sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının kar paylarını vermediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kardan 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Şti.’nin alacaklısı Japonya merkezli davacı şirket tarafından açılan adi ortaklığının tasfiyesi ve borçlunun adi ortaklıktaki tasfiye payının paraya çevrilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece; davalıların oluşturduğu iş ortaklıklarının ayrı ayrı işler için kurulduğu ve....'den her bir ortaklığın ayrı iş aldığı ve işi yüklenici olarak yaptığı veya yapmaya devam ettiği, davacının icra dosyasında her bir iş için oluşturulan adi ortaklığın paylarına haciz konulduğuna ilişkin haciz yazısı gönderilmesi gerekirken genel olarak adi ortaklığın tasfiye payının haczedildiğini belirten yazı gönderildiği, bu şekilde yapılan hacizle de adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TBK’nun 639. maddesi “Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer: 1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı tarafından açılan davada açtığı ve tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilen karşı dava dilekçesi ile , davalı ile Mini kid işyerinde ortaklık yaptıklarını, davalının adi ortaklığın bitirlmesini ihtar ile bildirdiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesi ile verdiği avans tutarı 9.585 TL.nin davalıdan ödetilmesini istemiştir. Davalı karşı davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilmeştir. Mahkemece, karşı davanın süresinde açılmamış olması nedeni ile HUMK'nun 187. Maddesi yollaması ile 409. Maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Asıl dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, birleşen dava ise ortaklığa konu dairelerden elde edilen kira gelirinden davacı ortağın payına düşer tutarın tahsili istemlerine ilişkindir....
e verilmesine, davacı şirketin zarara ilişkin talebinin reddine, adi ortaklığın kâr payına teminat olarak davalıya verilen 300.000,00 TL bedelli senedin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, 08.12.2019 ve 13.01.2010 tarihli protokollerin geçersiz olduğunun tespitine, davacı şirket ile davalının adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle birbirlerinden alacak ve borçlarının kalmadığının tespitine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Noterliğinin ... yevmiye numarası ile onaylanan 08/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinin düzenlendiği ve bu şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu dosya kapsamı ile sabittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi edilmesine gerek yoktur. Bu talep, ancak taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen sona ermesi durumunda adi ortaklığın tasfiyesini de gerektirecektir. Davalı vekili 07/02/2018 tarihli celsede taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sona ermediğini, halen devam ettiğini belirtmiştir. Davaya konu adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, ancak ortaklığın halen devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davacı vekilinin adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmediği şeklindeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket 26.12.2018 tarihli adi ortaklık sözleşmesi imzalayarak restaurant işletmeye başladıklarını, bu güne kadar adi ortaklık yönetiminden sorumlu davalının müvekkiline hiç cevap vermediğini, adi ortaklığın elde ettiği son derece yüksek miktardaki kazançtan müvekkilinin nam ve hesabına düşen kar hissesini de ödemediğini, müvekkilinin bu amaçla gönderdiği ihtarnameden cevap alamadığını ileri sürerek, HMK'nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 20.000,00 TL kar payının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi birlikte tahsiline, haklı sebeple adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine, tedbiren adi ortaklık yönetimi için bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
KARŞI OY YAZISI Taraflar arasında düzenlenen 24/04/2012 tarihli sözleşme ile bir adi ortaklık kurulduğu, buna göre davacının adi ortaklığa nakit para, davalının da otobüsün mülkiyetini sermaye olarak koyduğu ve adi ortaklığın herhangi bir resmi şekil şartına bağlı olmadığı (TBK md. 620) anlaşıldığına göre, tarafların ortaya koydukları sermaye ve yaptıkları ödemeler de dikkate alınarak adi ortaklığın tasfiyesi yoluna gidilmesi gerekirken, bir ortağın sermaye borcu olarak koyduğu otobüsün mülkiyetinin devri konusunda KTK'nin 20/1 maddesinde öngörülen şekil şartına uymaması nedeniyle adi ortaklığın geçersiz sayılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.17/10/2019...
tarafından düzenlenen bilançoya göre adi ortaklığın öz kaynağının -4.224.179,66 TL olduğu, buna göre TBK 643 maddesi gereğince tasfiye sonucunda taraflara ödenecek alacağın bulunmadığı kanaatine varılmakla adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında taraflara ödenecek alacağın bulunmadığına ve davacının alacak davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....