"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının iadesine, 20.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın feshi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.10.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
ye bağlı olarak işletme hususunda mutabık kaldıklarından adi ortaklığın tasfiye sürecinde işbu şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak işletmenin adi ortaklığın kurulduğu günden mahkeme tarafından feshine karar verildiği güne kadarki ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamak suretiyle ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini beyanlarla müvekkili ..., ... ve ... arasındaki adi ortaklığın feshine, adi ortaklığın malvarlığının tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacının iddia ve talebine göre, taraflar arasındaki temel ilişki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacının haksız rekabetin önlenmesine ilişkin diğer talepleri ancak adi ortaklığın ispatı halinde tasfiye aşamasında dikkat alınacak hususlardır. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmeler olup, (TBK. 620/1 md.) bu sözleşme türü Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır....
hallerin gerçekleşmesi ile sona erebileceğinin hükme bağlandığını, somut olayda ise henüz adi ortaklığın amacına ulaşılmadığını davacının da dava dilekçesinde bildirdiği şekilde kabulüne olduğunu, tüm bu açıklamalar kapsamında, huzurdaki davanın henüz adi ortaklık konusu inşaatlar tamamlanmadığından, adi ortaklığın amacına ulaşılmadığı bu aşamada alacak iddiasında bulunamayacağını bildirmiştir....
Mahkemece, davacı tarafın adi ortalığa dış nakit katkı bedeli altında ödenen 7.000 TL'nın tahsili isteminin davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacının 4.813 TL'nın tahsiline ilişkin isteminin reddine, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminin kabulü ile 27.174.16 TL'nın faizi ile davalıdan tahsiline, işletmenin davalıda kalması suretiyle adi ortaklığın tasfiyesine, tarafların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı ve davalının ... Yapı adında inşaat malzemeleri alanında faaliyette bulunmak üzere adi ortalık oluşturdukları, tarafların her birinin işletmede %50 pay sahibi oldukları ve adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu husus mahkeme ve tarafların kabulündedir. Davacı davasında adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş olup, taraflar daha önce tasfiye hususunda analaşmadıkları için tasfiyenin mahkemece bizzat yaptırılması gerekir....
İnşaat adlı adi ortaklık kurdukları,15.11.1988 tarihli sözleşme ile de ortaklığa üçüncü bir kişi alıp 1/3 er hisseli olarak 21.11.1991 tarihine kadar yürüttükleri, üçüncü ortağın ayrılması ile tarafların eşit hisseli olarak ortaklığı yürüttükleri,17.5.1995 tarihinde tarafların limited şirket kurdukları ve bu şirketinde fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, adi ortaklığa ait taşınmazların bir kısmının davalı adına olduğu, bir kısmını sattığı, davalı ... ile davacının, arsa sahipleri ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin adi ortaklığın konusu olduğunu, yaptıkları inşaatlardan alacakları taşınmazların da adi ortaklığın malvarlığı arasında olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tescilini talep etmiştir. Davacı ve davalı ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ... 1....
Madde gereği adi ortaklığın sona erdiğini, tasfiye süreci başladığını, bu nedenle öncelikle tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbirin devamına, adi ortaklığa tasfiye memuru atanarak, adi ortaklığın mal varlığının korunmasına ilişkin diğer tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili istinaf başvurusuna cevabında özetle; ......
-TL Maddi Tazminatın adi ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka temerrüt faiziyle birlikte tahsil ve tazminine, Adi Ortaklığın devamı süresince müvekkilinin yaşadığı manevi tüm sıkıntıların kendisinde yarattığı buhran nedeniyle 50.000.-TL Manevi tazminatın adi ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı ile davacı ..........
Bütün bu açıklamalar ışığında; adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yönler dikkate alınmadan, sadece ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmaması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....