Gerçekten de davalı asıl borçlu şirkete ait sunulan hesap ekstresinde 22/06/2018 tarihinde Kredi Garanti Fonu tazmin ödemesi adı altında 594.567,59 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davacı banka tarafından yargılama sırasında sunulan Kurum Kefaletleri ile Kullandırılan Kredilerin Tazmin, Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Kredi Verenler ile Kurum arasında düzenlenen Protokol hükümlerine göre dava dışı Kredi Garanti Fonu'nın kefaleti alınarak davacı banka tarafından sağlanan kredinin hazine destekli kredi olduğu anlaşılmaktadır....
TL Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %31,2 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabidir. Davacı banka tarafınca söz konusu 17-1 numaralı taksitli kredinin kredi garanti fonu kefaletli olduğu beyan edilerek, krediye KGF tarafınca 06.09.2019 tarihinde ......
Davalı Akbank T.A,Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunmadığını, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkil bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, davacı ile müvekkil banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı garanti koza ile müvekkil banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından, dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesi hukuken mümkün olmadığını, ilk koşul açısından müvekkilim banka tarafından davacıya huzurdaki davaya konu taşınmazı davalı garanti koza’dan satın alabilmesi amacıyla verilmiş bir kredi bulunmadığını, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğu kabul edilebileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan...
kesilmiş ve ileride kesilebilecek cezaların tahsili için kullanılabileceği, garanti teminatı olan 104.609,90 TL'lik teminat mektubunun teslim edileceğinin yer aldığı, devam eden garanti sürecinde yine davalı firmanın sözleşme hükümlerine binaen yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine tahakkuk ettirilen gecikme cezası bedellerinin ödenmesi ve Müflis firmanın garanti süreci içinde davacı nezdinde bulundurmakla yükümlü olduğu garanti teminat mektubu karşılığı 104.609,90 TL'nin talebe rağmen davacı Başkanlığa ödenmediği gibi banka teminat mektubunun da ibraz edilmediği, Müflis ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/824 Esas KARAR NO :2021/503 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:27/12/2021 KARAR TARİHİ:31/12/2021 Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizin 2021/824 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacak sebebiyle davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Borçluların kredi hesabının kapatılması, ihtarname çekilmesi, takibe geçilmesi, temerrüt faiz işlemlerinin hepsi müvekkil banka ve borçlu arasında imzalanan sözleşmede yer alan hükümlere göre gerçekleştirilmiş olup, sözleşmeye aykırı hiçbir işlem yapılmamıştır. Huzurdaki dava konusu icra takibinde yer alan kredi (... nolu kredi) Kredi Garanti Fonu (KSF) kefaleti ile kullandırılan kredidir. 4749 sayılı Kamu Finansmanı Kanunun geçici 20. maddesinde, Kredi Garanti Fonu alacakları kamu alacağı olarak tanımlanmış ve uygulanacak esasların düzenlemesi yönünden Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir....
ün davacı bankaya karşı sorumluluğunun Borçlar Kanunu'nun 110 maddesinde sözü edilen 3.şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğunu kabul ederek müvekkilinin garanti sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğu kapsamında davanın kabulüne karar verdiğini ve ilamın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme ilamına bakıldığında müvekkilinin sorumluluğunun temlik alana da geçtiği kabul edilerek davanın kabul edildiğini, ancak her ne kadar ilam kesinleşse de kesinleşen kararda ağır hukuki hata bulunduğunu, nitekim garanti sözleşmesinden kaynaklanan alacağın temlik ile 3.kişiye temlik edildiği sonucunun doğmadığını, 6098 sayılı Borçlar Kanunu 110 maddesinde düzenlenen sorumluluğun asıl borçtan tamamen bağımsız bir borç olduğunu, garanti sözleşmesinin borçlusunun açıkça muvafakati olmadığı sürece asıl alacağın temlikinin kendiliğinden garanti alacağının temlikine de yol açmayacağını, nitekim Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu, mahkeme kararında ağır...
ün davacı bankaya karşı sorumluluğunun Borçlar Kanunu'nun 110 maddesinde sözü edilen 3.şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğunu kabul ederek müvekkilinin garanti sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğu kapsamında davanın kabulüne karar verdiğini ve ilamın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme ilamına bakıldığında müvekkilinin sorumluluğunun temlik alana da geçtiği kabul edilerek davanın kabul edildiğini, ancak her ne kadar ilam kesinleşse de kesinleşen kararda ağır hukuki hata bulunduğunu, nitekim garanti sözleşmesinden kaynaklanan alacağın temlik ile 3.kişiye temlik edildiği sonucunun doğmadığını, 6098 sayılı Borçlar Kanunu 110 maddesinde düzenlenen sorumluluğun asıl borçtan tamamen bağımsız bir borç olduğunu, garanti sözleşmesinin borçlusunun açıkça muvafakati olmadığı sürece asıl alacağın temlikinin kendiliğinden garanti alacağının temlikine de yol açmayacağını, nitekim Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu, mahkeme kararında ağır...
Somut olayımızda davacı tarafça kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak talep edildiğinden, alacağın olup olmadığının tespiti ancak alanında uzman bankacı bilirkişi tarafından banka kayıtları incelenmek suretiyle mümkündür. Davacının bilirkişi raporuna itirazında belirttiği hususlar hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Davacı tarafça öncelikle asıl alacak miktarına itiraz edilmiş, ayrıca kredi garanti fonu ile aralarındaki protokole göre , takiplere devam etme yükümlülükleri olduğu belirtilerek raporun tamamına itiraz edilmiştir. Dolayısıyla davacı vekilinin tüm bu itirazlarının davacı talebi doğrultusunda başka bir bankacı bilirkişiden alınacak rapor ile giderilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince davacının itirazlarını karşılar şekilde denetime elverişli ve açık bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesi'nce, taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....