Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 638 maddesi hükmüne göre; ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça adi ortaklar birlikte yada temsilci vasıtasıyla üçüncü kişilere karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hükme göre alacağa ilişkin bu davanın adi ortakların müteselsil sorumluluğuna dayalı olarak her birine karşı açılması mümkündür. Aynı şekilde dava açılırken ve temyiz yoluna başvuru yaparken de de adi ortakların birlikte hareket etmesi zorunludur. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;dava adi ortaklarca birlikte açılmış ise de temyiz yoluna davacı adi ortaklardan biri tarafından başvurulmuştur. Adi ortaklardan herbiri mecburi dava arkadaşı konumunda bulunduklarından davacı adi ortaklardan ... tek başına kararı temyiz etmesi mümkün değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2018/118 Esas, 2020/191 Karar sayılı dosyasında 03/11/2020 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalının amca çocukları olduklarını, davacıyla davalının belirli bir dönem adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, adi ortaklığın davacıya ait (Karadağlar Seramik-Osman Karadağ) isimli şahıs şirketi üzerinden gerçekleştirildiğini, tarafların adi ortaklık yaptığı dönemlerde bir kısım taşınmazları ortaklık adına satın aldıklarını, dava konusu taşınmazında adi ortaklık döneminde adi ortaklık adına alındığını, tarafların adi ortaklığı kendi iradeleri ile sonlandırdıklarını ve ortaklığa ait malları kendi aralarında taksim ettiklerini, yapılan taksime göre dava konusu taşınmazın davacıya kaldığını, buna karşılık dava dilekçesinde belirtilen diğer taşınmazların davalıya bırakıldığını, davalıdan alacaklı olduğu 8.000 DM...
in iş yerinde işçi olarak çalıştığı, bir işçinin yanında çalıştığı işvereninden 2.000.000,00 TL alacaklı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ispat yükünün davalı yana ait olduğu, davalının, diğer davalı ile ortaklığına dair sunulan protokolün adi yazılı olduğu, her zaman tanzim edilebilecek bir belge niteliğinde bulunduğu, ...'e ait yıllık gelir vergisi beyannamelerine göre işletmenin 2010 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesinde aktifleri toplamının 2.493.005,65 TL olduğunun bildirildiği, 3 ortaklı bir işletmenin 2010 yılı sonu itibariyle mevcut aktifleri bu şekilde iken tasfiye sonucunda ortaklardan biri olan ...'a 2.000.000,00 TL isabet etmesinin resmi kayıtlarla da uyumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalılar arasındaki icra takibinin iptaline karar verilmiştir....
Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun hissesinin bulunduğu araçlar üzerine haciz konulduğu, haciz uygulanan hissenin adi ortaklık adına değil, borçlu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konan araçların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece, haciz konulan araçlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun hissesinin bulunduğu araç üzerine haciz konulduğu, haciz uygulanan hissenin adi ortaklık adına değil, borçlu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konan aracın adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece haciz konulan araç adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İstinaf incelemesinde , adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklardan birine başvurunun mümkün olup olmadığı, adi ortaklardan birinin iflasının davaya ve takibe etkisi incelenecektir. Davacı vekili adi ortaklar arasında müteselsil borçluluk geçerli olduğu,dilediği ortağa babaşvurabileceğini ileri sürmüştür.Para borcu söz konusu olduğunda farklı yönde kararlar bulunduğu bilindiğinden güncel yargı kararları ve uygulama yeniden incelenmiştir. Yine somut olay ile birebir aynı olan, adi ortaklardan birinin iflas ettiği anlaşılan bir davada Yargıtay 11 HD nin kararı "Davacı, ....Tic. A.Ş. - ...Ltd. Şti. Adi Ortaklığına kesilen faturalara dayalı olarak ...Dairesinin ... sayılı icra dosyasındaki takip talebinde borçluyu ....A.Ş. olarak göstermiş olup davayı da husumet yönelttiği davalı tarafı bu şekilde göstererek açmıştır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından davanın adi ortaklığı oluşturan gerçek veya tüzel kişilere ayrı ayrı yöneltilmesi gerekir....
