ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/1140 ESAS KARAR NO : 2023/97 KARAR DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/10/2017 BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN .... ESAS, ....KARAR SAYILI DAVADA: DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/10/2017 KARAR TARİHİ : 21/02/2023 GEREKÇELİ K.TARİHİ :22/02/2023 Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Asıl Davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün ... dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı ...'a 01/08/2017 tarihinde, davalı ... ...'a 15/06/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, her iki davalının da itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava dışı ... Enerji Ltd. Şti.'...
Mahkemece her ne kadar kredi kartı üyelik sözleşmesinde garantörlük ve garanti sözleşmesinden taraflar bahsetmiş ise de, davalının iradesinin kefalet yönünde olduğu ve sözleşmenin kefalet olarak yorumlanması gerektiği, BK.nun 484.maddesi uyarınca kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olabileceği muayyen bir miktarın sözleşmede gösterilmesi gerekli olup, bu miktarın kefalet sözleşmesinden veya kefil olunan sözleşmeden açıkça anlaşılması gerektiği, en azından asıl borçlu için kredi kartının açılış limitinin sözleşmeden gösterilmiş olması gerekirken hiçbir limit gösterilmediği, geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan vade farkı alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalılar vekili, alacağın dayanağı vade farkı faturasının 31.10.2004 tarihli olduğunu, aradan iki yıl geçtikten sonra takibe girişilmesinin doğru olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, geç ödemeden kaynaklanan bir vade farkı alacağının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan satış ve cari hesap sözleşmesinin eki olan kefalet sözleşmesini davalı ... ...’ın kefil olarak imzaladığını, ancak kefil olunan miktar belli olmadığı için kefaletin varlığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/543 Esas KARAR NO : 2022/427 DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) DAVA TARİHİ : 06/10/2021 KARAR TARİHİ : 31/05/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ... Kimya ve Endüstriyel Ürünler İhtiyaç Maddeleri Gıda İnşaat Sanayi Turizm Ticaret Ltd. Şti. ile davalı banka arasında 03.09.2012 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı bankanın sözleşmeye istinaden Antalya ... Noterliğinin ... tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesiyle müvekkilin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu iddiasıyla takas mahsup hakları bulunduğu gerekçe gösterilerek ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2018/223 ESAS, 2020/29 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen menfi tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2018/223 ESAS, 2020/29 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen menfi tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Belirtilen bu düzenlemede kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olunması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadenin kefilin el yazısıyla yazılmış olması kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşuludur. Somut olayda kefalet sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olduğu inkar edilmediği gibi sözleşmede yazılı olan kefalet limiti miktarı, "müteselsil" ibaresi ile kefalet tarihinin kefilin el yazısı ile yazıldığı ve bu şekli ile kefalet sözleşmesinin şekil şartlarının yerine getirildiği, bunun dışında sözleşmede yazılı olan diğer ibarelerin el yazısı ile tekrar yazılmasının gerekli olmadığı anlaşılmıştır....
Yapılan yargılama sonucu, davacı tarafından asıl borçlu --- olduğu,--- alacak için kısmı olarak ----- takibe geçildiği, asıl borçlu ile usulüne uygun olarak ---- imzalandığı, diğer davalıların ----- kefil sıfatı ile imzaladıkları, yapılan kefalet sözleşmesininde ---- maddelerine göre usulüne uygun olarak kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapıldığı, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirtildiği, kefalet tarihinin belirtildiği ve kefalet sözleşmesinde kendi el yazılarıyla azami miktarın kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olduklarına ilişkin ibarelerin yazıldığı tespit edilmekle usulüne uygun bir kefalet sözleşmesi gereği sorumlu oldukları tespit edilmiştir....
Uyuşmazlık ve hüküm, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine yönelik yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. Ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 20.10.2009 tarihinde görevsizlik kararı verilerek Dairemize gönderilmiş olmakla, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih, 3 sayılı kararı gözetilerek görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.21.04.2010 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Alanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 20.11.2008 gün, 9927-12888 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 15.06.2009 gün, 6304-8228 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 09.09.2009 gün, 7533-7732 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibarıyla hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 24.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....