Noterliğinin 017986 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek; müvekkilinin davacı kooperatife üye bulunmadığının tekrar ihtaren bildirildiği, ancak buna rağmen davacı kooperatifçe herhangi bir bildirim yapılmaksızın müvekkilinin üyeliğinin devam ettirilerek borçlandırılmaya çalışıldığı, davacı kooperatife müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen müvekkilinin üyeliğinin devam ettirilerek aidat borçlusu haline getirilmesi ve kooperatif ana sözleşmesi ile Kooperatifler Kanunu Hükümlerine göre; müvekkilinin üyelikten çıkma konusundaki bildirimlerine rağmen kooperatif üyeliğinin sonlandırılmamasının Türk Medeni Kanunun Dürüst Davranma Başlıklı 2.maddesi Hükümlerine aykırı olduğu, müvekkilin davacı kooperatife üyeliğinin ve herhangi borcunun bulunmadığı nedeni ile açılan davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 23.06.2008 tarih ve 2007/6505 esas 2008/8286 karar sayılı ilamı ile; davalının üyeliğinin devir ya da istifa yolu ile sona erip ermediğinin araştırılması, üyeliği devir ya da istifa etmediği sonucuna varılması halinde 15 yıl boyunca davalı hakkında takip yapılmasının üyeliğin sona erdiğinin zımnen kabulü anlamına geleceğinin ilke olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davalının ayrılma tarihinden sonra hiçbir genel kurul toplantısına katıldığına dair belge bulunmadığı, davalının satış tarihinden sonra kooperatif ile ilişkilerinin devam etmediği, ödenmeyen aidat borçları nedeniyle hakkında takip yapıldığının ispat edilemediği, kooperatif üyeliğinin zımnen sona erdiği ve bu tarihten 15 yıl sonra başlatılan icra takibinin TMK'nun 2. maddesindeki iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Asıl davada davalı vekili, 28.03.2009 tarihinde çekilen kur'a sonucunda kendisine düşen dairenin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin aidatlarını ödememeye başladığını, bunun üzerine kooperatif tarafından kendisine birinci ve ikinci ihtarnamelerin gönderildiğini, müvekkilinin, kooperatif üyeliğinin, ikinci ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten bir ay sonra 19.05.2009 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, dolayısıyla bu tarihten sonra aidat ödeme yükümlülüğünün de kalmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş ve açtığı karşı davada, kooperatif üyeliği sona eren müvekkilinin üye olduğu tarihten itibaren ödemiş olduğu aidatlar için şimdilik 4.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....
ın kooperatif yöneticileri olduğunu, şahsi sorumluluklarının olmadığını, davacının davalılara gönderdiği ihtarnamede ifa için uygun süre verilmediğini, davacının dava konusu ettiği alacağa ilişkin icra takibi yaptığını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacının üyelikten istifa etmeyip üyeliğinin devam ettiğini beyan ettiği, kooperatif tüzel kişiliğinin sona ermediği, davacının üyeliğinin de devam etmesi karşısında kooperatife ödemiş olduğu aidatları Kooperatifler Kanunu hükümleri gereğince talep edemeyeceği gerekçesiyle, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın dava ehliyeti bulunmadığından reddine, davalı kooperatif hakkındaki davanın da ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ve davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, davacının üyeliğinin tespitine ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkiline ihtarname tebliğ edilmediğini, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kendisine konut-işyeri tahsisi yapılamayan ortağın talep edebileceği tazminat tutarının 64.970,78 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı konut-işyeri tahsisi karşılığı tazminat istemine ilişkindir. Dava edilen ile ıslah edilen miktar bakımından dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği halde bu hususa dikkat edilmemesi doğru değil ise de eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
