Sayılı kararıyla sona erdiğini, evin aile konutu niteliğini yitirdiğini beyan ederek, aile konutu şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 28/01/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; anılan kararın nafaka ve tazminat yönünden temyiz edildiğini, sadece boşanma yönünden kesinleştiğini, davaya konu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini, mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına yönelik mahkemede açılan davanın derdest olduğunu, aile konutu şerhinin kaldırılmasına yönelik açılan davanın hukuki yararının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile Muğla ili Ula ilçesi Kızılağaç mahallesinde bulunan 2133 parsel zemin+1(bağımsız bölüm no:1) dublex mesken niteliğindeki taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan Ali konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Ü.. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece; "Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK. m.76) Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur....
süre verildiğini belirterek Antalya ili Kaş ilçesi Bayındır köyü 210 ada 11 parselde bulunan evin aile konutu olduğunun tespitine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
No:13’de kayıtlı mesken vasıflı kaydında aile konutu şerhi bulunan taşınmazın paraya çevrilmesi için icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğünün 16/01/2017 tarihli kararı ile taşınmazın satışına karar verildiğini, satış ilanının tebliğ edildiğini, 10/03/2017 tarihinde yapılan açık artırma sonucu 590.000,00 TL bedel alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiğini, davacının aile konutu şerhi nedeniyle dava açma hakkı bulunduğunu, müvekkilin açık rızası olmadan taşınmazın cebri icra yoluyla satılmasının müvekkilinin aile konutu üzerindeki hakkını sınırlandıracağını, müvekkili ve çocuklarının başka konutları bulunmadığını, ayrıca aile konutu şerhinin satış ilanında belirtilmediğini, aile konutu şerhi ihale tarihinden çok önce konulduğundan ihalenin feshi gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın ihalesinin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı Ahmet Mumcu vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; İzmir 28....
konutu şerhi olmadığını gerekçe yaptığını ancak aile konutu şerhi kurucu nitelikte olmadığını, açıklayıcı niteliğe sahip olduğunu, bu nedenle aile konutu şerhi olmamasının o konutun aile konutu olmadığı anlamına gelmediğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür....
DAVA Üçüncü kişi şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından borçlu eşi hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, hacze konu taşınmaz üzerinde lehine aile konutu şerhi bulunduğunu, taşınmazın çocukları ile birlikte yaşadığı aile konutu niteliğinde olduğunu, borçlu ile aralarındaki boşanma davasının derdest olduğunu, takibin kendisinden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak başlatıldığını, alacağın tahsili için borçlunun diğer mal varlığı unsurlarının haczedilebileceğini, taşınmazın haline münasip mesken niteliğinde olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı cevap beyanında; şikayetçinin meskeniyet iddiasında bulunma konusunda yetkisi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini savunarak şikayetin reddini talep etmiştir. III....
daki taşınmaz yönünden aile konutu olarak tespiti ve taşınmaz üzerinde TMK'nin 240 veya 652. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı tanınması istenmiştir. Birleşen dava dosyasında ise davacı tarafça TMK'nin 227 madesi gereğince ...'daki taşınmaz için 5.000,00 TL ve Kartal'daki taşınmaz için 2.500,00 TL olmak üzere alacak talep edilmiş ve yine ...'daki konut ile ilgili olarak aile konutu olduğunun tespiti ve taşınmaz üzerinde TMK'nin 240 veya 652. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı tanınması istenmiştir. Davalı vekili, murisin malvarlığının edinilmesinde davacının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak haklarının doğacağı, kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı olduğu, (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti ile Miras Hakkına Mahsuben Aile Konutu Üzerinde Mülkiyet Hakkı Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında .... Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, ".......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerine, davacının rızası alınmadan davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, mahkemece, "dava konusu taşınmazın tapu kaydında, ipotekten önce "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerhin bulunmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, davalı banka lehine 25.08.2005 tarihinde ipotek tesis ettirildiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....