"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, mera vasfıyla tespit edilen taşınmazın davacı köyün kullanıma dayalı aidiyet isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesince 2014/142-586 sayılı ilamı ile aidiyet kararı verildiği anlaşılmakla temyiz incelemesinde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 31.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine rağmen, aynı daire tarafından da görevsizlik kararı verilerek dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmesi gerekirken, dosyanın aidiyet ile dairemize gönderilmesi doğru değildir. Görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 13.12.2011 gün ve 2011/13735-15401 sayılı kararı ile aidiyet kararı verildiğinden temyiz incelemesinde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 26.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın aidiyet sebebiyle Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesine ait bulunduğu, ancak 1.Hukuk Dairesince aidiyet kararı verildiği anlaşılmakla görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE 26.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
Eldeki aidiyet istemli davada, kesin yetkinin söz konusu olmadığı belirgindir. Yetki itirazında bulunan davalı kurum avukatının ise ileri sürdüğü yetki itirazında İstanbul mahkemelerinin de yetkisiz olduğu belirgin olmakla, usulünce bir yetkili mahkeme ileri sürüldüğü kabul edilemeyeceğinden, usulüne uygun olmayan yetki itirazına göre bir karar verilmemesi nedeniyle, usulünce bir yetki itirazında bulunulmadığı ve mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilmeksizin yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi No : 2018/296-2019/148 Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, ... oğlu, 10.10.1960 Kelkit doğumlu davacı ..., 224129 sicil sayılı Kent Lokantası unvanlı işyerinden ... adına 1977 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarında bildirilen hizmetlerin kendisine aidiyetinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....
Aidiyet davalarında, gerçeğin tam olarak saptanması için tanık sözlerinden ayrı olarak, işin kuşkuya, duraksamaya, yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gerekir. ... 'ın ... kayıtlı olduğu, doğum tarihinin 01.07.1910, ölüm tarihinin 18.03.1968 Baba adının;...olduğunun Nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır ... için .... sicil numarası ile ayrı bir sigorta sicil dosyasının oluşturulduğu ve sigorta sicil bilgilerinden ... doğum tarihinin 14.07.1910 olduğu, ... sigorta sicil numaralı ... ise, doğum tarihinin 01.07.1910 olup, mahkemece, bu husus üzerinde araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın ikinci katının davacılar tarafından yaptırıldığının tespitine, şerh isteminin reddine karar verilmiş ise de aidiyet tespiti yönünden varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Toplanan delillerden davacıların paydaş olmadığı taşınmaz hakkında davalı tarafça açılan el atmanın önlenmesi ve ecri misil talepli dava nedeniyle görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmiştir....