Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortkaklıktan doğan ve sermaye payı olarak konulan taşınmaz nedeniyle payın tahsiline ilişkin davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ortaklığın murisin ölümü ile 25.1.2000 tarihinde fiilen sona erdiği, sona erme tarihinden dava tarihine kadar zamanaşımı 2011/20129-2012/15088 süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık ilişkinin kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin var olduğuna dair gerekçesi davalı tarafından temyiz edilmemek suretiyle kabul edilmiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği içinde olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, dava adi ortaklığın tasfiyesi talebine ilişkin olsa da davanın konusuz olduğunu, davalıların kurmuş oldukları adi ortaklığa ilişkin hukuki birlikteliğin daha önceden tasfiye edildiğini, davalılar arasında adi ortaklığa ilişkin hukuki ilişkinin tekrar tasfiye edilmesinin yasal olarak imkan dahilinde olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalılar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesinin mümkün olup olmadığı, eğer mümkün ise sona eren bu ortaklık nedeni ile davalıların adi ortaklıktan alacak ya da borçlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK md 620/1)....
Davada, taraflar arasında yapılan (sözlü) adi ortaklık sözleşmesinin, davalı tarafça haksız feshi nedeniyle, sözleşmeye konu bağ için davacının yaptığı masraf ve işçilik bedelleri ile, uğranılan kar kaybının, davalı taraftan tahsili talep edilmiştir. Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre, adi ortaklık sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması şekil şartı olmayıp, ispat koşuludur. Taraflar arasında, davalıya ait bağların bakım ve işletilmesi hususunda bir adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu ve davalı tarafça feshedildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından, ortaklık için yapılan masrafların ve elde edilecek gelirden hisseye düşen karın talep edilmesi; aynı zamanda tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu çerçevede değerlendirilip ele alınmalıdır. Mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd....
Buna göre, temyize konu uyuşmazlık; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulup kurulmadığı, davacının ortaklık payını verip vermediği ve ortaklığın tasfiyesi noktasında toplanmaktadır. Bir ortak tarafından, adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın ve kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Talep, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın haklı nedenle fesihte tasfiyesine ilişkin olup, konu ile ilgili yasal düzenleme gereği tasfiye 6099 sayılı Borçlar Kanununun 642 ve devamı hükümlerine göre gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, bu konuda Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketlerinin tasfiyesi hükümlerine göre görülmesi mümkün değildir. Konu ile ilgili düzenlemelere kısaca bakılacak olur ise; Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK 620/1.madde) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. Maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa karşı açılan dava, ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir....
Taraflar arasında BK 520 ve devamı maddeleri (TBK 620.mad. vd) gereğince adi ortaklık kurulduğu, dava konusu taşınmazın da adi ortaklık konusu olduğu, ortaklığın fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Bir ortak ortaklık gelirini paylaştırmadan kendi namına ve hasabına yani kendi yararına bir taşınmaz satın almış olsa bile BK530. Maddesi (TBK.630.md.) gereğince vekaleti olmadan diğer ortaklar namına tasarrufta bulunmuş sayılır. Ortaklara ait olan ortaklık geliri ile satın alınan taşınmaz ortaklığın malıdır. Öyle ise ortaklık malları nasıl tasfiye edilecekse davalı adına kayıtlı taşınmazında aynı şekilde tasfiye edilmesi gerekir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazın yarı payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyeyi de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır....
Noterliği'nin 25.11.2017 tarih ve ... yevmiye nolu işlemi ile kurulan ve 04.06.2018 tarihinde feshedilen adi ortaklığa istinaden 0.9 tarihinde yapılan protokolün 2/1 fıkrası uyarınca alacaklının katkı payı ve kar payı alacağı olarak Beylikdüzü, ......
Bilindiği gibi Adi ortaklığa ait mallar üzerinde ortaklığı oluşturan özel ya da tüzel kişiler arasında elbirliği ile mülkiyet ilişkisi vardır. Yine 6098 sy Borçlar kanunu 637.maddesi uyarınca “Kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur.Ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortaklar ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olurlar.” Dosya kapsamı incelendiğinde icra müdürlüğü dosyasında borçlunun Atinat İnşaat Mühendislik San . T1 olduğu davacı ile adi ortaklığı neticesinde yönünden DSİ genel Müdürlüğünde %50 payının bulunduğu ve icra müdürlüğünce bu pay üzerinde haciz yapıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklıkta tüzel kişinin şahsi borcu nedeniyle adi ortaklıktaki payı oranında borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK.nun 89. maddesine göre haczettirebilme ilkesi gereğince usulsüzlük yoktur....
Dosyaya "İş Ortaklığı Sözleşmesi" ibraz edilmiş, anılan sözleşme ile taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ,ortakların sermaye payları -katılım paylarının belirlendiği görülmüştür. Taraflarca Adi Ortaklık sözleşmesinin sona erdirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.Bu durumda, mahkemece; Türk Borçlar Kanununun 620. ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....