"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, Eskişehir 2.Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesinde açtığı dava ile, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece; davaya bakma görevinin Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 08.11.2013 tarih ve 2013/445 E. 2013/121 K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş; iş bu görevsizlik kararı Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 09.04.2014 tarih ve 2013/20954 E. 2014/5734 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması görevli Eskişehir 3....
Gıda adi ortaklığına ortak olduğunun tespitine, taraflar arasındaki adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine, davacının tasfiye alacağı olarak 11.531,13 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Türk Borçlar Kanunu'nun 620.maddesi “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.” şeklinde düzenlenmiş olup bu madde uyarınca sermaye koyma yükümlülüğü emredici bir niteliğe sahiptir....
Davacı ve davalının adi ortaklık sözleşmesi imzaladıkları sabit olup, yapılan ortaklık sözleşmesi üzerinde bir uyuşmazlık yoktur. Tasfiyesi istenen adi ortaklık, davacı ... ile davalı ...'ün imzaları bulunan...7.10.2005 Tarih ve 8938 Yevmiye no. ile tasdikli "....zleşmesi" ile kurulmuştur. Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesinin uygulanması sürecinde yaşanan ihtilaf nedeniyle adi ortaklığın fesih ve tasfiye istemine ilişkindir . Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Mahkemece davacı istemine konu alacak miktarının tespitine yönelik 3 kök 1 ek rapor alınmış; alınan son bilirkişi raporu uyarınca hüküm kurulmuştur ....
Noterliğinde düzenlenen 10 Mart 1998 tarihli .... yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesini davacı ... ile davalı ... yüklenici, davalı ... ise arsa sahibi sıfatıyla imzalamışlardır. Arsa sahibi ......’ın sözleşme uyarınca yüklenicilere isabet eden bağımsız bölümleri yüklenici .... ya da onun sattığı kimselere devrettiği hususunda bir ihtilâf yoktur. Yüklenici safında yer alan ... ile ... arasındaki ilişki BK.520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisidir. Adi ortaklığın davadan önce fesih ve tasfiye edildiği ileri sürülmemiştir....
Uyuşmazlık, davacı şirket ile davalılardan ... arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulup kurulmadığı, eğer kurulmuş ise bu ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklığın bulunmadığı, karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmenin bulunduğu gerekçesi ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istenilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizce, davacının sermaye payını istemesi nedeniyle bu isteğin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı belirtilerek, toplanacak delillerin sonucuna göre ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece bu kez adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye tamamlandıktan sonra davacının alacağının çıkacak aktiften payına düşecek kısımdan tahsiline, tasfiye memuru olarak Celal Dere’nin atanmasına, tasfiye sonucu davacı ortağa düşecek miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin...
arz ve izahına nedelerine göre dava konusu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tasfiye payının müvekkiline ödenmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Birleşen dosyada ise davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 14/08/2017tarihinde adi ortaklık sözleşmesi aktedildiği ve ortaklığın feshi ve tasfiyesi 30/07/2018 tarihinde Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/240 E sayılı dosyası üzerinden dava edildiğini ve derdest olduğunu, davalının ortak bu fesih davasından önce Çorum 2....
in bazı yetkilerinin sürelerinin uzatıldığı bir Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi'nin imzalandığı anlaşılmıştır. Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur. Tasfiye memurunun 28/01/2019 tarihli dilekçesinin ekindeki tutanak,taraflar arasında niza bulunduğundan vergisel işlemlerin sonlandırılması hakkındadır.Taraflar arasında tasfiye konusunda niza bulunmaktadır.Vergisel işlemlerin tamamlanması tasfiye anlamına gelmemediğinden,mahkemece fesih yönünde hüküm kurulmaması usul ve hukuka aykırı görülmüştür....
Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur....
Mahkemece, adi ortaklığın önceki davanın kesinleşme tarihi itibariyle feshinin gerçekleşeceğinin benimsenmesiyle, bu dava ek dava olarak yorumlanmış ve davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya karşı 06/01/1998 tarihinde Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/154 esasında ( eski no: 1998/9) görülen dava ile adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi iradesini ortaya koymuştur. Nitekim mahkemece de bu tarih esas alınmak suretiyle ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verilmiş olup verilen karar da Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Davacı 06/01/1998 tarihi itibariyle davalı tarafla aralarındaki sözleşmenin feshini istediğine göre ve böylece sözleşmeden döndüğüne göre artık aynı sözleşme hükümlerine dayanarak bu tarihten sonraki kar payı alacağı yönünden talepte bulunamaz....