Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan taşınmazda müvekkilinin açık onayı olmaksızın davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, 4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak davanın ikame edilmiş olduğunu, aile konutu şerhinin tapu kütüğünde bulunmaması nedeniyle şirketinin taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalıların, davacıların eşi olduğunu, davalılar tarafından Akbank T.A.Ş ile 08/02/2006 tarihinde yaptıkları kredi sözleşmesinin teminatı olarak 20 yılı aşkın süredir tarafların birlikte ikamet ettikleri aile konutu üzerine davacıların bilgisi olmadan ve muvafakatları alınmadan ipotek tesis edildiğini, davalı Güven Varlık Yönetim A.Ş'nin alacağı temlik aldığını, temlik almasından önce taşınmazın üzerine Akşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/219 ve 220 Esas sayılı dosyaları üzerine aile konutu şerhi konulduğunu belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar Kadir ve T4 usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar davaya cevap vermemiştir....
taşınmazın açık artırma ile satışa çıkarılması üzerine ipotek işlemlerinden haberi olduğunu ileri sürerek teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, ipoteğin kaldırılması ile aile konutu şerhi verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/07/2018 NUMARASI : 2016/1333 E - 2018/566 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Murat'ın aile konutu olarak kullandıkları ve halen içinde oturdukları dava konusu gayrimenkulün davalı eş tarafından diğer davalı T3 satıldığını, satış sırasında müvekkilinin açık rızasının alınmadığını belirterek, öncelikle muvaazalı satışın iptali ile aile konutu şerhi konulmasını ve gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı şirket tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.06.2015 (Prş.)...
Tüm dosya kapsamından; davacı malik olmayan eşin, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" ipotek tesis ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava ettiği, davalı bankanın da cevap dilekçesi ile davanın reddini savunduğu, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda taşınmazın ipotek tarihinde aile konutu olarak kullanılması nedeniyle davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, iş bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir....
"İçtihat Metni" DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından; ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; tapuda tarla vasfında olan taşınmaz üzerinde tek katlı ev, depo ve bahçesi bulunduğunu, bu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m. 194), mahkemece davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapuda "tarla" vasfıyla kayıtlı olduğu, mandalina bahçesi olarak kullanıldığı ve bu taşınmazda aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüm bulunduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda, davalı eş T4, dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş ve bu işlem sırasında davacının açık rızası alınmamış, davalı banka davacı eşin açık rızasının bulunduğunu ispatlayamadığı gibi 4721 S. TMK'nın 1023. maddesi çerçevesinde iyiniyetli olduğunu ve iyiniyetinin korunması gerektiğini de savunmuş ve fakat yukarıda da değinildiği üzere aile konutu şerhi hukuki niteliği itibariyle kurucu olmayıp açıklayıcı bir şerh niteliğinde olduğundan ve şerhin konulmamış olması taşınmazın aile konutu olma özelliğini etkilemeyeceğinden davalı bankanın bu savunmasına da üstünlük tanınmamış ve davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmakla, Mahkemece, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK 194. maddesine göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur....