KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteklerine ilişkindir. Davacı taraf "davalı yükleniciden satın aldığı bağımsız bölümün tapuda resmi devrinin yapılmamasından, aralarında adi ortaklık niteliğinde gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi bulunan her iki davalının da müteselsilen sorumlu olduklarını" iddia etmektedir. Davalı arsa sahibi ise; "davalılar arasında bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, sözleşmenin klasik bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla edimlerini tam olarak yerine getirmeyen yüklenicinin yaptığı bu satış sözleşmesinin arsa sahibini bağlamayacağını" savunmaktadır....
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteklerine ilişkindir. Davacı taraf "davalı yükleniciden satın aldığı bağımsız bölümün tapuda resmi devrinin yapılmamasından, aralarında adi ortaklık niteliğinde gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi bulunan her iki davalının da müteselsilen sorumlu olduklarını" iddia etmektedir. Davalı arsa sahibi ise; "davalılar arasında bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, sözleşmenin klasik bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla edimlerini tam olarak yerine getirmeyen yüklenicinin yaptığı bu satış sözleşmesinin arsa sahibini bağlamayacağını" savunmaktadır....
dan talep edebileceği tüm hak ve yetkilerinin kendisine geçtiğini, adi yazılı sözleşme ile taşınmaz için 5.000 mark ödediğini ve tapuyu alamaması sebebiyle mağdur olduğunu beyan ederek fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 28/09/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 19.049,51 TL’ye yükseltmiştir. Bir kısım davalılar; davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece; davalıların miras bırakanı ...'un maliki bulunduğu ... Mevkii Pafta 6-11-12, parsel 195'de tapuya kayıtlı taşınmazdan 140 m²'lik kısmını 5.000 Mark bedelle 07/11/1994 tarihli adi yazılı sözleşme ile...'a sattığı ve bedelin peşin ve nakit olarak alınmış olduğu,...'un da taşınmazdaki bahsi geçen hisseyi 23/03/1998 tarihli adi yazılı sözleme ile 5.000 Mark bedelle davacıya sattığı, davacı ile... arasına yapılan sözleşme ile...'un ...'...
Davacı ... ile davalılardan ... arasında 16.11.2010 tarihli yazılı satış sözleşmesi imzalanmıştır. Uyuşmazlığa konu taşınmaz tapuda .. 12 ada 474 sayılı parsel üzerinde 1 no'lu bağımsız bölüm olup, dava açma tarihinde davalılardan ... adına kayıtlıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlıdır (TMK m. 706 ve BK m. 237/1). Kamusal biçime uymayan satım sözleşmesi geçersizdir. Her ne kadar ... ile ... arasında 02.06.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesi aktedilmiş ise de 16.11.2010 tarihli adi yazılı satım sözleşmesinde satışın satış vaadi sözleşmesine istinaden yapıldığı belirtilmemiştir. Bu gerekçelerle mahkemece ... yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan Sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi niteliğinde olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan, yüklenici tarafından arsa sahibine karşı açılmış alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında Altındağ 4. Noterliği’nin 28.04.2006 tarih ve 11137 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Altındağ 4....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının malik olduğu taşınmaz hissesini ... Noterliği'nin 23/07/2009 tarih ve 5593 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satış bedelinin tamamını ödediğini ve tapusunu aldığını ancak davalının bakiye satış bedelinin tahsili için aleyhine takip başlattığını ileri sürerek bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve sonrasında imzalanan adi yazılı sözleşmede davacının bakiye satış bedelini tapu devrinden sonra ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ancak tapu devredilmesine rağmen ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/09/2020 NUMARASI : 2019/533 E - 2020/443 K DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri T1 ve T2 ile T1 ve Abdülsamet SEVER'in birlikte yaklaşık 30 yılı boyunca 4 kardeş olarak adi ortaklık hükümlerinde kuyumculuk işi ile uğraştıklarını, bir kısım taşınmazları ticari ortaklık adına satın aldıklarını, taşınmazların ailenin büyükleri olan T1, bir kısmı ise Abdülsemet SEVER adına tescil edildiğini, bilahare müvekkillerinin anlaşarak adi ortaklığın sona ermesine karar verdiklerini, ağabeyleri olan Abdulsemet SEVER üzerinde kayıtlı bulunan adi ortaklığa ait gayrimenkuller ile bir kısım alacakların tasfiyesine karar verdiklerini, uzun görüşmeler sonnuda görüşmeler...
kabul edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T5 Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde...
Öte yandan taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirlerinin tamamlanmış olması da geçersiz olan 11.03.2016 tarihli satış sözleşmesine geçerlilik kazandırmaz. Bunun yanında tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı davacı şirket tarafından tapu siciline 11.03.2016 tarihli adi şekilde yapılan sözleşmeye ilişkin bir şerh de konulmamıştır. Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 11.03.2016 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümleri de geçersiz olacaktır (Bkz. Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2013/10248-2013/12358 E. K. sayılı ve 2018/3659-2019/5313 E. K. sayılı ilamları). Ancak, mahkemece Dairemizin 2018/397-867 E....
Mahkemece, dava konusu parselin mülkiyetinin 11.12.2000 tarihinde davalıya satış suretiyle geçtiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlı olduğu ancak taraflar arasındaki sözleşmenin adi yazılı düzenlendiği ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....