Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli ve dikkatli özeni göstermesine rağmen miktar ve değerin belirlenmesini durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez.Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin içtihat değişikliği de bu yöndedir. Davacının talebi maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.'' gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna davacı tarafından müracaat edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16/05/2014 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, alacak; ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat ve alacak taleplerinin kabulüne dair verilen 17/07/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat talebinin kısmen kabulüne ve alacak talebinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
İcra Dairesinin 2012/20678 esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere davalı adına kayıtlı bu plaka üzerinde tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesine, plaka üzerindeki tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, 2-A- Davaya konu ... plakalı araç yönünden davalı davanın ... yönünden tazminat olarak kabulü ile aracı elinden çıkardığı tarihteki bedeli olan 22.500,00 TL ile sorumlu tutulmasına, İstanbul 9. İcra Dairesinin 2012/20678 esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere bu miktarın bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, B- ... plakalı araç yönünden davalı ... yönünden açılan davanın tazminat olarak kabulü ile elinden çıkardığı tarihteki değeri üzerinden 19.810,00 TL ile sorumlu tutulmasına, İstanbul 9. İcra Dairesinin 2012/20678 esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere bu miktarın bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, C- ... plakalı araç yönünden davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat ve lehine hükmolunan nafakaların miktarları, velayetler, ziynet ve alacak talebinin reddi yönünden, davalı tarafından ise, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve davacı lehine hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.06.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi ile...Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira bedelinin tahsili ile birlikte tespiti de talep edildiğinden Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, bedel tahsili davasının tespit istemini de içerdiği ve davanın alacak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak davalarında görev dava değerine göre belirlenir. Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK.’nun 8.maddesi II....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Eldeki davada, dava dilekçesinde davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiğini belirtmemişse de "maddi tazminat bakımından bildirdiği dava değerinin harca esas teşkil etmesi açısından bildirildiğini belirtmiştir. Bu ibare ve davacı vekilinin 19.07.2017 tarihli dilekçesini bedel arttırım dilekçesi olarak nitelemiş olması karşısında, maddi tazminat bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesine olanak bulunmaktadır. Davacı vekili 19.07.2017 tarihli dilekçesinin belirsiz alacak davası kapsamında bedel arttırım dilekçesi olduğunu, 27.10.2020 tarihli dilekçesinin ise dava değerine ilişkin ıslah dilekçesi olduğunu belirtmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107 nci madddesinde belirsiz alacak davası düzenlenmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2014 NUMARASI : 2014/14-2014/85 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda: takip dayanağı ilamda manevi tazminat alacağı için faize hükmedilmediğini, icra emrindeki manevi tazminat alacağı için işlemiş faiz talebinin ilama aykırı olduğunu, ilama aykırı olarak alacak talebinde bulunulduğunu, alacak kalemleri için işletilen faizin fahiş olduğunu ileri sürerek takibin iptalini, bu talebin kabul edilmemesi halinde asıl alacak ve faiz kalemlerinin ilama uygun şekilde düzeltilmesini talep etmiştir....
Mahkemece vekaletsiz iş görme hükümlerine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kiracı tarafından açılan, kiralanana yapılan imalat nedeniyle alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Kararı davacı vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle:Yerel mahkeme red gerekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, oysaki bu alacakların dava açılırken belirlenebilir alacaklar olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar vermiş yerel mahkemenin bu kararı yanlış olup, davanın açılması sırasında belirlenebilir olması söz konusu olmadığını Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında işçi alacağı davalarının belirsiz alacak davası olduğu, bu nedenle yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporları doğrultusunda alacağın belirlenebileceği bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılabileceğinin sabit olduğunu yerel mahkemenin Fazla mesai alacağı ve manevi tazminat alacağı taleplerinin tanık beyanları ile ispatlanamadığı gerekçesi ile esastan reddi de yanlış olduğunu zira; yargılama sırasında dinlenen tanıklar, davacının fazla mesai yaptığını, ayrıca iş akdinin siyasi nedenlerle uzatılmayarak...
Somut olayda, alacaklı tarafından birinci haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz eden üçüncü kişinin ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle haciz ihbarnamesine konu miktar kadar tazminata hükmedilmesi talep edilmiş olup, 04.04.2023 tarihli birinci haciz ihbarnamesinde ESAS NO : 2023/8544 alacak tutarına (1.013.147,79 TL) açıkça yer verilmiştir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, tazminat miktarı birinci haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamayacaktır. Bu durumda, dava dilekçesinde harca esas değer olarak 10.000,00 TL'nin gösterilmesi ve davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş olması, alacak tutarının belirli olması karşısında davayı belirsiz alacak davası haline getirmeyeceğinden, mahkemece, İİK'nın 89/4 maddesine dayalı tazminat isteminin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir....