Bu duruma göre, taraflar arasındaki ilişki, 6098 sayılı TBK'nun 620. (818 sayılı BK.520.) maddesi ve devamı maddeleri kapsamında, bir adi ortaklık ilişkisidir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanunu'nun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....
TEKSTİL ADİ ORTAKLIĞININ feshi ve tasfiye sürecinin yürütülmesine ilişkin tasfiye memuru atanması ve kuruluş gayesi ortadan kalkan ve davalının haksız tavır ve eylemleri nedeni ile fiilen yürütülmesi artık imkansız olan adi ortaklığın fesih şartlarının gerçekleştiğinin tespitine ve feshine karar verilmesini, Adi ortaklığın tasfiye işlemlerini yürütmek üzere şirketlere ve davanın taraflarına yıllardır mali müşavirlik hizmeti sunan SMMM ... ile Hukuk Müşavirlik Hizmeti Sunan Av....in tasfiye memuru olarak atanmasına, bu kişilerin sayın mahkemece uygun görülmemesi halinde mahkemenin adi ortaklığın tasfiyesi için re’sen tasfiye memuru atamasını, şirketin tasfiye işlemlerinin mahkemece yerine getirilmesini, tasfiye neticesinde ortaklara olan borçlar dahil Adi ortaklığın tüm borçlarının ödenerek artan bir varlık olması durumunda şirket ortaklarına ½ oranında dağıtılmasını, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava talep etmiştir....
'a gönderilmiş, 25/02/2019 havale tarihli raporunda ; davacının ve davalının adi ortaklığından dolayı 5.670,15 TL'nin davacıya, 5.670,15 TL'nin de davalıya ait olmak üzere adi ortaklığın tasfiyesine ve adi ortaklığın bu şekilde kapatılması gerektiği beyan edilmiş,bu rapor hükme dayanak yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında; temizlik malzemesi satışı ve halı yıkama hususunda bir adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; taraflar arasında, yargılama sırasında varlığı ispat edilen ortaklığın, fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olup, bu durumda tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Bölge Müdürlüğü'nden olan alacağı üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettikleri, mahkemece, iş ortaklığını oluşturan şirketlerin her ikisinin de limited şirket olduğu ve ortak yapılan işin adi şirket ortaklığı oluşturmayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin kârına iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, aynı Kanunun 638. maddesine göre, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....
Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....
Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kâr payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığı ancak adi ortaklığa ait yasal defter ve belgelerin bulunmadığı, ibraz edilen belgelerle de davanın ispat edilemediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, “... Atlı Spor Klübü” nün kurulması ve işletilmesi konusunda davalılarla adi ortaklık kurduklarını, ancak bundan sonra fiilen ortaklığın devamının mümkün olmadığını belirterek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tespit edilecek tasfiye payının ödetilmesine karar verilmesini istemiş, davalılar ise davacının sermaye borcunu yerine getirmediğinden ortaklık sıfatını kazanmadığını, bu nedenle herhangi bir talepte bulunamayacağını savunmuşlardır....
feshine ve tasfiyesine karar verilmesi halinde TBK m.642 vd. hükümlerinin uygulama alanı bulması gerektiğini açıkça belirtmesine rağmen mahkeme tasfiye kararı vermediği, Adi ortaklığın feshine karar verildikten sonra yasa ve Yargıtay Kararlarınca belirlenen şekilde tasfiye yapılmaması, tespit edilen masraf zararının ortaklar arasında eşit paylaştırılmamasının kendi içinde çelişkili olduğu, ayrıca TBK 623.madde uyarınca zarar payının ortaklar arasında hisse oranlarına göre değil, eşit olarak paylaştırılması gerektiği ve kabule göre de dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ,zira Yargıtay 13.Hukuk Dairesi , sürekli borç ilişkisi yaratan adi ortaklık sözleşmesinde " adi ortaklıkta ,ortakların haklarının , ortaklığın mahkemece feshi tarihinden itibaren başlayacağına" karar verdiğini ,bu nedenle ancak fesih tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğinden, faiz başlangıç tarihi yönünden de kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması...
Bozmaya uyan Mahkemece verilen 02.10.2014 tarihli ve 2006/218 E., 2014/486 K. sayılı kararla; toplanan delillere göre taraflar arasındaki adi ortaklığın devam etmediği ve devamında yarar kalmadığı, ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi gerektiği, taraf vekillerince tasfiye memuru tayin edilmesi konusunda anlaşma sağlanamadığı, Mahkemece resen tasfiye memurunun tayin edilmesinin talep edildiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye işleminin yürütülmesi için tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....