WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Taraflarınca iş bu davadan önce aynı sözleşmeden kaynaklı cezai şart talepli ve tarafları aynı olan başka bir dava açıldığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerinde cezai şarta ilişkin herhangi bir müzakere gerçekleştirilmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilebilecek nitelikte olmadığını, taraflarca akdedilen sözleşmede cezai şart bedelinin maktu olarak karşılaştırıldığını, davacının alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın sözleşmeyi 10/02/2021 tarihinde feshettiğini, dava dilekçesindeki talep sonucunun açık olmayıp davacının her bir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunulduğunun belirtilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Taraflarınca iş bu davadan önce aynı sözleşmeden kaynaklı cezai şart talepli ve tarafları aynı olan başka bir dava açıldığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerinde cezai şarta ilişkin herhangi bir müzakere gerçekleştirilmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilebilecek nitelikte olmadığını, taraflarca akdedilen sözleşmede cezai şart bedelinin maktu olarak karşılaştırıldığını, davacının alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın sözleşmeyi 10/02/2021 tarihinde feshettiğini, dava dilekçesindeki talep sonucunun açık olmayıp davacının her bir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunulduğunun belirtilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      nin davacının abonelik sözleşmesini devam ettirip ve sözleşmeye dayanarak davalının tüketmiş olduğu su bedelinin tahsili için yasal yollara başvurması gerekirken tamamen kendi kusuru ile ve yukarıda belirtilen hukuki duruma aykırı olarak tahsilatı hızlandırma bahanesi ile abonelik sözleşmesini feshedip, sayacı söküp, suyu da kapatarak davalının kaçak su kullanmasına ve bu şekilde de zararın doğmasına kendisinin sebep olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, kaçak su kullanımından kaynaklı alacak talebine ilişkindir. İSKİ Tarifler Yönetmeliği'nin 36.maddesinde kaçak ve usulsüz su kullanılmasına ilişkin hükümlerin yer aldığı yine 36.maddenin içerisinde yer alan geçici maddede; kaçak su bağlantısı yaparak ruhsatlı ve imar mevzuatına uygun yapılarda su kullananların abone olmalarını sağlamak için tek taraflı ve resen abone yapılabileceği düzenlenmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davalı tarafa farklı tarihlerde lokum ve şekerleme satıldığı, davalının satıştan kaynaklı ödemeyi yapmadığı belirtilerek itirazın iptalinin talep edildiği, Davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, iki nolu duruşmaya katılarak beyand abulunduğu ayıp savunmasında bulunduğu, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; satım ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkin Büyükçekmece ..... İcra Müdürlüğü'nün ..........

          Davacının her ne kadar taşınmaz yönünden sözleşmeden dönme talebi tapu kaydının iptaline yönelik bir talep olsada “çoğun için de azda vardır” kuralı gereğince davacının taşınmazın gizli ayıplı olması nedeniyle uğradığı maddi zararın tazminini talep etmiş olması nedeniyle, gizli ayıp nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın tespiti ile, gerekirse nisbi metod uygulanmak suretiyle tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, olup bozmayı gerektirmiştir....

            İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesi ve cevap dilekçesi incelendiğinde davanın konusunun sözleşmeye istinaden var olan bir borç ilişkisinden kaynaklı sözde alacak iddiası olduğunun açıkça görüldüğünü, iki tacir arasındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davlarında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

              e ilişkin olarak icra takibi kapsamında hiçbir icrai işleme devam edilemediğini, müvekkili şirketin alacaklısı olduğu ... ... şirketine ilişkin davalıların hazırladıkları makul güvence veren ... raporunun mevzuata ve hukuka tamamen aykırı olması ve bunun sonucunda sahte belgelerle konkordato alınarak müvekkilinin mağdur edildiğini beyanla 650.000,00 TL tutarındaki maddi zararın belirsiz alacak davası olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsili ve 10.000,00 TL tutarındaki manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Sigorta AŞ vekili; davacının iddia ettiği zararların dolaylı zarar olduğunu, poliçe teminatı kapsamında olmadığını, müvekkiline husumet ileri sürülemeyeceğini ve söz konusu hasara ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur....

                MAHKEMESİNCE : Ürünlerin üretim hatasından kaynaklı olarak ayıplı olduğu, davacının süresi içerisinde ayıpların davalı tarafa bildirildiği, ürünlerin kullanım şekli, ayıpların nitelikleri, sürekli tekrar eden ayıplar oluşu gözetilerek davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının usulüne uygun olduğu, müspet zararın tahsili talep edilmiş ise de, davacı tarafından 25/07/2016 tarihi itibari ile dönme iradesinin kullanıldığı, ürünlerin 30/10/2015 tarihinde teslim edilmiş olduğu hususları gözetilerek davacının sunduğu faturaların davaya konu ürünlerin arıza yapması nedeniyle meydana geldiğini gösterir zararların olduğu hususunda yeterli delilin sunulmadığı gerekçesiyle ürünlerin davalıya iadesine 35.000,00 TL'nin 07/08/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ,davacının müspet zararının tahsiline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir....

                Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle talep edilen iş gücü kaybı ve mahrum kalınan bedel nedeniyle alacak istemi müspet zarar vasfında olup davacı tarafça ödenen iş bedelinin tamamı talep edilmek suretiyle sözleşmeden dönüldüğü ve sözleşmeden dönme halinde müspet zararının talep edilmesinin mümkün bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davada davalı yüklenicinin ayıplı tamiratı sebebiyle 2. tamirat nedeniyle daha fazla ödeme yapılmak zorunda kalındığı ileri sürülerek bununla ilgili olarak 1.000,00 TL zararın tahsili de talep edilmiştir. Söz konusu zarar iddiası feshin haklı olması halinde menfi zarar niteliğinde olduğundan yükleniciden talep edilebilir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik harcın tamamlattırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın 24/09/2004'te akdedilmiş bir akit ve bu akde bağlı 27/05/2005 tarihli bir temlik akdinden kaynaklı bir dava olduğunu, davanın 1 ve 10 yıllık hak düşürücü zaman aşımına tabi bir dava olduğunu, davanın müstenidinin 2004 tarihli akdin taraflarının davalı müvekkili ile dava dışı ... Ltd. Şti. olduğunu, davacı dava dışı ... Ltd. Şti'yle bir temlik sözleşmesi akdettiklerini iddia ettiğini ancak bu hususun davacı müvekkiline tebliğ edilmediğini, öte yandan davalı müvekkili ile dava dışı ... Ltd. Şti.'nin 29/03/2006 tarihli ibraname ile karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiklerini, böylece bahsedilen 2004 tarihli sözleşmeden kaynaklı, 29/03/2006 tarihinden evvel tüm münasebetlerden ötürü taraflar arasında hiçbir alacak borç ilişkisi kalmadığını, ... Ltd. Şti yetkilisi ...ile davacı ...'ın kardeş olduklarını, bu sebeple davacı yahut dava dışı ... Ltd. Şti....

                    UYAP Entegrasyonu