DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının TMK.165. maddesine dayalı bir boşanma davasının bulunmadığının; TMK. 166/1 - 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açtığı davada ise, boşanmaya karar verebilmek için davalı-davacı kocanın az bile olsa kusurunun varlığının gerektiği, ancak davalı davacı kocaya akıl hastalığı nedeniyle davranışları iradi olmadığından; bir kusur yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2022 NUMARASI : 2019/349- 2022/619 DAVA KONUSU : Akıl Hastalığı Nedenine Dayalı Boşanma, Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Tarafların 15/09/2018 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, taraflar evlendikten yaklaşık 1- 2 ay sonra davalının ailesi müvekkiline, davalının engelli maaşının olduğunu, evlendikten sonra kendisinin de engelli maaşını alabileceğini söylediklerini, müvekkilinin bu durum karşısında şok olduğunu, davalının ailesinden sağlık raporlarını aldığında eşinin %60 oranında zihinsel...
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma, ziynet eşyası talebi, birleşen dava ise butlan sebebi ile evliliğin iptali ile akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davası niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 06/06/2013 tarihinde evlenmiş oldukları, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığı anlaşılmaktadır....
DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Boşanma-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusura ilişkin gerekçesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı hem “evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1-2) hem de “terk (TMK.md.164)” hukuksal nedenlerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine birlikte dayanılamaz. Zira terk ihtarı çıkan eş ihtarla eşinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş sayılması gerekeceğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanmak imkanını yitirir. Diğer yandan da, terk ihtarının da iyiniyete (TMK.md.2) dayanmadığı ortaya çıkmış olur. İyiniyete dayanmadığı bir başka anlatımla samimi olmadığı anlaşılan terk ihtarı da sonuç doğurmaz....
DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2) hukuksal nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/200 esas sayılı dosyası ile davalı erkeğin 01.04.2011 tarihinde akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanmasına karar verilmiştir. Akıl hastası eşe kusur yüklenemez. Akıl hastalığına dayalı bir dava da mevcut değildir. Hal böyleyken akıl hastası erkeğe karşı açılan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2) nedenine dayalı davada boşanma kararı verilmesi doğru olmadığı gibi kusursuz erkek aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi de doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına (TMK md. 166) dayalı olarak açılmıştır.Davalının gerek evlenme tarihinde gerekse bu tarih sonrasında akıl hastalığı nedeniyle hukuki ehliyete haiz olmadığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 165. maddesine dayalı olarak açılmış bir dava olmadığı gibi bu yönde yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Mevcut durum nedeniyle davalı kadının davranışlarının iradi olduğundan, dolayısıyla kusurunun varlığından söz edilemez. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 166. maddesinden açılan boşanma davasının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırıdır....
hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya ilişkin olduğunu açıklamıştır....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmamaktadır. (TMK m. 165). Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanarak açılan davada, erkeğin vefatı sonrasında kadının kusurlu olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.10.2019 (Salı)...
in davalı kadın ile ilişki içerisinde olduğu belirtildiğinden ve bunun yanında diğer tanıkların beyanları ile soybağının reddi dava dosyası nazara alınarak tanık İsmal'in beyanlarına itibar edilmediği, birleşen dosyada; zina nedenine dayalı boşanma talebinin kanıtlanmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin ise davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçeleri ile davacı-davalı erkeğin zina nedenine dayalı boşanma talebinin hak düşürücü süre nedeni ile reddine, haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma talebinin şartlar oluşmadığından reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin kabulü ile 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, birleşen dosyada davalı-davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma davası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının reddine, çocuğun soybağının reddine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan...