Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında iş makinesi/kepçe işletilmesi yönünde ortaklık bulunduğu, hükme esas alınan raporlara göre mevzuata uygun olarak tasfiye aşamalarının gerçekleştirildiği, tasfiye alacağın tahsiline yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taraflar arasında kurulan adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve tasfiye alacağının tahsili istemine ilişkindir. 2....
hüküm altına alınmasına, adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilerek yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir....
HUMK.nun 76. maddesi uyarınca davada maddi olguların açıklanması taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise hakime ait bir görevdir. Davadaki ileri sürülüşe göre, davacı tarafından varlığı iddia edilen sözleşmenin, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir.Taraflar arasında ekmek fırını işletilmesi hususunda Temmuz 2006 tarihinde sözlü anlaşma ile adi ortaklık kurulduğu,bilahare bu ortaklığın fiilen son bulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Adi ortaklıkta ortaklardan birinin sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, yine harcamalara katılması gerekirken katılmadığı sabit olsa dahi bu hususlar, ortaklığın tasfiyesine engel değil, ancak tasfiye sırasında gözetilmesi gereken durumlar olarak değerlendirilmelidir. Buna göre az yukarıda izah edilen sıra ve yöntem takip edilerek ve konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden taraf ve yargı denetimine açık rapor da alınarak sonucuna göre adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenli kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması halinde, borçlu ortağın kar veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait mevcut bir hakkın haczine karar verilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; adi ortaklığın kazancının ortaklar arasında taksim edildiğini, dosya kapsamında adi ortaklık sözleşmesinde paylaşım oranları ve tasfiye oranın belli olduğunu, ... şirketinin dava hakkı ve hukuki yararı olmadığını, Kaymakamlığın ......
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, tarafların oluşturduğu adi ortaklığın feshi davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafların oluşturduğu adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, adi ortaklığın feshi gerekiyor ise, tasfiye işlemlerinin yapılması noktasında toplandığı görülmüştür. Mahkememizin 08/02/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca İstenilen evraklar geldiğinde, yapılacak başvuru üzerine, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olarak yerleşik Yargıtay uygulamalarında belirtildiği üzere, dosyanın üç kişilik tasfiye heyeti olarak, mali bilirkişi Hüdai Bal, inşaat mühendisi ... ve tasfiye işlemleri hukukçu bilirkişi ...'...
Davacı, davalıya verdiği borç para, ortaklığa konulan sermaye ve yaptığı masraflar ile kar payı yönünden davalılar tarafından hesaplanan miktardan daha fazla olduğu ve herhangi bir ödemenin de olmadığını ileri sürerek ortaklığın tasfiyesini talep etmiştir. Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği B.K.' nun 535. maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da B.K.' nun 538. ve devamı maddelerinde gösterilmiştir. B.K.nun 535/7. madde ve bendi gereğince mahkemece adi ortaklığın feshine karar verildiğinde ortaklığın mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği karar yerinde gösterilmelidir. Tasfiyenin B.K.' nun 538. ve devamı maddeleri gereğince yapılması için mahkemece öncelikle tarafların tasfiye hususunda anlaşıp anlaşamadıkları tesbit edilmeli, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir....
Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre,taraflar arasında 2004 yılı Ekim ayında sözlü olarak meyve fidancılığı,süs bitkileri üretimi ve satılması konularında ortaklık kurulmak üzere sözlü anlaşma yapılıp akabinde ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye,bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir....
Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....