"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil- Aile Konutu Şerhi Konulması- Aile Konutunun Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece, "...tarafların evli oldukları, tapu kayıtlarına göre davalının dava konusu taşınmazın maliki olduğu, taraflar arasında boşanma davasının derdest olduğu, davalının dava konusu müşterek konuttan uzaklaştırılmasına ve bu konutun davacı eş ve müşterek çocuğa tahsisine dair tedbir kararı verildiği, bu durumda dava konusu konutun aile konutu olma niteliği kalmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Diğer taraftan; davacının, dava konusu eski taşınmazın yıkılacak olması nedeniyle başka bir eve taşındığı, davalının da bu tarihten daha önce taraflar arasında oluşan geçimsizlik nedeniyle aile konutu olan müşterek konuttan ayrılarak, kızı ile birlikte yaşadığı, ayrı yaşamaya başlamadan önce dava konusu eski taşınmazda birlikte oturdukları ve bu yerin aile konutu vasfını taşıdığı, erkeğin tek taraflı karar ile aile konutundan ayrılıp, başka yere taşınması evlilik birliğinin devam ettiği de dikkate alındığında eski taşınmazın aile konutu olma özelliğini ortadan kaldırmaz. Bununla birlikte daha önce tek bir taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmakta iken bu taşınmazın yıkılıp, yeni bina yapılmasından sonra 3 ayrı bağımsız bölüm üzerine aile konutu şerhi işlenmiş olup, birden fazla taşınmazın aile konutu olarak belirlenmesi de mümkün değildir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen kısmı ile aile konutu şerhi konulması davasının reddi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına yönelik davaların yapılan yargılaması sonucundan ilk derece mahkemesince verilen karar davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen kısmı ile aile konutu şerhi konulması davasının reddi yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf talepleri yanında vekalet ücreti yönünden de temyiz edilmiştir....
Dava aile konutunun üçüncü kişiye devri nedeni ile tapu kaydının iptali ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olup, aile konutu şerhi konulması talebinin dinlenebilmesi için tapu iptali davasının kesinleşmesi gerekeceğinden mahkemece aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın tapu iptali tescili davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır....
Hal böyleyken tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin (TMK m.174/1-2) reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek adına kayıtlı olan taşınmazın aile konutu oludğunu, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince erkek adına kayıtlı olan taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir. Aile konutu şerhi konulmasına ilişkin istemler maktu harca tabi olup maktu harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m.30-32). Açıklanan nedenlerle maktu harç noksanlığının tamamlattırılması, tamamlanmaması halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde de bulunmuş, bu dava 03.02.2015 tarihinde açılmıştır....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı-karşı davalı kadının aile konutu şerhi konulması talebi kabul edilmiş ise de; davacı-karşı davalı kadının boşanma davası kabul edilip, temyiz incelemesi dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan aile konutu şerhi konulması talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı kadının; ...... adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir (TMK m. 194). Dava konusu taşınmazın aile konutu olma özelliği taraflar arasındaki evliliğin devamı süresince hüküm ifade eder. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına ilişkin verilen kararda hükmün boşanmaya ilişkin bölümü, davalı ...... tarafından temyiz edilmemekle kesinleşmiş ve taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma ile sona ermiştir. Hal böyle olunca aile konutu şerhi konulmasına ilişkin bu karar kesinleşmeden taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdiğine göre, aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın konusu kalmamıştır. Hükmün bu bölümünün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalılar vekili, taşınmazın teminat olarak gösterildiği kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun kapatıldığını, ancak dava dışı bankanın kötü niyetli olarak ipoteği fek etmediğini, ayrıca ipotek konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve eş rızası olmadan ipotek konulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların murisinin taşınmazını 2007 yılında dava dışı bankaya süresiz olarak ipotek verdiği, ipoteğin kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığı, davacının yasal temlik alan olup takip alacağının da hak sahibi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının itirazının 80.000 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir....