ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2017/512 ESAS - 2021/134 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme, Bedel İadesi, Alacak (Malın Ayıplı Olması Nedenine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Ford Otosan firmasından, 2013 model FORD marka, Transit 350 m (Çift Kabin) bir araç satın aldığını, bu araç için ilgili firmaya 52.000- TL para ödendiğini, satın aldığı aracın teslim edildiği günden itibaren yaklaşık iki yıl sonra sözkonusu plakalı aracın motorunun yandığını, bunun üzerine hemen yetkili Fatsa Hasgüller otomotiv adlı servise giden müvekkilinin sözkonusu bu aracın fabrika hatası yüzünden (hatalı pompa) aracın motorunun yandığını öğrendiğini, yanan motorun fabrikasyon çıkışlı...
Bu husus 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinin altıncı fıkrasında “Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir.” şeklinde açıklanmıştır. Bu düzenlemeyle malın özürlü/ayıplı şekilde satışa sunulduğu konusunda tüketicinin aydınlatılmış olması hâlinde, ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında ayıptan sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanmayacaktır (TKHK, m.4/5). 20....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduklarını, dava konusunun da bir ticari satım ve ticari vasıta olduğundan davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, müvekkili Mehmet'in traktör ticareti ile uğraştığını, davacı tarafın müvekkili T2'dan 34 XX 288 plakalı traktörü satın aldığını, davacının da kendisine ait 34 XX 476 plakalı traktörü müvekkili olan T1'ya sattığını, bu hali ile davacı tarafın iddia ettiği gibi bir takas trampa işleminin mevcut olmadığını, ayrı ayrı iki satış işlemi olduğunu, gene bu hale göre ayıplı olduğu iddia edilen malın satıcısının müvekkili Duran olup, T1'nın davada taraf ehliyetinin olmadığını, davacı yanın belirsiz alacak davası açmış olup davaya konu ayıplı vasıtanın noter satım değerinin 10.000,00 TL olup, dava değerinin açıldığı anda belirlenebilir vaziyette olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, yine davalı adına kayıtlı 34 XX 288 plakalı vasıtanın tesliminden sonra yolda arıza yaptığının iddia edildiğini...
İhtilaf söz konusu emtianın ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususundadır. Malların ayıplı olup olmadığı incelenmiş olup, Bilindiği üzere, TTK 23/1-c maddesinde " malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse o taktirde alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için aynı süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu " düzenlenmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, teslim anında belli olan ya da bir inceleme sonunda ortaya çıkabilecek bu ayıpların dışında kalıpta kullanıldıkça ortaya çıkabilecek " gizli ayıp " niteliğindeki ayıplar yönünden de TBK 223. Madde gereğince bir düzenleme mevcut olup, bu tür ayıbında ortaya çıktığında derhal karşı tarafa bildirilmesi zorunludur....
İlk derece yargılama makamı, davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi görüşüne muhtaç kalmış, uyuşmazlık konusu olan aracın sola çekme probleminin sebebine ulaşmak için aynı heyetten beş ayrı rapor düzenlenmesi istenilmiş, kök rapor ile ilk ek raporlarında bilirkişiler servis tarafından verilen hizmetlerin ayıplı olduğunu, ikinci ek raporda sorunun halli için yapılması gerekenleri, üçüncü ek raporda aracın ayıplı olmadığını ve ancak yetkili servis tarafından bedelsiz olarak yapılması gereken hizmetler olduğunu, son ek raporda ise aracın ayıplı olduğunu, yetkili servisin ayıplı hizmet sunduğunu, aracın onarımı için 30 iş günü olan azami onarım süresinin aşıldığını ifade etmişlerdir....
Davalı vekili, davacı tarafından düzenlenen 19/06/2013 tarihli faturaya konu mısır kepeğinin müvekkiline tesliminden sonra yaklaşık yarısının 15-20 günlük süre içerisinde kullanıldığını, ancak daha sonra malın altta kalan kısmında kızışma sonucu yanma olduğunu ve malın kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin ayıplı mala ilişkin iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini ve ayıplı mal dışındaki bakiye bedeli ödemeye hazır olduğunu bildirdiğini, davacının ayıplı malı kabul etmediğini, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin tahsili istemiyle yapılan takibe vâki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı bir kısım malın ayıplı teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflarca imzalanan 12.06.2002 tarihli sevk irsaliyesinde, 920 adet tavlanın hatalı olması nedeniyle davacıya iade edildiği sabittir....
c. bendinde Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
-K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında 24.09.2007 tarihinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesi ile davalıdan filtre sistemi kiralandığını ve ödeme planı düzenlendiğini, ithal edilen malın ayıplı çıkması nedeniyle 11.08.2008 tarihinde sözleşmenin tadiline dair yeni bir sözleşme imzalandığını, tadil sözleşmesi ile malın ayıplı olduğu, malın satıcıya iadesi ile başka bir filtre sisteminin tesliminin kararlaştırıldığını, dava konusu malın tabi olduğu KDV oranının %1 iken %18’e yükseltildiği gerekçesiyle davalı tarafından yeni bir ödeme planı düzenleyip, aradaki fark için fatura düzenleyip, fark tutarı olan 25.046,00 Euro’nun ödenmesinin istendiğini, ancak 2008 yılında akdedilen sözleşmenin yeni bir sözleşme olmayıp, ayıplı mal nedeniyle düzenlenen tali sözleşme olup, KDV oranındaki artıştan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davacı yana 25.046,00 Euro borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....