ndan satın aldığını, bu taşınmaz satın alınırken dava dışı şahıs ile anlaşmaları uyarınca davalı kooperatiften üyeliğe ilişkin tüm hak ve menfaatlerin tarafların ortak olduğunun kararlaştırıldığını, müvekkilinin taşınmazı devir aldığı tarihten itibaren kendi hissesine düşen kooperatif aidat ödemesini ve sair giderleri ödediğini, dava dışı ....'nun kendi payına düşen hisseyi ve kooperatif üyeliğini kardeşi olan diğer davalı ....'na müvekkilinin razısı dışında devrettiğini, müvekkilinin davalı kooperatife başvurmasına rağmen müvekkilinin kooperatif üyeliği talebinin reddedildiğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin vermiş olduğu imkanlardan yararlanmadığını belirterek davalı kooperatifin ...numaralı üyeliğinden kaynaklı tüm hak ve imtiyazlarının 3. kişilere ödenmemesi, sağlanmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 14.03.2007 tarihinde kooperatif üyeliğine kabul edilen davacıların murisinin, 27.07.2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile sermaye katılım bedeli, aidat ve arsa bedeli olarak hiç bir bedel ödemediği gerekçesi ile üyeliğinin iptaline ve 13.04.2008 tarihli genel kurulda da ortaklık kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, bu tarihten önce 26.08.2007 tarihinde davacıların murisi öldüğünden ölen kişi hakkında genel kurulca verilen ihraç kararının geçersiz olduğu, bu nedenle ihraç kararına göre değerlendirme yapılamayacağı, yönetim kurulu kararı tebliğ edilmediğinden ölüm tarihine kadar muris üyeliğinin devam ettiği, ölümle ortaklık sıfatı sona erdiğinden, davacıların murisinin ortaklık payından doğan alacağının tasfiye usulüne göre hesaplandığı, davacıların murisinin davalı kooperatiften 19.265,25 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile bu miktarın 15.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal...
Davalı taraf, davalı kurumun sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda yer aldığını, davacının nakil öncesi üyesi olduğu Belediye iş sendikasının genel iş kolunda yer aldığını, 09.07.2013 tarih ve 28702 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan sendika üyeliğinin kazanılması ve sona ermesi ile üyelik aidatının tahsili hakkındaki yönetmelik ile iş kolu değiştiren işçinin sendika üyeliğinin sona ereceğine ilişkin düzenleme nedeniyle davacının sendika üyeliğinin kendiliğinden sona erdiğini belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Davacının, Mersin Belediye bünyesinde çalışmakta iken 6360 sayılı Yasa hükümleri gereği davalı kuruma geçişinin yapıldığı ve 01.01.2015 tarihinden itibaren çalıştığı konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Belediye ile Belediye – iş sendikası arasında imzalanan, TİS nin 01.03.2014- 28.02.2017 dönemini kapsadığı, davacının Belediye iş sendikasına üye olduğu anlaşılmaktadır....
Davalı vekili, davacının usulüne uygun olarak kooperatif üyeliğinden istifa dilekçesi vermediğini, kooperatif anasözleşmesinde üyelikten istifa şeklinin belirtildiğini, yapmış olduğu aidat ödemelerini peşin tahsil etme çabası içine girdiğini, davacının üyeliği sona erdikten sonra kendisine anasözleşme hükümlerine göre ödeme yapılabileceğini, muaccel olmuş bir alacağın olmadığını, davacı gibi başka üyelerin de daire almak için beklediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ -GEREKÇELİ KARAR- ESAS NO : 2020/248 KARAR NO : 2021/1024 DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti DAVA TARİHİ : 16/06/2020 KARAR TARİHİ : 16/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının üyesi ve ortağı olduğu ... 15/12/2018 tarihli genel kurulunda almış olduğu karar ile üye(ortak) sayısı 17 ye düşürülerek davalı ... ... ile birleştirildiğini, eveliyatında da yine dava dışı ... yönetim kurulunun 14/10/2018 tarih ve .../... numaralı kararı ile davalı ... ... yer alacak olan 17 üyenin (ortağın) hisseleri ve payları belirlendiğini, karar doğrultusunda davacı ... varisleri ile Davalı ... arasından ilk olarak 22/12/2018 tarihinde adi yazılı şekilde daha sonra ise davacı ...'...