Mahkemece; davaya konu adi ortaklığın ticari işletme ile ilgili olduğu, dolayısıyla adi ortaklığın sona erdiğinin tespitine ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın fesholunduğunun tespiti ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.)....
Eski Borçlar Kanunu döneminde açılan bu davada----------göre adi ortaklığın ve tarafların tüm belgeleri sunulmuş, adi şirketin alacakları ve borçları ilk mali bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği gibi asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespitlerine göre adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği, buna göre tasfiyesi yapılması gerektiğinden taraflara adi ortaklığın tespit edilen alacakları ve borçları ile ilgili malvarlığı tasfiyesinin ne şekilde yapılacağı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiştir....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.10.2009 gün ve 267-438 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle alacak istemine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.11.2008 gün ve 393-462 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklığın tespiti, tasfiyesi ve alacak isteminden kaynaklanmış olmakla kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Menemen Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 08.07.2009 gün ve 2007/577-2009/554 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak isteminden kaynaklanmış olup kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davadaki ileri sürülüşe göre, davacı tarafından varlığı iddia edilen sözleşmenin, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir.Taraflar arasında ekmek fırını işletilmesi hususunda Temmuz 2006 tarihinde sözlü anlaşma ile adi ortaklık kurulduğu,bilahare bu ortaklığın fiilen son bulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Mahkemece, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, asıl davada davadan önce ve sonra yapılan tespitlerdeki adi ortaklığa ait malların mevcut olmadığı, elden çıkıp kullanılmaz hale geldiği anlaşıldığından ve bu nedenle aynen taksimi mümkün olmadığından adi ortaklığa ait mevcut mallardan ortaklık karı ve sabit kıymetlerden taleple bağlı 2008/8657-2009/734 kalınarak 21.08.2003 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacı hissesine düşen 397,32 TL nin davalı ...’tan tahsiline,birleşen davada adi ortaklığın tasfiyesi ile ilgili olarak stok mal bedelinden davacı hissesine düşen 443,10 TL nin taleple bağlı kalınarak faizi ile davalı ... tahsiline ,diğer Ölü davalı ... un ortaklıktaki hisseleri davalı ... a devredildiğinden mirasçıları aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
in bazı yetkilerinin sürelerinin uzatıldığı bir Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi'nin imzalandığı anlaşılmıştır. Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur. Tasfiye memurunun 28/01/2019 tarihli dilekçesinin ekindeki tutanak,taraflar arasında niza bulunduğundan vergisel işlemlerin sonlandırılması hakkındadır.Taraflar arasında tasfiye konusunda niza bulunmaktadır.Vergisel işlemlerin tamamlanması tasfiye anlamına gelmemediğinden,mahkemece fesih yönünde hüküm kurulmaması usul ve hukuka aykırı görülmüştür....
Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında gizli adi ortaklık sözleşmesi olduğunun iddia edildiği, gizli ortaklığın davacının kendine ait işletmesi ile doğrudan bağlantısının bulunmadığı, bu nedenle ticaret mahkemesinin de bu davada görevli olamayacağı, kaldı ki davanın adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olduğu ve TBK’nın 620. maddesinden kaynaklandığı için ticaret mahkemesinin mutlak olarak görev alanı içine de girmediği, bu durumda davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....