Davalı ciranta ... ile davalı hamiller .... arasındaki ilişki kambiyo ilişkisi olmayıp, alacağın temliki ilişkisi olduğundan dava konusu çekleri keşide eden borçlu davacının, eser sözleşmesine dayalı bedelsizlik defini, eser sözleşmesinde taraf olmayan, ancak bu çekleri ciro yoluyla iktisap etmiş olan davalı ..... karşı ileri sürüp süremeyeceği .... 599 ve 737 maddeleri hükümlerine göre değil, BK'nın 167/1 maddesi hükmüne göre belirlenmelidir. Kaldı ki .... 599/son maddesinde alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ait hükümler mahfuz tutulmuştur. BK'nın 167/1 maddesinde, borçlunun temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri temellük edene karşı da ileri sürebileceği düzenlenmiştir. Bu hükme göre davacı borçlu, eser sözleşmesinin tarafı olan davalı yükleniciye karşı ileri sürebileceği tüm defileri, eser sözleşmesinin tarafı olmayan temlik alan davalılara .... karşı da ileri sürebilecektir....
Bu haliyle alacaklı - borçlu arasındaki sözleşme hükmü ile alacağın temliki engellendiğinden davacının temlik sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasındaki temlikin, takibin ve davanın dayanağını oluşturan hukuki ilişkinin TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Eser sözleşmesinin taraflarının....olduğu, davacıya bu sözleşmeden kaynaklandığı iddiası ile 20/11/2014 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile alacağın temlik edildiği ve davanın konusunu eser sözleşmesinden kaynaklanan gerçek kişi alacağı oluşturduğu görülmüştür....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak açılmış olup, 450.000,00 YTL alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili savunmasında özetle, dava dışı K.İ.B. İnşaat Mad. Akaryakıt Turz.Tic.San.Ltd.Şti. ile davalı arasında yapılan alt yüklenici sözleşmesinde alacağın temliki yasağının kararlaştırılmış olduğunu; temlik edenin açık onayının bulunması halinde alacağın temlikinin olanaklı olduğunu; ancak, alacağın temlikine davalının onay vermediğini ve ayrıca temlik tarihi itibariyle davalının temlik edene karşı borcunun bulunmadığını, davacıya yapılan ödemenin alacağın temliki sözleşmesine dayalı yapılmadığını, asıl alacaklının verdiği tahsil yetkisine göre ödendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Gaziantep 3....
Burada eser sözleşmesinin konusu olan inşaat yapma edimi ile gayrimenkul satım sözleşmesindeki mülkiyet nakli edimi bir araya gelmektedir. Eser sözleşmesine ilişkin sözleşme bir şekle bağlı olmasa da arsa sahibi taşınmazdaki bir bölüm mülkiyeti eser bedeli olarak yükleniciye geçirmek zorunda olduğundan sözleşmenin Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26 ile Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca tapu sicil müdürlüğünde veya noterlerce düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Kanun sözleşmenin geçerliliği (sıhhati) için resmi şekil aradığından emredici kural gereği istisnalar dışında olsa dahi adi yazılı sözleşme geçersizdir. davalılar arasında yapılan böyle bir sözleşmenin varlığı yöntemince kanıtlanmadan davacı yüklenicinin temliki işlemine dayanarak davalı arsa sahibini mülkiyet aktarımına zorlayamaz....
