Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 01.01.2005 tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının kiralananı 12.12.2007 tarihinde tahliye ettiğini, davalının 01.01.006 tarihinden tahliye tarihine kadar geçen 23 ay 12 günlük süreye ilişkin kira parasını ödemediğini belirterek söz konusu döneme ilişkin kira bedelinin o günkü emsale göre tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taraflar arasında 01.01.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi olduğunu, kiralananın 14.11.2007 tarihinde tahliye edildiğini, sözleşmeye göre kira bedelinin yıllık 250 TL olduğunu, sözleşmedeki bedel üzerinden davacıya 17 ay 20 günlük kira borcu olduğunu, kira parasının sözleşmedeki bedel üzerinden hesaplanması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece o bölgedeki rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanan 20.639,39 TL alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Dava, kira alacağı istemine ilişkindir....
Dava, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi kapsamında bulunan kule vinç aracının iadesi ve/veya kira bedelinin tahsili nedeniyle alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1-a maddesi "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları," hükmünü içermektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Kira sözleşmesi başlıklı 299/1. maddesi "Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü, Kira süresi başlıklı 300/1. maddesi "Kira sözleşmesi...
Bandırma 3.İcra Dairesinin 2018/1013 esas sayılı dosyasının incelenmesinde 02.03.2017 tarihinde ödenmesi gereken kira bedeli 4.698,54 TL, 02.06.2017 tarihinde ödenmesi gereken kira bedeli 30.801,54 TL, 02.09.2017 tarihinde ödenmesi gereken kira bedeli 30.801,54 TL, 25.12.2017 tarihinde ödenmesi gereken 24 günlük sözleşmesiz kullanım bedeli 25.058,88 TL ve kiralananın elektrik, su kullanım bedelleri 2.290,16 TL ile tüm bu alacak kalemleri için işlemiş gecikme faizi 6.776,04 TL olmak üzere toplam 100.426,70 TL alacak talep edildiği, davalının borcun tamamına itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmektedir....
Her ne kadar Mahkemece; davacının davalıya hitaben, pay sahibi olduğundan bahisle kira bedellerinin kendisine ödenmesi yönünde her hangi bir ihtar göndermediği, bu itibarla davacının icra takip tarihi itibariyle kira bedelini isteme hakkı bulunmadığı belirtilerek alacak isteminin reddine karar verilmiş ise de, kira borcu bölünebilen borçlardan olup, payları belli olan paydaşlardan her biri yalnız başına kendi payına düşen kira bedeli için alacak davası açabileceği gibi birlikte de dava açabilirler. Kaldı ki somut olayda, diğer paydaşların davaya muvafakat ettiklerine ilişkin açık beyanları da bulunduğundan, davacının alacak talebinin tamamı hakkında gerekli incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
ın kefil olduğunu, sözleşmede % 20 artış koşulu bulunduğunu, eksik ödenen kira bedellerinin ödenmesi için noter ihtarı gönderildiğini, kira parası ödenmediği için muacceliyet koşulu gereği kira sözleşmesinin bitim tarihine kadar 353.040-TL kira alacağı ve 9.658-TL işlemiş faiz için kiracı ve müşterek borçlu müteselsil kefil hakkında icra takibi yapıldığını, ödeme emri tebliğ edildiğini, her iki davalının ödeme emrine itirazları üzerine takibin durduğunu, haksız itirazların iptali, takibin devamı, % 40 icra tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, kira sözleşmesindeki imzaların kendilerine ait olduğunu, ancak kira sözleşmesine konu yeri kendilerine ait şirketin kullandığını, şirkette yönetici olduklarından şahsi borçları olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır....
Davacı vekili,dava dilekçesinde açıkça kira sözleşmesinin 14.maddesi ve kira şartnamesinin 17.maddesi gereğince, kira süresinin bitiminden itibaren geç teslim nedeniyle kira süresinin bittiği tarih olan 21.01.2011 tarihi ile taşınmazın tahliye edildiği tarih olan 15.09.2011 tarihi arasındaki her gün için cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza ödenmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde, kira alacağına ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece kira sözleşmesi ve şartnamedeki “...geç teslim halinde geçen her gün için cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza ...” belirlenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken davacı tarafça dava dilekçesinde dava konusu yapılmayan bu süreye ait kira bedelinin de tahsiline karar verilmesi hatalıdır....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıların davacıya ait meskende kiracı olduğunu, davalıların kiraları ödememesi nedeniyle ödenmeyen aylara ilişkin kira borcunun 30 gün içinde ödenmesi, bu süre içinde kira borcun ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği kiralananın tahliyesi ile kira bedelinin tahsili için dava açılacağına ilişkin ihtar gönderdiğini bu ihtara rağmen davalıların kira bedellerini ödemediklerini iddia ederek birikmiş toplam 490 TL alacağın tahsiline ve davalıların tahliyesini talep etmiştir. Davalılar kira bedellerini ödediklerini iddia ederek davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiraya veren tarafından kiracıya karşı açılan araç kiralama sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.10.2004 gününde verilen dilekçe ile kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 30.08.1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ıslah yoluyla arttırılan istek hüküm altına alınmıştır. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, 06.10.2004 tarihinde 5.000.00 YTL değer gösterilerek Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Gerçekten, davanın açıldığı tarihe göre konusu alacak olan davayı görmeye Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....
nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....