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; TBK 639 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın haklı sebeple fesih ve tasfiyesi ile tasfiye payının ödenmesi adi ortaklığın konusunu teşkil eden inşaat sözleşmesi uyarınca elde edilen bağımsız bölümlerin adi ortaklık kapsamında el birliği mülkiyetinin korunarak tasfiye payı oranında taşınmazların taraflara devri, adi ortaklığa verilen---- tasfiyede dikkate alınarak davacıya ödenmesi, kar paylarının hesaplanıp ödenmesi istemlerine ilişkindir....
A.Ş. tarafından, ... ... ... projesi kapsamındaki taraflarına ödenmesi gereken hak edişler, davalı ile davadışı şirket arasındaki bir takım gizli görüşmeler neticesinde, davalı şirketin hesabına yatırıldığını, müvekkilinin adi ortaklık kapsamında diğer ortaktan alacağını talep etmekte olup, bu isteğin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi anlamı taşıdığı açık olduğu için adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesini istemek zorunluluğunun hasıl olduğunu, ayrıca, adi ortaklık giderleri ve diğer tüm masrafların hesaplandıktan sonra kalan miktarın Müvekkilinin ve davalı arasında paylaştırılması gerektiğini, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yapılan ... ... ... projesi kapsamında, davalı taraf ile davadışı ... şirketlerinin kusurlu davranışları sebebiyle, taraflarınca birden fazla dava açılmış olup ayrıca davadışı ... firması tarafından da adi ortaklığa karşı dava açıldığını, bu sebeple, 26.10.2016 tarihli ortaklık sözleşmesinin haklı feshinin tespiti ile fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla...
Somut olayda , gizli adi ortaklığın tarafı olduğu ileri sürülen davacı ile davalı T4'ın amca-yeğen oldukları anlaşılmaktadır.Adi ortaklık sözleşmesinin,yani adi ortaklığın kuruluşu için yasada şekil şartı öngörülmemiştir.Ancak , adi ortaklığın kurulduğunun ispatı yönünden 6100 Sayılı HMK. 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfa amacı ile yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri itibariyle senetle ispat kuralı geçerli bulunmaktadır.Ne var ki somut olayda ,taraflar arasındaki hukuki ilişkinin akrabalık derecesi itibariyle tanıkla ispat kuralının istisnai bir kural olarak uygulanabileceği anlaşılmakla,mahkemece dinlenen taraf tanıklarının beyanlarının , adi ortaklığı teyit edici nitelikte ispatı yerine getirdikleri sonucuna varılmıştır.Böylece ,dinlenen tanık beyanlarının adi ortaklığın isbatına yeterli olduğu,iddia edilen şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu devam ettiği,adi ortaklığa sadece emeği ile...
Somut olayda, icra dosyasında mevcut takip talebi ve ödeme emrinde adi ortaklığı oluşturan ortaklar ile birlikte Nas Ultra Silivri Konut İşi Adi Ortaklığının da borçlu olarak gösterildiği ve adi ortaklık adına da ödeme emri çıkartıldığı dolayısıyla adi ortaklığı oluşturan şirketlerin ve adi ortaklığın ayrı ayrı borçlu olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyeti bulunmadığı, bu hususun ortaklığı oluşturan şirketlerden herhangi biri tarafından şikayet konusu yapılabileceği dikkate alındığında, mahkemece adi ortaklık aleyhine yapılan takibin de iptaline karar verilmesi gerekirken, adi ortaklığı oluşturan şirketler de ayrıca borçlu olarak belirtilip borçlu şirketlere takip ikame edildiği gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 14.İcra Müdürlüğü'nün 2019/35824 Esas sayılı dosyasında Nas Ultra...