İnceleme konusu karar, kesinleşmiş mülkiyetin tespiti kararının tapu kütüğünün beyanlar hanesine tescili istemine ilişkindir. Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (16).Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. Ne var ki, Yargıtay (1) ve (8).Hukuk Dairelerince aidiyet kararı verildiğinden, üçüncü aidiyet kararı Başkanlar Kurulu Kararı gereğince verilemeyeceğinden dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'na GÖNDERİLMESİNE, 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca davacının aidiyet tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 532,50 TL temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
O halde mahkemece yapılacak iş, davacının talepleri arasındaki çelişki giderildikten sonra davacının talebi sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik ise öncelikle 01/06/1990 tarihinde davacı adına Kuruma verilmiş ilk işe giriş bildirgesinin varlığını araştırmak ve yok ise hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak, davacının talebi aidiyet tespitine yönelik ise davacı T1 ağabeyi Hasan Gürbüz'ün sigorta sicil numarası üzerinden tespiti yapılan çalışmalarının kendisine aidiyetini istediği gözetilmek sureti ise, aidiyet tespiti talebi yönünden işi esasına girilerek gerekli araştırmalar yapıldıktan hasıl olacak sonucuna göre yeniden bir karar vermekten ibarettir....
Diğer taraftan; davacı köy ortaya çıkan muarazanın giderilmesi istemiyle birlikte merada aidiyet tespiti hükmü verilmesini de talep etmiştir. Aidiyet tespitine ilişkin bu gibi talepler mülkiyet çekişmesi olmadığından, inceleme yeri kadastro mahkemesi değil, genel mahkemedir. Kabule göre de, aidiyet belirlenmesi ile ilgili istem hakkında da görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün açıklanan nedenden ötürü de bozulması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 22.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.07.2008 tarihinde sonuçlandığı, taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat nedeni ile yaptığı masrafların tahsili istemi ile davalı ... aleyhine 01.05.2008 tarihinde alacak istemli asıl davayı açtığı, ne var ki yargılamanın 04.12.2008 günlü oturumunda davasını aidiyet tespiti davası olarak ıslah ettiği ve aynı hukuki sebebe dayanarak taşınmazdaki diğer paydaşlar aleyhine 16.02.2009 tarihinde birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....
Mensucat Fabrikası ....ve kardeşleri Koll.Şti.nezdinde çalıştığının tespitine, 2- 30/03/1967- 16/04/1967 tarihleri arasında çalışma sürelerinin tespiti mümkün olmadığından bu tarihler arasındaki davacının talebinin reddine," karar verilmişse de bu sonuca hatalı değerlendirme ile varılmıştır. Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Öte yandan HMK'nun 26. maddesi uyarınca hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan başkasına veya fazlasına hükmedemez. Somut olayda; davacının talebi aidiyet olduğu halde taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek hizmet tespitine karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki aidiyet davalarında davalı kurum dışında davalı işverenlere husumet düşmez....
A.Ş. tarafından sunulduğu anlaşılan ancak davalı Kurumca davacı sigortalının kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğü ile yapılan yazışmalarda birden fazla ... isimli kayda rastlanıldığı gerekçesiyle davacı adına yapılmış tevkifatlar olarak kabul edilmediği belirtilen 30.07.2000, 31.08.2000 ve 30.01.2001 tarihli tevkifatların aidiyetinin tespiti konusunda araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, davacının iddiasının gerçekliğinin resen araştırma ile saptanması gereklidir....
Dava dosyası incelendiğinde, davacı, prim borcunu ödeme planı çerçevesinde yaptıktan sonra 1997-2001 dönemlerine ilişkin tevkifatların, davacının baba ismi yazılmadığından davalı kurum tarafından iptal edildiğini belirterek 1997 tarihinden 2001 tarihine kadar kesintisiz olarak tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespiti ile başvuru tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş olup mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01/01/1997 ile dava 31/12/2001 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile davacıya 01/08/2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verildiği anlaşılmış ise de, aidiyet yönünde kurulan hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.”...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kesinti listesinde ... ismine yapılan kesintilerin davacıya ait olduğunu beyanla aidiyet tespiti ve 01.06.1994 - 1998 tarihleri arasındaki tarım bağ-kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. 2....