WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile ... arasında adi ortaklık ilişkisinin olduğu kabul edilmiş ancak ortaklar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici tarafa kalacak bağımsız bölümlerin aidiyeti hususunda ihtilaf bulunduğu ve ötesinde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi hususunda açılmış bir dava da bulunmadığı ve ortakların böyle bir davayı açmaya zorlanamayacağı vurgulanmıştır. Anılan davadan sonra ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/163 E. sayılı dosyası ile adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için dava açıldığı ve halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava konusu bağımsız bölümlerin hangi tarafa ait olacağı hususunun belirlenmesi için adı geçen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümü ortada bırakılacak şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır....

    BK nun 535/7. maddesi gereğince mahkemece adi ortaklığın feshine karar verildiğinde ortaklığın mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği de karar yerinde gösterilmelidir. BK.nun 538. maddesinde 2009/14978-2010/4911 belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

      Davacının davadaki talebi gereğince mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuku işlemlerdir. BK.nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirlerini ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 538. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

        Bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak, TBK. nun 639/7. maddesi uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını verir ve ortaklık hakim kararı ile ortadan kalkar. Ortaklığın feshi, diğer tarafça istenmemiş ise ortaklık sözleşmesi yürürlükte kalır. Buna bağlı olarak, bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede sermaye payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olur. Hal böyle olunca; mahkemece, davalı tarafça ortaklığın haklı nedenle feshi için dava açılmadığı, dolayısıyla ortaklığın fiilen sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin yürürlükte kaldığı gözetilerek, öncelikle dava dışı ortak G.. G..'...

          otele ait işyerini komple eşyası ve demirbaşları ile birlikte kiraladıklarını, davalının kira sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, 04/09/2014 tarihinde LaPiKe unvanlı işyerini açtıklarını, Türk Patent Enstitüsünde tescil ettirdiklerini, geçen zaman içinde adi ortaklığa ait işletmenin gelirinin düştüğünü, kira, vergi ve çalışanlara ait SGK prim borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, 31/11/2019 tarihinde adi ortaklığı bitirme kararı aldıklarını, davacının tüm çağrılarına rağmen davalının adi ortaklığın tasfiyesi için gelmediğini, adi ortaklık sonra erdikten sonra da davacının hiç aktifi olmayan adi ortaklığa ait kira, işçi ücretleri, işletme tedarikçilerine ait toplam 82.820,00 TL tutarı kendi cebinden ödediğini, davacı adına kayıtlı adi ortaklığa ait 128.223,72 TL vergi borcu, 315.406,44 TL prim borcu ve 140.800,64 TL gecikme zammı borcu bulunduğunu, 31/08/2020 tarihinde davacı tarafından davalıya noter aracılığıyla adi ortaklığın tasfiyesi ve mevcut borçların ödenmesi için bir araya...

          Sözleşmede, ölüm halinde ortaklığın devam edeceğine ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, miraşçılarıyla da devam etmediği, davalının tek başına idare ettiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili yargılamada 04/10/2011 tarihli celsede “ ... adi ortaklık tasfiyesi ile ilgili alacaklarının mevcut olduğu” beyanıyla açıkça tasfiye istendiğini ifade etmiştir. Bu durum karşısında, ortağın ölümü ile adi ortaklık sona ermiş olup, davacı tarafça ortaklığın tasfiyesi ve bu durum sonucunda doğan alacaklarının istenebileceği, davacının tasfiye talebinde bulunduğu, davanın adi ortaklığın tasfiyesine, kar payı talebine ilişkin olduğunun kabulu gerekir. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....

            Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir ortaklık bulunmadığını, davalı kayıtlarında adi ortaklık ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığını, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, hem şirketin hem ortağın hasım gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, adi ortaklığın tasfiyesi ve ortaklık pay talebinin incelenmesinde, adi oraklığın tespitinin ön koşul olduğu, dinlenen tanık beyanları dışında ortaklığa ilişkin yazılı belge sunulmadığı, davalı kayıtlarında da adi ortaklığa dair bir kayda rastlanmadığı, davacının adi ortaklığın varlığına ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

              Davalı, davacının ödemesi gereken bedelleri gecikmeli ödemesi nedeniyle munzam zararının oluştuğunu, ortaklığın tasfiyesi istenmeden tapu iptalinin istenemeyeceğini, üzerine inşaat yapılan arsada kendilerinin paydaş olduğunu, 9 2010/6704 2011/2141 parselin oluşturulması için 529.000 TL harcadıklarını savunarak davanın reddini dilemiş, birleşen davada ise, tüm aktif ve pasifin tesbiti ile ortaklığın tasfiyesini, ortaklığın tasfiyesi sebebiyle doğmuş ve doğacak munzam zarar dahil tüm alacaklarının faizi ile tahsilini talep etmiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklığın ortakları arasındaki ilişkiden kaynaklanmasına ve mahkemenin de ilişkiyi adi ortaklığın tasfiyesi olarak nitelendirmesine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 3. Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı Kanunun 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1. Başkanlığa sunulmasına, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu