Davacı, davalı ile aralarında, 15.04.2014 tarihinde adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak davalının ortaklıktan kaynaklanan hesap verme borcunu ihlal ettiğini ve ortaklar arasındaki güven ilişkisini zedelediğini ileri sürerek adi ortaklığın fesih ve tasfiye ile koyduğu sermaye payının iadesini talep emiş olmakla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Hal böyle olunca, taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu kabul edilip, uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK.nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Dava konusu olayda, davacı ve davalı ortak ... tarafından adi ortaklığın son bulduğu belirtilerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ortaklık konusu malların adil şekilde paylaştırılması talep edilmiş olmakla, artık tasfiye aşamasına geçilmesi gerekecektir....
Mahkemece, adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve katılım alacağının var olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralı kapsamında ihtiyati tedbir koşullarının bu aşamada gerçekleşmediği, asıl talep yönünden geçici koruma verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/688 KARAR NO : 2021/106 DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 16/08/2016 KARAR TARİHİ : 04/02/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH: 01/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığın Tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacılar vekili özetle; davalı şirket ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince kömür ithalatından kar ortaklığının amaçlandığını, davalının nakdi sermaye ve deposu ile, davacının ise emek, depo ve tesisleri ile adi ortaklığın sermayesinin oluşacağını, ortaklığın kurulmasından sonra müvekkili şirketin yetkilisinin Rusya'da tutuklandığını, bundan bir süre sonra da davalı şirketin noterden çektiği ihtarname ile sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini bildirdiğini, ortaklığın tasfiyesine gidilmeden müvekkillerinden ...'...
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Mahkemece; mevcut dosyada adi ortaklar arası iç ilişkiden kaynaklanan talebin bulunduğu, taraflar arasında adi ortaklığın olduğu ve söz konusu adi ortaklığın henüz tasfiye edilmediği yönünde her hangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı, bu nedenle davacının diğer adi ortak olan ...' den (söz konusu senedin muvazaalı olduğundan bahis ile) yapmış olduğu talebini ancak adi ortaklığın tasfiyesi aşamasında ileri sürebileceği, şayet adi ortaklığı tasfiye olmamış ise söz konusu talebi kendi adına değil adi ortalık adına isteyebileceği, söz konusu talebin davacı tarafından bizzat kendi adına istenildiği, bu durumun yerinde olmadığı, adi ortaklık devam ederken mevcut talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafndan temyiz edilmiştir. Davada; taraflar arasında kurulan adi ortaklık gereğince, ortaklığa ait menkul malların yarısının değeri talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 27/12/2003 tarihinde imzaladıkları sözleşmeyle fırın işletmek üzere adi ortaklık kurduklarını, ancak davalının 2005 yılı Haziran ayından beri kar payını ödemediği gibi fırını da 2006 yılı Kasım ayında 3. bir kişiye kiraladığını ileri sürerek; adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....
Adi ortaklığının tasfiye edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. CEVAP: Davalı ...İnşaat Ticaret ve San. A.Ş vekili cevap dilekçesinde; kesinleşmemiş bir alacak iddiasında, daha takip safhası tamamlanmadan davacının GCF-...İş Ortaklığı'nın tasfiyesi ve ihtiyati haciz talep etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu aşamada davalı şirketin borcu nedeniyle adi ortaklığın üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının haczedilebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
T1 ödeyeceği ya da T1 adi ortaklıkta bulunan sermaye payından daha önce tahsil ettiği tutarı düştükten sonra kalan bakiyeyi yani 68.833,33- 25.904,00=42.929,33 TL tutarı diğer ortaktan tahsil edeceği ve böylelikle adi ortaklığın tasfiyesinin tamamlanmış olacağı, bu nedenlerle tarafların ortak olduğu adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının davalılardan 42.929,33 TL alacağının tahsili gerektiği, buna göre adi ortaklığın tasfiye edilmiş olacağı, davacı tarafça davalılara gönderilen 29/03/2010 tarihli Karşıyaka 5....
Tüm dosya içeriğinden ve mahkemece uyulan bozma kararının gerekçesinden; taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar, Orman İşletme Müdürlüğünden aldıkları hakedişlerin paylaşılması konusunda anlaşamamışlar, davacı bu durumu ileri sürerek, davalıya alacak davası açmıştır. Davacının isteminin ortaklığın tasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi ve adi ortaklığın son bulduğunun kabulü zorunludur. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....