WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kâr payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir....

    Türk Borçlar Kanununun 642 vd. maddelerinde düzenlenen tasfiye; ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

      Şubesine hesap açıldığını ancak davalının bu hesaptaki paraları çekerek aralarındaki güveni kötüye kullandığını, davacının ortaklıktan kar payı almadığını davacının 25/04/2013 tarihinde .... 1.Noterliğinin 2763 sayılı ihtarnamesi ile ortaklığı feshederek alacağını talep ettiğini, bu ihtarın 26/04/2013 tarihinde davalıya tebliğ olduğunu, ancak halen tarafına ödenmediğini ileri sürerek taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın mahkemece haklı sebebe dayalı olarak feshine, kar payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve feshedilen adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesine, tasfiye alacağının ve ortaklık için yapılan giderlerin bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir....

        DELİLLER VE GEREKÇE: Davada, adi ortaklığın feshi ile bu ortaklığın feshinden davacının payına düşen kısım ile davacıya ödenmeyen kar payının belirlenip davalıdan tahsili, karşı davada ise adi ortaklığın feshi ile uğranılan zararın davacı karşı davalıdan tahsili istenilmiştir. Mahkememizce tarafların sunmuş olduğu deliller ticari kayıtlar , hesap özetleri, çek fotokopileri, hak ediş raporları, ibraname, noterden onaylı ve tarafların adi şekilde yaptıkları iş ortalığı sözleşmeleri dosyamız arasına alınmış banka kayıtları, Şişli ........ İcra müdürlüğünün ......... E sayılı dosyası dosyamızı arasına alınmış , tarafların iddia ve savunmaları ve sunulan belgelere göre taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan ortaklık sözleşmelerine göre kar ve zararın tespiti amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alınmış bilirkişi heyeti 25/09/2012 havale tarihli raporlarını dosyamıza sunmuşlardır ....

          Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kâr payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

            O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında asıl ve karşı davanın; adi ortaklığın haklı nedenle feshi talebi olarak ele alınması ve yukarıda açıklanan tasfiye hükümleri doğrultusunda, maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenmek ve ayrıca karar tarihine en yakın tarih dikkate alınmak suretiyle ortaklığın tasfiye edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma nedenine göre, davalı/karşı davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

              Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....

                Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

                  Bu durumda, mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklıksözleşmesinin 4/g maddesinde ifadesini bulan tasfiye maddesi de dikkate alınarak. adi ortaklığın tasfiyesine yönelik uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek, çözümlenmesi gerekirken bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmadan, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin deliller hiç toplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (diğer hususlar incelenmeksizin) kabulü ile HMK'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

                    Bu durumda, mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklıksözleşmesinin 4/g maddesinde ifadesini bulan tasfiye maddesi de dikkate alınarak. adi ortaklığın tasfiyesine yönelik uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek, çözümlenmesi gerekirken bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmadan, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin deliller hiç toplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (diğer hususlar incelenmeksizin) kabulü ile HMK'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu