Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalıların, takip tarihi itibariyle bankaya artı para kredisi, kredi kartı ve ticari krediden dolayı borçlu oldukları, davalı kefilin kefalet limiti, hesap edilen borç tutarının üzerinde kalmakla kefil olan davalının borcun tamamından sorumlu olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalıya ait... plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından Trafik Artı ... poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı aracın 19/08/2012 tarihinde sürücü Vedat Büyüköztaş sevk ve idaresinde iken istiap haddini aşan şekilde yolcu taşıması ve sürücünün tamamen kusuru ile aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile oluşan tek taraflı kaza neticesinde vefat eden yolcu...'...
Kesim çağına gelmiş olan bu ağaçlar dosya içersinde bulunan 06.02.2008 günlü tutanağa göre davalı tarafından kesilip nakledildiğinden ve ayrıca bu ağaçların enkaz değerleri nihai net üretim gelirine eşit olduğundan zemine artı değer katkıları yoktur. Bu nedenle sözü edilen kavak ağaçlarına herhangi bir değer verilmesinin söz konusu olamayacağı gözetilmeden rayiç fiyatı üzerinden bir değer takdir edilerek zemin değerine eklenmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 20 yaşındaki 11 adet söğüt ağacının saptanan yaşı gözönünde tutulduğunda kesim çağına gelmiş olduklarından, bunların enkaz değerinin nihai net üretim gelirine eşit bulunduğundan bu nedenle de davalıya bırakılmış olması durumunda zemine artı değer katkısından söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu söğüt ağaçlarının davacı idarece alıkonulmadığının saptanması durumunda herhangi bir değer verilmeyeceği dikkate alınmayarak bu söğüt ağaçları için de değer verilip taşınmazın tespit edilen zemin değerine eklenmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 12-15 yaş 31 adet ... ile 13 yaş 61 kavak ağacının saptanan yaşları gözönünde tutulduğunda kesim çağına gelmiş oldukları, bunların enkaz değerinin nihai net üretim gelirine eşit bulunması sebebiyle de davalıya bırakılmış olması durumunda zemine artı değer katkısından söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu ... ve kavak ağaçlarının davacı idarece alıkonulmadığının saptanması durumunda herhangi bir değer verilmeyeceği dikkate alınmayarak bu ağaçlar için de değer verilip taşınmazın tespit edilen zemin değerine eklenmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 10 yaşındaki 59 adet söğüt ağacının saptanan yaşı gözönünde tutulduğunda kesim çağına gelmiş olduklarından, bunların enkaz değerinin nihai net üretim gelirine eşit bulunduğundan bu nedenle de davalıya bırakılmış olması durumunda zemine artı değer katkısından söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu söğüt ağaçlarının davacı idarece alıkonulmadığının saptanması durumunda herhangi bir değer verilmeyeceği dikkate alınmayarak bu söğüt ağaçları için de değer verilip taşınmazın tespit edilen zemin değerine eklenmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 15 yaşındaki 9 adet kavak ağacının saptanan yaşı gözönünde tutulduğunda kesim çağına gelmiş olduklarından, bunların enkaz değerinin nihai net üretim gelirine eşit bulunduğundan bu nedenle de davalıya bırakılmış olması durumunda zemine artı değer katkısından söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu kavak ağaçlarının davacı idarece alıkonulmadığının saptanması durumunda herhangi bir değer verilmeyeceği dikkate alınmayarak bu kavak ağaçları için de değer verilip taşınmazın tespit edilen zemin değerine eklenmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 20 yaşındaki 15 adet söğüt ağacının saptanan yaşı gözönünde tutulduğunda kesim çağına gelmiş olduklarından, bunların enkaz değerinin nihai net üretim gelirine eşit bulunduğundan bu nedenle de davalıya bırakılmış olması durumunda zemine artı değer katkısından söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu söğüt ağaçlarının davacı idarece alıkonulmadığının saptanması durumunda herhangi bir değer verilmeyeceği dikkate alınmayarak bu söğüt ağaçları için de değer verilip taşınmazın tespit edilen zemin değerine eklenmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin ticari artı para kredisi asıl alacağı olan 18.831,23 TL'ye %108 oranında, business kredi kartı asıl alacağı olan 2.880,56 TL.'ye %50,88 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanması suretiyle devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemesi ise, taraflar arasında ticari artı para hesabına bağlı olarak kredi sözleşmesi düzenlendiğini ve davalı şirketin bu krediyi ticari amaçla alması nedeniyle davanın Tüketici Mahkemesinin görev alanında olmadığından söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davanın dayalı olduğu kredi sözleşmesinin, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalılar arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Çorlu Sulh Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....