Mahkemece, davanın kabulüne, 3.485,00 TL'nin dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından ayıplı mal satışı sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı mal bedelinin iadesi istemli davada, satışa konu malın ayıplı olması nedeniyle mahkemece malın ayıbının tespiti hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı açıktır....
Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, açılan davayı kabul etmediklerini, makine satışının herhangi bir şekilde yazılı bir sözleşmeye dayalı olmadığını, malın ayıplı olmadığını, davacının haksız olarak işbu davayı açtığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....
TTK'nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK'nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir. Bu durumda, davalı tarafça yapılan ayıp ihbarının yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tespiti için öncelikle davalının, davaya konu mala ilişkin ayıbı hangi tarihte öğrendiğinin tespiti gerekir....
Davacı eldeki dava ile satın aldığı ürünlerin leke tutmaz kumaş olarak satıldığını, ancak kirlenmenin olduğunu ve leke tuttuğunu, malların ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıplı malların misli ile değişimine karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, leke tutmaz kumaş olarak beyan edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Dava, davalı tarafından satışı yapılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak; misli ile değişim istemine ilişkin olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunu anlaması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim ya da verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir....
HMK'nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açıldığı takdirde bu hususun dava dilekçesinde açıkca belirtilmiş olması ve talep edilen alacağın belirsiz olması gerekir. Somut olayda davacı eksik ve ayıplı imalat talebinde bulunmuş ancak davanın dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemiştir ayrıca eksik ve ayıplı imalat bedelinin tespiti dava açılmadan önce davacı tarafından belirlenemeyecek nitelikte yani belirsiz alacak davasına konu olabilecek nitelikte de değildir. Bu durumda belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmayan eldeki davada mahkemece davacının ıslah talebine karşı davalının zaman aşımı def'i değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebebine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları uyarınca, davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen tutkalların yapılan laboratuvar incelemesinde yapıştırma özelliğinin bulunmadığının tespit edildiği, buna göre davacının hatalı mantolama nedeniyle dava dışı ...'e ödediği 11.500 TL'yi ayıplı maldan sorumluluk kapsamında davalıdan talep edebileceği, yine mahkemece yerinde yapılan tespit ve iade alınan tutkallar nedeniyle iade faturasına bağlanan ve ilk defa keşif mahallinde açtırılan 9 fıçı tutkal bedeli 9.000 TL'nin talep edilmesinin haklı olduğu ancak zararına satış yapılan mal nedeniyle istenilen 1.000 TL'nin somut ve kesin bir delille ispat edilememesi nedeniyle bu kısım yönünden talebin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan malın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak alıcı tarafından satıcıya yöneltilmiş tazminat ve alacak davasıdır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, sıfır km olarak satın alınan aracın üretimden kaynaklı boya hatası ve ayıplı olması nedeni ile malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ikinci kademede ayıplı malın bedelinin iadesi, üçüncü kademede ayıp oranında bedelden indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak ayıplı malın iadesi ve alacak istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
. - K A R A R - Dava; finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak davalı kiralayanın, davacı kiracıya ayıplı mal teslim etmesi iddiasına dayalı kiralanan mal nedeni ile 1.739,810,600TL'nin istirdatı ve 2.510.530.740TL için borçlu olmadığının tespiti, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ve malın iadesi istemine ilişkindir. Davacı ......
-KARAR- Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkilinden alınan malın ayıplı olmadığını, sorun varsa da bunun davalının uygulama aşamasındaki deneyimsizliğinden kaynaklandığını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan alınan zemin kaplama malzemesinin ayıplı olduğunu, durumun 05.12.2011 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, tespit raporu ile de malzemenin ayıplı olduğunun anlaşıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir....