Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim ve yıllık izin ücreti alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim ve yıllık izin ücreti alacağı ile bu taleplerin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talepleri yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim ve yıllık izin ücreti alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim ve yıllık izin ücreti alacağı ile bu taleplerin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talepleri yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2. maddesinde “Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; mahkemece davacının toplam 348,98 TL alacak talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda reddedilen toplam alacak 348,98 TL olduğundan, davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 348,98 TL iken 41,87 TL'ye hükmedilmesi isabetli olmamıştır....
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2. maddesinde “Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; mahkemece davacının toplam 348,98 TL alacak talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda reddedilen toplam alacak 348,98 TL olduğundan, davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 348,98 TL iken 41,87 TL'ye hükmedilmesi isabetli olmamıştır....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının beşinci bendi ile sekizinci bendinde geçen "ücret alacağı dava açıldıktan sonra ödendiğinden bu alacak yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" ifadesinin çıkartılmasına, yerine; "Dava tarihinden önce ödenmesi sebebi ile reddine karar verilen ücret alacağı yönünden, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine" cümlesinin eklenmesine hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak (vekalet ücreti alacağı talebi) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 6.2.1984 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, davalıların murisleri ... ve ......
Davacı 100,00 ‘er TL talepli kısmi dava açmış, bilirkişi raporu sonrası 25.01.2011 tarihinde ıslah yoluna giderek 194,69 TL ihbar tazminatı, 10961,13 TL fazla çalışma, 1998,00 TL yıllık izin, 2291,33 TL, hafta tatili, 668,99 TL genel tatil alacağı ve 18,620,47 TL eksik ödenen ücret alacağı talep etmiştir. Mahkemece kıdem tazminatı ve ücret alacağı talebi reddedilmiş, 194,69 TL ihbar tazminatı, 10961,13 TL fazla çalışma, 888,00 TL yıllık izin, 1804,39 TL hafta tatili, 668,99 TL genel tatil alacağı hüküm altına alınmıştır. Davacının talep edilen alacakları toplamı 34734,61 TL olup kabul edilen miktar mahsup edildiğinde reddedilen miktar 20217,51 TL'dir.Bu miktar üzerinden hükmedilecek avukatlık ücreti 2426,10 TL olduğu halde davalılar yararına 492,39 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12/2. maddesi "Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez." hükmünü içermektedir. Fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretlerinde yapılacak hakkaniyet indirimi sonucu davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırı sonuçlara sebep olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. Somut olayda gece bekçisi olarak çalışan davacı iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi sebebi ile dava dilekçesinde ihbar tazminatı, fazla çalışma hafta ve genel tatil alacağını istemiştir....
Mahkemece, davanın reddine ve 400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2.maddesi uyarınca, asıl alacak miktarı 3.333,33 TL'ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir.Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez. Somut olayda, davacının talep ettiği asıl alacak miktarı 1,00 TL olup davalı yararına hükmolunacak avukatlık ücreti bu miktarı geçemeyeceğinden 1,00 TL avukatlık ücretine hükmolunması gerekirken 400,00 TL avukatlık ücretine hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, zira dava dilekçesinde davacının ücretinin net bir şekilde beyan edildiği dikkate alındığında davacı taleplerinin belirsiz alacak olarak talep edilemeyeceğini, 06.06.2018 tarihli Arabuluculuk Anlaşmama Tutanağında ücret talebinin mevcut olmadığının açık bir şekilde görüldüğünü ancak mahkeme kararın hüküm kısmının 5 nolu bendinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiğini oysaki, 30.05.2019 tarihli dilekçede ve yatırılan harç makbuzunda görüldüğü üzere talep edilen alacak miktarları yükseltilerek toplamda 12.200,00 TL alacak talep edildiğini, davada reddedilen kısım dikkate alınarak, davanın usulden reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken noksan ve hatalı inceleme ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olarak...