WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının üyeliğinin tespitine ancak, kooperatif genel kurulunda daire tahsisine dair alınmış bir karar olmadığı ve inşaat çalışmalarının halen devam ettiği, 1163 sayılı KK'nın 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi gereğince davacıya daire tahsisinin mümkün olmadığı gerekçesi ile daire tahsisi talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından ve aynı gün incelemesi yapılan Dairemizin 2022/116 esas sayılı dosya içeriğinden bir kısım üyelere daire tahsisinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak alınan bilirkişi raporunda, kooperatifin kaç üyesinin olduğunun, kaç üyeye tahsis yapıldığının, tahsisi yapılabilecek bitmiş halde kaç daire olduğunun ve devam ettiği belirtilen inşaatta kaç daire olduğunun ve inşaatın hangi aşamada olduğunun araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler yapılmadan, bir kısım üyelere daire tahsis edilmişken bir kısım üyelere daire tahsisi yapılmamasının 1163 sayılı KK'nun 23....

V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME Dava, davacıya tahsis talep tarihi olduğu iddia edilen 10.10.2014 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması ve bu tarihten itibaren birikmiş aylıkların yasal faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamında davacının 10.10.2014 tarihinde sunduğunu belirttiği dilekçe; 989 13 30 sicil numaralı davacı ... tarafından davalı Kuruma verilen 10.10.2014 tarihli dilekçenin dosyaya celbedilmiştir. Belirtilen dilekçenin tahsis talep dilekçesi ya da emeklilik şartlarını sorgulamaya ilişkin bir dilekçe olup olmadığı anlaşılamadığından tahsis talep dilekçesi olup olmadığının araştırılmış ve kurumun 17/05/2017 tarihli yazı cevabında, davacının 10/10/2014 tarihli dilekçesinin hizmetlerinin birleştirilmesi ve emekliliğe hak kazanma koşullarının tespiti talebi olduğu ve emeklilik tahsis talebi niteliği taşımadığı bildirilmiştir....

    Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Davacının 16.10.1997 - 24.09.1999 tarihleri arasında 708 gün, 16.11.1999 - 22.03.2002 tarihleri arasında 857 gün 28.12.2012-12.05.2004 tarihleri arasında 501 gün, 30.09.2004 - 23.05.2005 tarihleri arasında 235 gün olmak üzere toplam 2301 gün SSK sigortalılığı ile çakışmayan 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,..." karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili, 08.12.2014 tarihli celsede hizmet tespiti talep ettiğini ve yaşlılık aylığı tahsis talebinin bulunduğunu, sigortalılık süresinin 05.10.1982 tarihinden itibaren başladığının tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine karar verilmesi gerektiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur....

      Yapılacak iş, öncelikle davacının Türkiye'deki sigortalılık başlangıç tarihinin ... sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarih olan 30/11/1982 olduğunun tespitine karar vermek, davacının 29/04/2010 tarihinde tahsis talebinde bulunup bulunmadığını araştırmak, bu tarihte tahsis talebi varsa yurtdışı borçlanmasını ne zaman yaptığını ve 29/04/2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığını araştırmak, 29/04/2010 tarihinde tahsis talebinin bulunmadığı veya yaşlılık aylığı şartlarının oluşmadığının anlaşılması halinde davalı Kurumdan davacıya 01/01/2012 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının kısmi aylık mı tam aylık mı olduğu sorularak, bağlanan aylığın kısmi aylık olduğunun anlaşılması halinde tam aylığa çevirmekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        01/04/2000 tarihine kadar olan hizmetlerinden talep ettiği kadarını borçlanma hakkı olduğunun tespitine, karar verilmiştir. 1.4.1988 tarihinden itibaren İsviçre'de, 1.4.2000 tarihinden itibaren Almanya'da ranta tabi çalışması olan Türk Vatandaşı olan davacının, 11.1.1994 tarihli başvurusu ile İsviçre'de çalışılan 1923 gün ile 16.4.2008 tarihli borçlanması ile Almanya'da çalışılan 2070 günü 5510 sayılı Yasanın 4/1-a kapsamında borçlandığı, 28.3.2013 tarihli tahsis talebine istinaden sigorta başlangıcının borçlanılan gün kadar geriye götürülmesi sebebiyle tahsis talebinin reddi üzerine davanın açıldığı anlaşılmaktadır. a)Davacının talebinin sigorta başlangına ilişkin olmasına rağmen, Mahkemece, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan borçlanmanın tespiti yönünden karar verilmiş olması hatalıdır. b)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesindeki; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe...

          e karşı açtığı meni müdahale ve ecrimisil talebinin yerinde olmadığı, kooperatifçe verilen taahhütte geçerli olmadığından kooperatife karşı ıslahla yapılan tazminat talebinin de yerinde olmadığı, ancak dava konusu A/3 Blok 8 nolu daire davalılardan önce davacıya tahsis edildiğinden bu dairenin tahsis hakkının davacıya ait olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile dava konusu dairenin tahsis hakkının davacıya ait olduğunun tespitine, davacının diğer istemlerinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı tarafından temyiz edilmiştir. Katılma yoluyla hükmü temyiz eden davacıya temyiz dilekçesi 03.03.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir ve hüküm HUMK'nun 433/2 nci maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 17.03.2011 tarihinde temyiz edilmiştir. Süresinden sonra yapılan davacının katılma yolu ile temyiz isteminin reddi gerekmiştir....

            K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı SGK vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının 25/10/2011 tarihli borçlanma talebini reddeden kurum işleminin iptali ile talep tarihinde Türk Vatandaşı olma şartı aramaksızın davacının Türk Vatandaşlığında geçen ev hanımlığı sürelerini borçlanmaya hakkı olduğunun ve borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 3201 ....Y.ya göre yaptığı yurt dışı borçlanmasına yönelik kurum işleminin iptaline, talep tarihini takip eden ay başından geçerli olmak üzere davacının yurt dışı çalışması süresinde T.C. Vatandaşlığında geçen bölümünün borçlanmaya hakkı olduğunun kabulü ile borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitine, karar verilmiştir....

              Davacı tapu iptali ve tahsis isteminde bulunmadığından davacıya daire tahsis edildiği veya kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek bir daire bulunduğunun saptanması halinde, davacının ortaklık tespiti istemi ve bu daireye yönelik müdahalelerle ilgili karar verilmekle yetinilmelidir....

                Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının tapu iptal tescil yönündeki talebinin reddine, tazminat yönündeki talebinin zamanaşımı nedeniyle usulden reddine; 02.07.2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide işaretlenen dubleks evin davacıya ait olduğunun tespiti ile aidiyet şerhinin tapuya tesciline karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından muhdesat şerhine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, terditli olarak tapu iptali tescil ve ayrıca muhdesat şerhinin tapuya tescili talebi, olmaz ise tazminat talebine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK mad.106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir....

                  Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 10.04.1986 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespiti ve 17.05.2018 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkin olan davada,Mahkemece,"Davacı ...’nun, davalı ...’na ait sıhhi tesisat işyerinde asgari ücret ile hizmet akdine dayalı olarak en az 1 gün çalıştığının tespiti ile hizmet başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 16/03/1987 tarihi olduğuna, davacının 17/05/2018 tahsis talep tarihinde 50 yaşını doldurmadığının tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamadığından davanın reddine” dair verilen kararın, davacının istinaf talebini kabul eden Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmak suretiyle “davacı ...’nun, davalı ...’na ait sıhhı tesisat...

                    UYAP Entegrasyonu