"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş; mahkemece davanın reddine hükmedilmiştir. İpotek 02.05.2012 tarihinde tesis edilmiş, dava 19.12.2014 tarihinde açılmıştır. İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu alacağına mahsuben davalı bankaya 23.12.2014 tarihinde cebri icra ile satılmış, ihalenin feshi davasının reddi üzerine 21.06.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununu 194. maddesi gereğince işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmıştır....
konutu olduğunu belirterek, haczin kaldırılmasını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İhtiyati Tedbir Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, incelemenin duruşmalı yapılması isteği ile davacı tarafından temyiz edilmiş ise de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438 maddesinde ihtiyati tedbirlere ilişkin kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddi ile evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı eşi adına kayıtlı olup, aile konutu olan taşınmazın kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkıldığını, aralarında görülmekte olan boşanma davası nedeniyle; bu taşınmazla ilgili apartman toplantılarına katılma ve müteahhit ile sözleşme yapmak için ihtiyati tedbir yoluyla kendisine yetki verilmesini istemiş; mahkemece talep reddedilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 803 ada 3 parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümün aile konutu olduğunu, taşınmazın müvekkilinin açık rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini, davalı Bankanın basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca ipoteğin kaldırılmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı Banka vekili özetle; taşınmazın aile konutu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 14.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili savunma yoluyla 3145 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edilmesini miras hakkına mahsuben davalıya özgülenmesini talep etmiştir. Mahkemece, 3145 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili dava tefrik edilerek görev yönünden reddine karar verilmiştir....
Aile konutu şerhi sahipleri, İİK'nun 134/2. maddesi gereği, tapu sicilindeki ilgili sıfatına sahip olduklarından ihalenin feshi davası açabileceklerdir. Yargıtay'ın müstakar içtihatları da bu yöndedir (bkz. Yargıtay 12. HD'nin 2021/4568 E-2021/6008 K, 2020/1721 E-2020/1661 K, 2019/12019 E-2019/15589 K sayılı ilamları). Somut olayda şikayetçi, aile konutu şerhi sahibi olduğunu iddia etmekte ise de, tapu kayıtlarının incelenmesinde, aile konutu şerhine rastlanmamış olup mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Açıklanan gerekçelerle, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 03.12.2013 gün ve 10117-28312 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Davacı koca, aile konutu şerhinin terkinini istemiş, mahkemece dava reddedilmiş ve davacının temyizi üzerine karar Dairemiz tarafından onanmıştır....
Düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin” korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. Açık rıza yazılı veya sözlü olarak verilebilir. Örtülü rıza yeterli değildir. Açık rızanın varlığını ispat yükü; tasarruf işlemini yapanların üzerindedir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023. maddesi hükmünden yararlanacağı kabul edilmektedir....
DAVA 1.Davacı vekili dava dilekçesi dilekçesinde özetle;eşinin 2017 yılında vefat ettiğini, dava konusu taşınmazı ortak konut olarak kullandıklarını, eşinin vefatından sonrada bu taşınmazda oturmaya devam ettiğini, miras payına mahsuben aile konutunun mülkiyetini talep ettiğini, sulh hukuk mahkemesinin aile konutu olup olmadığı yönünde tespit yaptırılması için süre verildiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu şerhinin konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2. Davacı vekili 03.05.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki talep sonucunu ıslah ederek davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve tapuya şerh kararı verilmesini talep etmiştir. II....
CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, aile konutu olduğu düşünülse bile üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, aile konutu olduğunun bilinmesinin imkansız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik birliği süresince dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri, taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davalı ...'...