"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen adi ortaklığın idaresine ilişkin görev ve yetkinin kaldırılması ile fesih ve tasfiyesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların adi ortaklığın feshi yönünden kabulüne, birleşen 1999/759 Esas sayılı davadaki alacak isteminin kabulüne dair verilen hüküm, davacı-davalı ... ve davalı-davacı ... vekilleri tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 30/04/2019 tarihinde davacı-davalı ... vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı....
Adi orkaklık anılan sözleşme ile adi ortaklarca feshedilip tasfiye edildiğinden ,mahkemenin buna ilişkin gerekçe ve hümünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Adi ortaklığın tarafları bir araya gelerek ,adi ortaklığın tasfiyesini amaçlayan 02.03.2019 tarihinde bir sözleşme imzalamışlardır. Davalılar T6 ve T5 adi ortaklığın tarafı olmayıp,sözleşmenin feshi davasında bu davalılara husumet düşmediği gibi ,adi ortaklığın feshi ve tesfiyesi konulu davada da bu davalılar husumet düşmemektedir.Bu sebeple ,bu davalılar hakkındaki davanın pasif husumet sebebiyle reddine karar verilmesinde de usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/193 KARAR NO : 2022/233 DAVA : Adi Ortaklığın Feshi, Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 23/02/2022 KARAR TARİHİ : 25/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022 Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinin tetkiki sonunda; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkili arasında adi ortaklık kurulduğunu, davalı şirketin büyümesi ve yüksek oranda kar elde etmesi sonrasında diğer davalı ...'...
Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, adi ortaklığın feshi ile tasfiyesi ve adi ortaklık sözleşmelerine dayalı alacak davasıdır. Bilindiği üzere Asliye Mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çözümlenir....
Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....
Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2....
Noterliğinin 25.07.2013 tarihli sözleşmesi ile güzellik salonu işletilmesi amacını taşıyan bir adi ortaklık kurduklarını, adi ortaklığın davalı taraftan kaynaklanan olumsuz tutum ve davranışlar sebebiyle sürdürülemez hale geldiğini, bu durumun tespit edilmesi ile adi ortaklığın feshine karar verilmesi amacıyla mahkemeye müracaat gerekliliğinin hasıl olduğunu, sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere adi ortaklığın 5.000,00- TL öz sermaye ile kurulduğunu, her bir ortağın %50 oranında paya sahip olduğunu, taşınmaz kiralandığını, davalı ortağın, müşteriler ile sürekli olarak kavga etmesi, çalışanlara hakaret edip şiddet uygulaması sebebiyle işyerinde huzur ortamının tamamıyla yok olduğunu, ortaklığın sürekli olarak müşteri kaybettiğini ve personel bulamaz hale geldiğini, müvekkili açısından ortaklığın sürdürülmesinin olanaksız hale geldiğini, haklı sebeplerin bulunması halinde adi ortaklığın feshi mümkün olduğundan, adi ortaklığın haklı sebeple feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep...
Uyuşmazlık; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında "..." isimli lokantanın işletilmesi amacıyla adi ortaklık kurulduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalı tarafından işletmeye alınmadığını belirterek adi ortaklığın feshi ile sermaye ve kar payını istemiş; davalı ise davacının adi ortaklıktan isteği ile ayrıldığını, davacının alacağı olmadığını savunmuş, açtığı karşı davasında ise ortaklığın borçları nedeni ile davacı- karşı davalıdan 22.451,14 TL'nin tahsilini talep etmiştir....