Noterliğinin 11/06/2011 tarih ve 06428 yevmiyeli ihtarının gönderildiğini, davalının cevap vermediğini ancak Doğuş Aş nin cevabi ihtar ile satma sürecini doğruladığını belirterek; öncelikle adi ortaklık sözleşmesini ihlal ettiği için satış ve devrin tedbiren yasaklanmasını adi ortaklığı idare etmek üzere kayyum atanmasını,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, işletmeler 3. Şahsa devir edilmiş ise satış ve devir bedelinin tümü taraflar arasındaki adi ortaklığın sermayesi haline geleceğinden tasfiyenin bu satış ve devir üzerinden yapılmasına, davacı şirketin aylık kar payı alacakları ödenmediğinden 01/01/2014- 31/04/2014 tarihleri arasındaki 6 aylık dönem için 500.000,00 TL adi ortaklık kar payı alacağının reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ,kar payı ödenmesi ,adi ortaklığa kayyım atanması talebine ilişkindir....
Yapılan müzakere sonucu, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili açtığı dava ile; davacı ve davalının adi ortaklık şeklinde çalıştıklarını, inşaat hafriyat işleri, kepçe vinç çalıştırılması gibi işler yaptıklarını, davalının elde edilen kardan davacıya ödeme yapmadığını, ortaklığa ait araçları davacının rızası dışında satarak bedellerini tahsil ettiğini, adi ortaklık tarafından yapılan binadaki bağımsız bölümlerin davalılar tarafından satıldığını, bedelinin davacıya ödenmediğini, tarafların %50 hisseyle ortak olduğunu ileri sürerek adi ortaklığın feshi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 100.000,00 TL ortaklık payının davalılardan tahsili ile davalılar adına kayıtlı adi ortaklığa konu menkul ve gayrimenkuller ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir....
Bu durumda, tarafların adi ortak oldukları hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının taleplerinin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi kapsamında talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir. Davacı tarafça adi ortaklığın varlığı ispat edildiğine göre, mahkemece yapılacak iş; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate almak ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerini taraflar arasındaki kuyumculuk-dövize dair adi ortaklığa uygulamak olmalıdır. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesi; “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır....
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Köyüstü mevkiinde 5 pafta 578 parselde bulunan arazide yapılacak yüksek bütçeli inşaat projesinin gerçekleştirilmesi konusunda imzalanan sözleşme gereğince tarafların bir adi ortaklık ilişkisi içinde oldukları , bu nedenle tarafların tüzel kişilik taşıyan şahıs ortaklığı şeklinde yürüttükleri faaliyetleri çerçevesinde bizzat şahıs olarak imzaladıkları belgeye dayalı eldeki davadaki talepleri " adi ortaklık " hükümleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. ( Aynı yönde emsal Yargıtay 2 HD 2016/12289-2016/14630 E/K sayılı kararı ) Taraflar arasında 19/03/2019 tarihli sözleşme ile Yalova ilinde termal otel yapılması hususunda adi ortaklık kurulduğu, davacıların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ancak davalının adi ortaklığa aykırı olarak haksız eylem ve davranışlarda bulunduğunu belirterek adi ortaklığın feshi ile ortaklık tasfiyesine ve davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına ayrıca davacının uğramış olduğu zararların tazmini talep edilmiş ise de, TTK 'nın 14.maddesi gereğince...
, müvekkil şirket tarafından talep edilen alacakların adi ortaklığın tasfiyesinin beklenmesini gerektirmeyecek alacak olduğunu, davalı ...'...
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/11 esas sayılı dosyasındaki 06/10/2020 tarihli duruşmada , davacı vekiline şirketin zarara uğratılması nedeniyle ortaklığın feshi davasını açmak üzere süre verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı davalı ile aralarında bir adi ortaklık kurduklarını, ortaklığa sermaye olarak 20.000.000.000 TL koyduğunu, davalının kendisini bilgilendirip, kâr ve zarar hesabi yapmadığını, ortaklığa sokmadığını ileri sürerek ortaklığın feshine, ödediği 20.000.000.000 TL'nın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Adi ortaklığın sona ermesi için öncelikle mal varlığının aktif ve pasiflerinin tespit edilmesi gerekmektedir....