WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir....

    Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki ayakkabı dükkanına ilişkin adi ortaklığın bulunduğu tarafların kabulünde olup, davacının icra takibi sonucu haczedilen ve satılan menkul malların değerinin yarısını talep etmesi nedeniyle söz konusu talebin aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini de içerdiği anlaşıldığına göre uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, yanılgılı ve eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      ın müvekkilin hisse sahipliğini kabul etmemeye başladığını, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğundan bu yana kar payı dağıtılmadığını, müvekkil kendisi 2019 ve 2020 mizanları ile  kar payı seviyesinde pay hesaplamalarını hazırlamış ve mizanlar üzerinden kar payı toplantısı yapmayı davalıdan ısrarla istemiş ancak davalı buna yanaşmadığını ve herhangi bir kar payı ödemesi yapmadığını, ... müvekkilin zararına sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek, adi ortaklık payının tespiti ile ortaklığın feshine karar verilerek tasfiye edilmesine, tasfiye payına karşılık olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile verilmesine, davalıların banka hesaplarına mal kaçırma ihtimaline binaen tedbir konmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargıtay .........

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 4.643,12 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamından taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır ki, bu husus mahkemenin de taktirindedir. Davacı, davalı ile aralarında, 16.09.2011 tarihinde adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak davalının ortaklık bedelinin ödenmeden ortaklığın sona erdildiğini ileri sürerek adi ortaklığın fesih ve tasfiye ile koyduğu sermaye payının iadesini talep etmiş olmakla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir....

          Maddesinde adi ortaklığın sona erme sebepleri sayılmış olup, anılan yasanın 535/3 maddesi hükmüne göre, şirketlerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile adi ortaklık sona erer. Mehaz İsviçre Borçlar Kanunu'nun (OR) 545/111 maddesine göre , adi ortaklığın sona ermesi anının adi şirket ortağının tasfiye hissesinin haczedildiği değil, tasfiye hissesinin paraya çevrildiği an olduğu kabul edildiği halde Türk Hukukunda adi şirket ortağının hissesi haczedilince adi ortaklık sona ereceğinden adi ortaklığın tasfiye işlemlerine başlanılması gerekir. (... Adi Şirket, Dernek ve Ticaret Şirketleri sh. 148) Borçlar Kanunu'nun 535/3....

            Buna göre, adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kâr payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ne var ki, şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir....

              HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl dava, adi ortaklıktaki tasfiye payının tahsili, olmadığı taktirde ortaklığın feshi ve tasfiyesi tahsiline; karşı dava, diğer ortak yerine ödendiği iddia olunan katılım payı ve avans ödemelerinin tahsili talebine ilişkin olup, birleşen dava ise, asıl davada ıslah yoluyla arttırılan kısım dışındaki tasfiye payının tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, karşı davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tefrik ve yetkisizlik kararı hatalı olduğunu zira dava talepleri arasında her ne kadar taşınmazların 1/2 hissesi talep edilmiş ve bu bir kısım taşınmazlarda Akyazı ilçesinde bulunmuş olsa da aslında davanın asıl konusu adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi olup adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi asıl mesele olduğundan bu tip dosyalarda talep edilen kâr payı yani taşınmaz talepleri ana talep gibi değerlendirilip ayrı ayrı dosyalara bölünemeyeceğini, huzurdaki dosyalar aynen ortaklığın giderilmesi gibi ele alınması gerektiği zira ortaklığın giderilmesi dosyalarında da Türkiye'nin her ilinde taşınmazda olsa bir ilinde bu davanın açılması yeterli olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, Sakarya 4....

              Mahkemece davalı yanca bildirilen tüm ödeme iddiaları da değerlendirilip, tarafların kabulünde olan ortaklığın sona erdiği 2010 yılı Ocak ayı esas alınarak ve yukarıda açıklanan 6098 sayılı TBK’nın 642. ve devamı maddeleri hükümlerine göre adi ortaklığın tasfiyesindeki üç aşama izlenmek suretiyle ve bu aşamalardan sonra tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenip, tasfiye işlemi sonlandırılarak bu doğrultuda hüküm oluşturulmalıdır. 33....

                davalının eşinin gelmesinin de müşteriler tarafından hoş karşılanmadığı yönündeki beyanları dikkate alındığında, adi ortaklığın feshi için haklı sebeplerin oluştuğu, adi ortaklığının devamının iki taraf için de bir faydasının kalmadığı anlaşılmakla, fesih şartlarının oluştuğunun kabulü ile yargılamaya devam olunduğu, adi ortaklığa ilişkin vergi kayıtları, tarafların sunmuş olduğu bilgi ve belgeler kapsamında, ortaklığın feshine ilişkin TBK'nun 644/2. maddesi gereğince tarafların anlaşamamaları nedeni ile ortaklığın feshinin gerektiği, tasfiyesi ve tasfiye memuru yönünde sözleşmede bir hüküm bulunmadığı ve tarafların ortak bir tasfiye memuru belirleyemedikleri, bu nedenle mahkemece TBK'nun 642 ve devam maddeleri gereğince tasfiye ilişkin hükümlerin uygulanıp TBK'nun 620 ve devam maddeleri gereğince adi ortaklık hükümleri dikkate alınarak tasfiye memuru olarak Zihni Durmuş'un atandığı, tasfiye memuru tarafından sunulan 24/09/2020 tarihli rapor kapsamında; adi ortaklığın tasfiye işlemlerinin...

                UYAP Entegrasyonu