Somut olayda kabul edilen ve davalı tarafça istinaf edilen maddi tazminat miktarı 1.805,40-TL'den ibaret olup, kesinlik sınırı içerisinde olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça, verilen hüküm manevi tazminatın düşük olduğu nedeniyle istinaf edilmiştir. TBK'nın 58. maddesine göre; kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Aynı yasanın 114/2. maddesinde ise, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu hükmün kapsamına manevi tazminat da girmektedir. Bu doğrultuda manevi tazminata hükmedilebilmesi için, borca aykırı davranışın alacaklının kişilik haklarını ihlal ederek manevi zarara yol açmış olması gerekir. Ancak her borca aykırılık hali kişilik haklarını zedeleyici nitelikte kabul edilemez....
İlk derece mahkemesince, davalı yüklenicinin yaptığı inşaatın eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı eksik ve ayıplı iş bedellerinin tahsili istemiyle apartman yöneticiliği tarafından açılan davada apartman yönetiminin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine, karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Dava, kooperatif üyesi olan davacıya tahsis edilen binanın oturmaya elverişle olmadığı iddiasına dayalı olarak binanın ikame bedeli, kullanılamama nedeniyle doğan zarar ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporları arasında hesaplama yöntemi ve miktar bakımından farklılıklar bulunmakta olup; mahkemece karar gerekçesinde 01.07.2012 tarihli son raporun hükme esas alındığı açıklanmasına rağmen ....01.2012 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen sonuç rakam üzerinden hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada İstanbul 2. Tüketici ile Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 540 Volvo marka araç ile kaza yapılması anında ... yastıklarından çıkan kimyasal gaz nedeniyle yaralanma iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında satım ilişkisi bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın tüketici istemine dayalı olmadığı, kaza yapılan aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve aracı kullanan kişinin davacı olmadığı, davanın yalnızca haksız fiile dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır....
İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00-TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00-TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 10.05.2011 Nosu : 2011/277-2011/343 Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali ve alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... ve davalı vek. Av. ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Asıl dava; satıma dayalı itirazın iptali, karşı dava ise; ayıplı satım nedeni ile işgaliye bedeli ve haksız rekabete dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....
Maddeye göre hizmetin ayıplı olması nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak Beyoğlu ... Noterliğinin 15/04/2013 tarih ... yevmiye no'lu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiği, fesih nedeniyle davacının davalıya ödediği sözleşme bedelini talep edebileceği, diğer zarar taleplerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir....
Bu açıklamalar ışığında, dava dilekçesinin kapsamı ve davacının ön inceleme oturumundaki beyanları değerlendirildiğinde; davanın haksız takip ve haksız hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğuna ve davacı yanca yapılan açıklamanın, iddianın genişletilmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair belirleme yerinde değildir. Davaya konu icra takibi ve haciz işlemleri, taraflar arasındaki alacak davasına dayalı olduğuna ve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/153 esas sayılı dosyası üzerinden görülen bu alacak davası, eldeki davanın dava tarihinde ve halen derdest bulunduğuna göre; davanın zamanaşıma uğradığından söz edilemez....
GEREKÇE : Dava, hava yolu ile yolcu taşımacılığı sözleşmesi kapsamında hizmet kusuru iddiasına dayalı uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsil, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasındadır. 7155 sayılı Kanun'un 20'nci maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 5/A-1 maddesinde, Türk Ticaret Kanunu'nun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 7155 sayılı Kanun'un 23'ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesinde ise, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 4/1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/10/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; evlilik birliği devam ederken üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; uyuşmazlığın çözümünde incelenmesi gerekli görülen ... ... 16....