Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.07.2008 tarihinde sonuçlandığı, taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat nedeni ile yaptığı masrafların tahsili istemi ile davalı ... aleyhine 01.05.2008 tarihinde alacak istemli asıl davayı açtığı, ne var ki yargılamanın 04.12.2008 günlü oturumunda davasını aidiyet tespiti davası olarak ıslah ettiği ve aynı hukuki sebebe dayanarak taşınmazdaki diğer paydaşlar aleyhine 16.02.2009 tarihinde birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....
un 2926 sayılı Yasa gereği Bağ-Kur sigortalılıgının 10.07.1996 tarihinde başladığına karar verilmesini talep ettiği, davanın reddine dair ilk kararın Dairemizin 24.05.2018 tarihli ilamı ile tevkifat listesinde kimlik bilgileri bulunan ... oğlu, 1942 Mersin doğumlu ... isminde bir kişi olup olmadığının tespiti için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde Türkiye genelinde araştırma yapılmalı, araştırma sonucuna göre davacının beyanı alınıp talebinin aidiyete mi ilişkin olduğu yoksa aidiyet ile birlikte sigortalılık süresine mi ilişkin olduğu net olarak belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönünden bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yeniden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargitay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma...
Ş.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.12.2013 gün ve 14/656 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 185 ada 23 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki iki katlı binanın bodrum ve üzerindeki zemin katın davacıya aidiyet olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı R.. P.. davayı kabul ettiğini açıklamış, davalılar N.. Ş.. ve M.. P.. vekili dava konusu evin mirasbırakanı tarafından yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki iki katlı (bodrum+zemin) yapının ikinci katının (zemin) davacı tarafından yapılmış olduğundan, mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; karar davalılar N.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 06/05/1994-09/05/2008 tarihileri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitiyle, tahsis talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının ilk tescil tarihi olan 6.5.1994 tarihi ile Anonim Şirket yönetim kurulu üyeliğinin başladığı 9.5.2008 tarihleri arasındaki sürelerin Bağ-Kur sigortalılık süresi olarak geçerli sayılması gerektiğinin tespiti ile tahsis talebi gereğince yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile ... TC. Kimlik Numaralı, ... Bağ-Kur numaralı, davacı ...'...
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Davanın kabulüne, davacının Bağ-Kur sigortalılığının bitiş tarihinin 30.03.2005 olarak kabulü ile; davacının yapmış olduğu 12.07.2012 tarihli tahsis talebinin geçerli olduğunun, tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması, mahrum kalınan aylıkların (5510 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi uyarınca tahsis tarihini takip eden 3 aylık süre sonundan itibaren) yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. B....
İstinaf Sebepleri Davalı Kurum vekili, 1983/3. dönem bordrosundaki çalışmaların davacıya ait olduğu yönündeki tespit kararının aidiyet karar niteliği taşıdığını ve tahkikat aşamasında aidiyet araştırmasına yönelik işlem gerçekleştirilmediğini, işyerinde başkaca ... olup olmadığının tespitinin yapılmadığını ve çalışmanın fiili olup olmadığı yönünden de inceleme yapılmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C....
İş Mahkemesi Tarihi : 24.03.2015 No : 2013/150-2015/202 Davacı vekili, davacının sigortalılık başlangıcının 01.10.1983 tarihi olduğunun tespiti ile davacıya yaşlılık aylığı bağlanarak, aylıkların tahakkuk ettiği dönemlerden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Yine aynı yönetmeliğin; “Tahsis Talep Tarihi” başlıklı 67 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında “Aylığa hak kazanılmış ve aynı ay içinde olmak kaydıyla, tahsis talep tarihinden sonra işinden ayrılan veya işyerini kapatan sigortalıların tahsis talepleri de geçerli sayılır” hükmüne, 7 nci fıkrasında “Tahsis talep tarihinde Kanunda yaşlılık aylığı için belirlenen yaş ve sigortalılık süresi şartlarından birini yerine getirememiş olan, ancak yerine getirilemeyen şartı tahsis talep tarihinden itibaren bir ay içinde yerine getiren sigortalının tahsis talebi, bu şartın yerine getirildiği tarih itibarıyla geçerli sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yasa gereği yaşlılık aylığı bağlanması için zorunlu şartlardan biri tahsis talebinin bulunmasıdır. Tahsis talep tarihi bir dönüm noktası konumunda olup, talepte bulunanın diğer aylık şartları da yine bu tarihte yürürlükte olan yasal mevzuatlardan hatta genelgelerden faydalanılarak bu tarih itibariyle irdelenecektir....
Davacıya aidiyetine karar verilen Kurum kayıtlarındaki ... sigorta sicil nolu dosya üzerinden 27.12.2010 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden davacıya ait tahsis talebinin varlığı karşısında, mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde yaşlılık aylığı tahsisi şartları irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, tahsis talebinin bulunmadığı gerekçesi ile, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......
HGK tarafından verilen bozma ilamında “davacı vekili dava dilekçesinde, Kurum tarafından iptal edilen 10 günlük çalışmanın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile Kurum işleminin iptalini ve müvekkilinin emekli aylığından yapılan kesintilerin durdurulmasını talep etmiştir. Her ne kadar yerel mahkemece dava konusunun iptal işlemine konu olan 10 günlük çalışma olduğuna, 25 gün sicilsiz şekilde bildirilen çalışmanın dava konusu olmadığına dair direnme kararı verilmiş ise de, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere aslında davacı yaşlılık aylığı üzerinde yapılan kesintinin de durdurulmasını talep etmektedir....