Borçlar Kanunu'nun 162 vd. maddeleri ile düzenlenen alacağın temliki işleminin konusunun alacak hakları ile sınırlandırılmış olması karşısında, alacak niteliği taşımayan hakların, ayni hakların ve yenilik doğurucu hakların devri alacağın temliki hükümlerine tabi değildir. Aynı şekilde bir borç ilişkisinin doğurduğu bütün haklar, borçlar ve yetkilerle birlikte devredilmesi de (borç ilişkisinin devri) alacağın temliki hükümlerine tabi değildir. Buna göre, bir borç ilişkisinin diğer tarafın rızası dışında bir üçüncü kişiye devredilebilecekken, o ilişkiye taraf olma durumunu karşı tarafın rızası dışında devretmesine imkan yoktur. Bir sözleşmenin tarafı olan kişi bu sözleşmeden doğan tüm alacaklarını temlik etmiş olsa bile, sözleşmenin tarafı yine de kendisidir; sözleşmeden doğan borçlarla bu kişi yükümlü olduğu gibi, sözleşme ilişkisine bağlı yenilik doğrucu hakların sahibi de yine aynı kişidir(Yrd.Doç.Dr.Baki İlkay Engin, Alacağı Temlik Edenin Garanti Sorumluluğu, s.23 vd)....
Yüklenicinin kişisel hakkını temellük eden üçüncü kişi de alacağın temliki hükümlerinden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı ileri sürer hale gelir. Ne var ki, temlik alanın (davacı üçüncü kişinin) ifa talebine muhatap olan borçlu (davalı arsa sahibi) bu talebe hemen uymak zorunda değildir. Devralan yeni alacaklının (üçüncü kişinin) temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa da borçlu (arsa sahibi) ona karşı bir takım itiraz ve def’ilerde bulunmak imkanına sahiptir. Gerçekten BK m.167 hükmüne göre “borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def’ileri temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir”. Buna göre temliki öğrenen borçlu (arsa sahibi) temlik işlemi olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür def’iler ileri sürebilecekse, aynı def’ileri yeni alacaklıya (temlik alan davacı üçüncü kişiye) karşı da ileri sürer hale gelir. Diğer taraftan belirtmek gerekir ki, eser sözleşmeleri ani edimli sözleşme türündendir....
Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ilâ 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Kural, borç ilişkisinin sonucu olan edimin alacaklıya ifasıdır. Fakat hayat şartları, ticaret ve ekonomi gereksinmeleri, alacaklının ifayı beklemeden alacağını başkasına devretmesi veya borçlunun borcunu bir başkasına nakletmesi yollarının da açılmasını zorunlu kılmıştır. Görülüyor ki, alacağın temliki hayat şartlarının gerektirdiği ihtiyaçlardan ortaya çıkan bir hukuk kurumudur. Örneğin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde bina yapım işini borçlanan 2018/5142 - 2018/6675 yüklenici finans ihtiyacı duyar. Bu ihtiyacın kısmen veya tamamen yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölüm veya bölümlerin onun tarafından daha inşaat aşamasında üçüncü kişilere satılarak veya satış vaadinde bulunularak karşılanması olanağı bulunmaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alacağın temliki sözleşmesinin davacılar ile Tasfiye Halinde .... arasındaki cari ilişkiden kaynaklandığı, temlik edilen alacağın kaynağının ticari iş olduğu, dolayısı ile yapılan temlikin de ticari bir devir mahiyeti arzettiği, bu hali ile davanın TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın istek halinde görevli ve yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. Davacılar ile davalı arasında imzalanan 18.01.2011 tarihli sözleşme bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade etmektedir....
Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç göstermeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kural, borç ilişkisinin sonucu olan edimin alacaklıya ifasıdır. Başka bir deyişle borç hangi kişiler arasında doğmuşsa, ilke olarak varlığını bu kişiler arasında sürdürür ve sona erdirir. Alacağın temliki ise istisna olup, hayatın ihtiyaçlarından ortaya çıkan bir hukuk kurumudur. Davalı yüklenici ile 3 sayılı parselin maliklerinden ..., İbrahim Yıldız ve ... arasında ayrı ayrı yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yükleniciye kişisel hak sağlar. Bu tür bir hak, sahibine bir borç ilişkisi dolayısıyla bir şeyin verilmesi, yapılması, yapılmaması gibi belli bir edimin yerine getirilmesini isteme yetkisi verir....