Hal böyle olunca da davacı ile davalı ... arasında internet kafenin işletilmesi hususunda adi ortaklık oluşturulduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davacı ve davalı ...'ın birlikte adi ortaklık oluşturdukları kabul edilmek suretiyle taraflardan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için delilleri ve karşı delilleri alınmalı, yönetici ortak olan davalı ...'dan hesap vermesi istenmeli, diğer hususlarda da BK'nun 538 ve devamı maddeleri gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya ayıkırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme, davacı ile davalı arasında 27/11/2015 tarihli ''Coralline Mobil - Web Uygulaması Adi Ortaklık Sözleşmesi'' bulunduğu, bu sözleşmenin, tarihsiz ''Coralline Mobil - Web Uygulaması Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin feshi ve yeni sözleşme şartları'' başlıklı sözleşme ile fesih edildiği, bu sözleşmenin D bendinde ''T4, gerçekleşecek olan bu devir için T1'a % 40 hissesi karşılığında 5.000,00 TL vermeyi kabul etmiştir'' hükmünün bulunduğu, bu sözleşmenin eki olduğu belirtilen 20/2/2016 tarihli ''Protokol'' başlıklı belgede konunun tarafların daha önce aralarında akdetmiş olduğu adi sözleşmenin hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, protokolde ''Taraflar bu sözleşmeden doğan bütün hak ve alacak ve dava haklarından da imza ile feragat etmiş sayılır....
Ortaklığın feshi ve tasfiyesi ayrı hukuki işlemleri olup, tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden de dava konusu adi ortaklıkta yönetici ortağın davalı olduğu anlaşılmaktadır. BK. nın 538. maddesinde belirtildiği üzere tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki bu hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise, tasfiyenin bu defa BK. nın 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir....
aktardığını tespit ettiklerini, davalının güven ve iş birliğini zedeleyen davranışları sonucunda haklı sebeplere dayalı olarak ortaklığın feshi ve malların tasfiyesi amacıyla iş bu davayı açtıklarını beyanla, taraflar arasında mevcut olan adi ortaklığın feshine, davalının gizlice elde etmiş olduğu adi ortaklığa ait 81.839,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Karar) Somut dosyamızda Adana 4.Noterliği'nin ... yevmiye nolu 19.01.2016 onay tarihli adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacı ve davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu, bu hususun her iki tarafın kabulünde olduğu, davacı ortak tarafından adi ortaklığın diğer tarafı olan davalıya karşı adi ortaklıktan kaynaklı alacak bakımından icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, taraf teşkilinin bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince taraf teşkili sağlanmadığından bahisle davanın reddi kararı verilmesi doğru olmamıştır. Adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
ortaklığın mahkemece tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ortaklığın mahkemece tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın TBK'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, adi ortaklığın TTK'da düzenlenmediği, tarafların tacir olduğunun iddia edilmediği, davanın ticari dava niteliği taşımadığı, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen adi ortaklığın idaresine ilişkin görev ve yetkinin kaldırılması ile fesih ve tasfiyesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların adi ortaklığın feshi yönünden kabulüne, birleşen 1999/759 Esas sayılı davadaki alacak isteminin kabulüne dair verilen hüküm, davacı-davalı ... ve davalı-davacı ... vekilleri tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 30/04/2019 tarihinde davacı-davalı ... vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı....
Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK'da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir....