Dosya kapsamında davacı taraf davalı ile aralarında, 2008 yılında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak davalının ortaklıktan kaynaklanan hesap verme ve kar payı dağıtma yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek eldeki davayı açmış, davalı taraf ise işbu davada davacı ile aralarında bir adi ortaklık kurulduğunu kabul etmiş olup, adi ortaklığın kuruluğu tarih ile ilgili farklı beyanlarda bulunmuş olmasına karşın 10.08.2010 tarihinde......Savcılığına vermiş olduğu beyanında ise davacı ile aralarında yaklaşık birbuçuk yıl önce ortaklık kurulduğunu belirtmiştir. Buna göre, taraflar arasında 2008 yılında, ... isimli otelin işletilmesi konusunda adi ortaklık kurulduğunun tespiti hususunda bir isabetsizlik bulunmaktadır. Bu kapsamda çözümlenmesi gereken husus, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinde, talep konusu dönemler için dağıtılması gereken kar payı bulunup bulunmadığı ve bu kar payının ortaklar arasında dağılımının yapılıp yapılmadığı noktasındadır....
nin adi şirketten olan alacağı 2018 yılı detay mizanına göre kapatılmış olduğu, 2018 yılı detay mizanı dikkate alındığında dava konusu adi şirkette 190 devreden KDV hesaplarında ki 1.986.938,57 TL tutar dışında dikkate değer aktifin bulunmadığı, Adi ortaklığın devreden KDV alacağı karşılığında 2018 detay mizanında sermaye borcu haricinde 9.406,98 TL'lik satıcı borcu haricinde başkaca bir tutarın bulunmadığı, dava dışı adi Ortaklık defterlerinde davacının 500 Sermaye hesabındaki 2.000,00 TL'lik sermaye alacağı dışında herhangi bir borç veya alacağı kayıtlı olmadığı gibi davalı ...İnşaat'ın da 500 Sermaye hesabında ki 8.000,00 TL'lik sermaye alacağı dışında herhangi bir borç veya alacağının kayıtlı olmadığı açıklanmıştır. Mahkememizin 07/11/2019 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile taraflar arasındaki ortak girişim sözleşmesinin konusunu oluşturan "İstanbul......
Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan adi ortaklık sözleşmesi geçerli ise de; inkarı halinde, bu ortaklığın varolduğunu ileri süren kişinin bu ortaklığı, uygulanması gerekli HUMK'nun 287-288 ve 290 maddeleri gereğince (yasal sınır aşıldığından) ispatı gerekir. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince, "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Dava konusu olayda, davalı, davacı ile aralarındaki ortaklık ilişkisini reddettiğine göre; ispat yükü, bunu ileri süren davacı tarafa ait olacaktır. Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir....
Türk Hukuk sisteminde adi ortaklığa tüzel kişilik tanınmamış olup, adi ortaklık, ticari işlerle uğraşan bir ... olmakla birlikte, bir ticaret ortaklığı değildir. Zira, adi ortaklık, ticaret ortaklıklarını düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nda değil, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Adi ortaklığın unsurlarından olan katılma payının çeşidini ve kapsamını belirlemede ortaklar serbest olup, katılma payına kısaca sermaye denir. Adi ortaklıkta, tüzel kişiliğe sahip olan ticaret ortaklıklarında olduğu gibi bir “ortaklık malvarlığı” yoktur. Katılım payı unsuruna ilişkin düzenlemenin yer aldığı TBK'nın 621. maddesinin 1. fıkrasına göre her ortak, para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak, ortaklığa bir katılım payı koymakla yükümlü olup, anılan Kanun’un 638. maddesinin 1. fıkrasına göre de ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur....
A.Ş. arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesi gözetildiğinde davacının davalıya devredilecek ortaklık payının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre taraflar arasında akdedilen adi ortaklık pay devri sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle adi ortaklık hakkındaki hükümlere değinilmesi faydalı olacaktır. 13....
Hukuk Dairesi'nin 14/04/2022 tarih ve 2021/1856 Esas, 2022/1134 Karar sayılı kararıyla; "Dava; taraflar arasında kurulmuş adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde ortaklık kar payı ve sermaye payı alacağının davalılardan tahsili ve ortaklığa tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 11.01.2016 tarihli ....noterliğinin 11.01.2016 tarih ve ... yevmiye nosuya onaylanan ortaklık sözleşmesine göre taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, ortaklığın Sağlık Bakanlığı Türkiye kuma Hasteneleri Birliği Kurumu ... Kamu Hastaneleri Birliği temizlik ihalesi yapılması işine dair olduğu, teslim süresinin 31.12.2018 tarihi olarak belirtildiği, ortaklığın 8. Maddesi ile ortaklığa ...'ın yetkili müdür olarak atandığı, 11. Maddesinde süresinin 4. Maddesinde belirtilen iş bitimine kadar olduğunun belirlendiği, ....noterliğinin 13003 yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesine göre; işin ......
Pasajında bulunan restoranının işletilmesi konusunda aralarında 01/01/1995 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu, kar payının ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/154 esasında ( eski no: 1998/9) görülen dava sonunda kendisinin işletmeye koyduğu sermaye tutarının aynen iadesi ile işletmenin devir bedelinin %50'si ve ortaklığın başlangıç tarihi olan 01/01/1995 ile ilk dava tarihi olan 06/01/1998 arasındaki dönemde kendi hissesine isabet eden %50 oranındaki kâr payı tutarının hüküm altına alındığını ve bu kararın Yargıtay 13....
Noterliği’nden 25/09/2013 tarih ve 16650 sayılı olarak keşide ettiği ihtarname ile adi ortaklık adına taşıyıcılar ile polystrene taşımacılığı yapılmadığını; ancak, bundan sonra alınacak tüm araçların adi ortaklık adına olacağı ve karın % 50'sinin kendilerine verileceği konusunda bir zorunluluk olmadığını beyan ettiğini; böylece, davalının dolaylı olarak adi ortaklık dışında polystrene taşımacılığı yaptığını da kabul ettiğini ileri sürerek; adi ortaklık dışı sağlanan karın % 50'sinin taraflarına ödenmesine,keza ortaklığa alınan ve bedelleri kendileri tarafından ödenen araç bedellerinin hesaplanması ile,davalıdan katılım payı oranında tahsiline karar verilmesine ve şimdilik 10.000 TL kar payının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı , taraflar arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesi kapsamındaki ortaklık için ... plakalı çekici ve ... plakalı dorsenin ortak olarak satın alındığını, ortaklık konusu ......
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. 620/1 md. ). Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (HMK m.190/1). Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 620 inci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir....
Tarafların beyanları ve dosya kapsamından taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre Mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tasfiye işlemi yapılmaksızın sadece...