilk satış vaadi sözleşmesi iki açıdan sıhhat yokluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, satış vaadi sözleşmesi, tapu siciline...
O halde; davacı ile dava dışı yükleniciler arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi kanunun öngördüğü resmi şekilde düzenlendiği için geçerlidir. Tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmede, edimini yerine getiren davacı, karşı tarafın yani yüklenicilerin de edimini yerine getirmesini isteyebilecektir. Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi geriye etkili olarak feshedildiği için yüklenicinin taşınmazın mülkiyetini devir vaadine ilişkin "aynen ifa” yükümlülüğünün yerini "tazminat borcu" almıştır. Bu nedenle davacı satış vaadi sözleşmesini yaptığı satış vaadi borçlusu olan yükleniciye müracaat etmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 28.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/10/2020 tarih ve 2019/105 Esas - 2020/163 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili T1 arsa sahibi olan davalı T3 vekalet verdiği Yakup Bozkurt ile 03/04/2018 tarihinde Adana 18.Noterliğinin 11783 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme hükümlerince davalının Adana ili, Sarıçam ilçesi, Sofulu mahallesinde bulunan 777 adan 8 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulmuş veya kurulacak olan kat irtifakı veya kat mülkiyetine göre A blok 3.kat 6.bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerindeki tüm hak ve hisselerini 100.000 TL bedel karşılığında müvekkil T1 devretmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinden satış vaadi bedeli olarak 40.000 TL'nin nakden alındığını, davalının satış vaadi sözleşmesinde taahhüt etmiş olduğu taşınmazı müvekkiline devretmediğini, sözleşmeye konu taşınmazı 3. bir şahsa sattığını...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de, sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın, satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir. Kural olarak başkasının zilyetliğindeki tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların satışı ve başkasına ait tapuda kayıtlı taşınmazların noter tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satışı, kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle geçerlidir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davalı yüklenicinin emlak vergilerinin ödenmesi yükümünü üzerine aldığı, davacı bu sözleşmede taraf olmasa da sözleşme taraflarında olan arsa sahibi ...ile yaptığı satış vaadi sözleşmesi nedeniyle vaad alacaklısı konumunda olduğu ve taşınmazla ilgisi bulunduğu, ödemek zorunda kaldığı bedeli davalıdan rücuen isteyebileceği gerekçesiyle, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalı yüklenicinin ödemekle yükümlü olduğu emlak vergisinin dava dışı arsa sahibinden satış vaadi alacaklısı olan davacı yanca ödenmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda mahkemece, davacının arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin tarafı...
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R AR Asıl davada davacı, taraflar arasında düzenlenen 26.05.1993 tarihli noterden düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile, davalıların murisi ......
a 69.000.000.000TL ödendiğini, ihtarnameye cevap olarak ... 2.Noterliğinin 23 Şubat 2005 ve 02093 Yevmiye numaralı ihtarnamesi satış vaadi akdinin feshedildiği ve gabin nedeniyle tapu iptali için dava açılacağı hususlarının belirtildiğini ileri sürerek 25.10.2004 tarih ve 15132 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin gabin nedeniyle iptaline ve taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan satış vaadi şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, ileri sürülen hususların tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, davacı, eşi ... ve oğlu ...'ın bu yeri satmak için iş yerine geldiklerini, bedelde anlaşıldıktan sonra aynı gün ...' da tapu işlemleri yapılmak üzere tapu müdürlüğüne gidildiğini, ancak tapu kaydında davacının baba adının olmaması nedeni ile işlem yapılamaması ve parayı acilen almak istemeleri üzerine, davacı ile birlikte Noterde satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, davacının baba adının tapuya yazılması için ......