Bu hali ile davacı ve davalı arasında 6.11.2006 tarihinde düzenlenen protokol gereğince davalının işlettiği işletmeye %50 ortak olduğu, davacının 50.000 USD ödediği böylece taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Davacının talebi dikkate alındığında adi ortaklığın feshinin istendiğinin kabulü gerekir. O halde davacı iddiası ve davalının savunması yönünden tüm delilleri celbedilerek B.K.nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri gözetilmeli adi ortaklığın feshi istendiğine göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
belge vererek müvekkilini ibra ettiğini, tarafların karşılıklı olarak anlaşarak ortaklığı 2005 yılı Haziran ayında bitirdiklerini, davacının kendisine ait dükkanı müvekkiline kiralamayı teklif ettiğini ve Temmuz 2005-2007 arasında 250 TL bedelle davalının taşınmazı kiraladığını, kira bedelini 1. yılın sonunda ödediğini ve davacıdan belge aldığını, kira sözleşmesi bitince bu kez 5 yıllık yeni bir kira sözleşmesi yaptıklarını ve 5 yıllık kira bedelinin 2008 yılında ödendiğini, davacının bu konuda da belge imzaladığını, ortaklığın 2005 yılında sona ermesi nedeniyle herhangi bir tasfiye ve tasfiye sonrasında pay istenemeyeceğini, kira ilişkisi kurulduğundan sadece varsa kira alacağına yönelik dava açabileceğini, tahliye davalarınında Sulh Hukuk Mahkemelerinde dava konusu yapılabileceğini, tarafların 2005 yılında ortaklığı bitirdikleri, bu tarihten sonrası için davacıya ait taşınmazı müvekkiline kiraladığı ve bedellerini de aldığı, herhangi bir alacağının kalmadığı, dolayısıyla adi ortaklığın...
ın sermaye şirketi kayıtlarına giren stoklar karşılığında adi ortaklık hesaplarına para girip girmediği de tespit edilmediğini, tüm bunların yanı sıra davalının sahibi olduğu sermaye şirketine satılan ticari mallarının satılıp satılmadığını ve ne kadar bedelle satıldığı tespit olunamamış davalının beyanı esas alınmıştır denmekte olduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile adi ortaklığın tasfiyesine, adi ortaklığı temsile yetkili olmak üzere tasfiye memuru atanmasına, Tasfiye ile birlikte ortaklık payı ve kar payının ortaklığın kurulduğu günden davanın açıldığı güne kadar hesaplanarak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, adi ortaklığa ait malların aynen taksimine, aynen taksimin mümkün olmaması halinde malların satılarak pay oranında paylaştırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Maddesinin ''Ortak Girişim tüm hak ve yükümlülüklerinin sona ermesinden sonra üzerinde anlaşma sağlanan kar veya zarar taraflarca yukarıdaki payları oranında paylaşılacaktır." hükmünü içerdiğini, ortak girişimin henüz tasfiye aşamasına girmediğini, taraflar arasındaki hak ve yükümlülüklerin devam ettiğini, tarafların ortak girişim sona erdikten sonra elbirliği ile adi ortaklığı tasfiye ederek, kar ve zararı bölüşebileceklerini, ayrıca davalı şirketin alacaklılarından mal kaçırmaya yönelik iş ve eylemlerde bulunduğu iddiasının doğru olmadığını ileri sürerek, davanın reddi savunulmuştur. Taraflarca dosyaya sunulan iş ortaklığı sözleşmeleri, düzenleme şeklinde taşınmazın satış vaadi ve arsa payı inşaat sözleşmesi, tapu kayıtları incelenmiştir. İzmir 32. Noterliğinin 14.07.2016 tarihli, ...yevmiye numaralı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı inşaat sözleşmesinin, ........
Uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesine ilişkindir. 1- Dosya kapsamından; davacı ile davalının, "..." unvanlı iş yerinin işletilmesi ve bunun sonucunda elde edilecek kar ve zararın %50 hisse ile paylaşılması konusunda, 05/03/2012 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığı, ortaklık süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, davacı ve davalının ortaklığı münferit imza ile temsile yetkili kılındıkları tespit edilmiştir. Her ne kadar sözleşmede her iki taraf da ortaklığı temsile yetkili kılınmışsa da davacı, davalının ortaklığı temsile yetkili olduğunu ileri sürmüş, dosya kapsamından ise davacının imalat, davalının ise satış alanında görevli oldukları, davalının yönetici ortak olarak hareket ettiği anlaşılmıştır....
ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile birlikte MKE Kurumunun patlayıcı madde bayiliğini yapmak üzere 21.10.1986 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurduklarını, kar ve zararın yarı yarıya olduğunu, ortaklığı tek başına davalının idare ve temsil ettiğini, 15.11.2003 tarihinde vergi dairesine verdikleri dilekçe ile adi ortaklığın resmi olarak kapanışını yaptıklarını, davalının kendisine 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ait kar paylarını ödemediği gibi icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek 37.477 TL üzerinden itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir....
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili 05.03.2010 tarihli dilekçesinde iş ortaklığı (2)'nin tasfiyesini kabul ettiklerini, davalının yaptığı resmi harcamalara itiraz etmeyeceklerini, gayrıresmi harcamalara itiraz ettiklerini bildirmiştir. Asıl davaya konu iş ortaklığı (1)'in kurulmasına esas amacın gerçekleştiği, asıl dava ile ilgili adi ortaklığın konusu işin bitirildiği anlaşıldığından asıl dava ile ilgili iş ortaklığı (1)'in de fesih ve tasfiyesi gerekmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Tarafların mutabakatı itibariyle birleşen davaya konu iş ortaklığı (2)'nin fesih ve tasfiyesi gerektiği; Asıl davaya konu iş ortaklığı(1)'in kurulmasına esas amacın gerçekleştiği, asıl dava ile ilgili adi ortaklığın konusu işin bitirildiği anlaşıldığından asıl dava ile ilgili iş ortaklığı (1)'in de fesih ve tasfiyesi gerektiği gerekçesiyle "... Asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne; ...-... İş Ortaklığı (1)'in fesih ve tasfiyesine, 140.214,06 TL tasfiye payı alacağının davalı ......
Mahkemece, Dairemizin 12.12.2005 tarihli bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın sabş sureti ile tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, ortaklığa konu aracın satış memuru tarafından değerinin tespiti ile satış işleminin yapılmasına, ortaklık borçlarının ödenmesinden sonra ba-kiyesinin hisseleri oranında taraflara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozmadan sonraki yargılamada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de, bu haliyle adi ortalığın usulüne uygun tasfiye edildiğinden söz etmek mümkün değildir. Daha açık bir anlatım ile adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Bozma ilamı-mızda da belirtildiği üzere, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1–Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine. 2–Taraflar arasında düzenlenen 17.9.1985 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurulduğu, her bir ortağın ½ oranında pay sahibi oldukları, davacının Almanya’da olması nedeniyle yönetici ortağın davalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş, mahkemece de fesih ve tasfiye ye karar verilmiş ancak tasfiyenin ne şekilde yapılacağı kararda belirtilmemiştir. Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği BK nun 535. maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da aynı yasanın 538 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
Bu nedenle ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen nazara alınır. Somut olayda, icra mahkemesine başvuran şikayetçilerin; ...Ve Ticaret Limited Şirketi ve ... Tic Ltd. Şti. & ...Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı olduğu görülmektedir. O halde mahkemece, şikayetçilerden ...Ltd. Şti & ...Tic. Ltd. Şti....