Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin, asgari geçim indirimi ve fazla çalışma alacağının kabulüne, işyerinden şahsi alacak talebinin reddine karar verilmiştir. Somut olayda, mahkemece davalı yararına reddedilen miktar üzerinden avukatlık ücreti verilmemiş olması bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına 14. bent olarak ; ''14- Takdiri indirim dışında reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir olunan 469,25 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,'' rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde, " (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.333,33 TL'ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez." düzenlemesi mevcuttur....
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 1.000 TL ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Bilirkişi davacının ücret alacağının 4.950 TL olduğunu tespit etmiştir. Davacı bilirkişi raporu doğrultusunda ücret alacağını ıslah etmiş ve 4.950 TL'na yükseltmiştir. Bozmadan önce yerel mahkemece kurulan hükümde ücret alacağı olarak 4.950 TL hüküm altına alınmıştır. Yerel mahkemenin bu ilk kararı bozulmuştur. Bozma ilamında, davacının ücret alacağının hatalı tespit edildiği ve fazla miktarda hüküm altına alındığı belirtilmiştir. Yerel mahkeme bozmaya uymuş ve ücret alacağı olarak 2.475 TL'nı hüküm altına almıştır. Yani ücret alacağı talebi ile ilgili olarak miktar açısından talebin kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkemece ücret alacağı ile ilgili olarak reddedilen alacak miktarı 2.475 TL'dir....
Davalılar vekili, davanın Birlik yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ve aylık ücret alacağı ile ilgili (ücret farkları sosyal ve sendikal hakları) alacaklarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 12/2.maddesi uyarınca, "asıl alacak miktarı 3666, 66 TL'ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret, asıl alacağı geçemez." hükmü bulunmaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesi ile 40.805 TL tutarında kıdem tazminatı talep etmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu 40.804,01 TL belirlenmiş ve mahkemece bilirkişinin belirlediği miktar esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12.maddesindeki düzenlemeye göre avukatlık ücretinin tayini açısından aşağıdaki şekilde inceleme yapılmalıdır: a.440,00 TL’ye kadar kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/2. son cümlesi gereği avukatlık ücreti asıl alacağı geçemeyeceği için kabul veya reddedilen alacak kadar avukatlık ücretine hükmedilmelidir. b.440,00 TL-3666,66 TL aralığında kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/2. maddesi gereği avukatlık ücreti icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 440,00 TL’dir. c. 3666,66 TL ve üzerinde kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/1 maddesi gereği avukatlık ücreti tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi olarak belirlenecektir. Mahkemece reddedilen alacak miktarı 1.600,00 TL olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınmadan davalı yararına fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim ve yıllık izin ücreti alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim ve yıllık izin ücreti alacağı ile bu taleplerin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talepleri yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim alacağı ile bu talebin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talebi yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim alacağı ile bu talebin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talebi yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim alacağı ile bu talebin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talebi yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına yalnız hakedilmediği için reddedilen fazla çalışma ücreti talebi üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, prim ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği düşünülmeden, bu dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle reddedilen prim ve yıllık izin ücreti alacağı talebi üzerinden davalı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi ve dava açıldıktan sonra ödenen prim ve yıllık izin ücreti alacağı ile bu taleplerin konusuz kaldığı düşünülmeden bu alacak talepleri yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu alacak taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....